part 25

4.7K 443 145
                                    

"Uyanması gerekirdi şimdiye."

Etraftan duyduğum yabancı seslere buruşturarak açmıştım gözlerimi. Etrafta ki sesler bulanık ve garip geliyordu. N'olmuştu bana?

"Uyandı işte."

"Ah, sonunda. Felix hoobe!"

Eunjae hyung'un sesini duyduğumda alakasız bir sersemlik yaşamıştım. Onun burda ne işi vardı ki? Ben dün Hwang Bey'in evindeydim. İğneden sonrasını hatırlamıyorum.

"Eunjae hyung? Noona?"

Noona'yı da gördüğüm zaman daha fazla garipsemiştim.

"Doktoru çağırsak mı? Ben gidip bi' doktoru çağırayım."

Onlara seslendiğimi duymayan noona, hemen aceleyle ayrılmıştı hastahane odasından.

"Felix? İyi misin? Ağrın var mı?"

Eunjae hyung yanıma gelip yatağı uzaktan kumandayla kaldırmıştı. Ben ise gözlerimi kırpıştırıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordum hâlâ.

"Hastahenedeyiz hoobe, iyi olacaksın."

"Neler oldu hyung? Ben neden hastahanedeyim?"

Derken ellerimle destek alıp bedenimi kaldırmış ve Eunjae hyung'a bakmıştım. Hyung şaşırmıştı.

"Hatırlamıyor musun? Sarhoştun diye herhalde."

Sarhoş kelimesini duyar-duymaz göz bebeklerim büyümüştü. O herif beni neyle iğne yapmıştı?! Sarhoş mu olmuştum?!

"Neler oldu? Hiçbir şey hatırlamıyorum."

"Su ister misin?"

Eunjae hyung konudan çekilerek, bir bardağa su doldurmaya başlamıştı. Hızla hayır anlamında kafa sallamıştım. Neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.

"Hayır. Sadece hemen neler olduğunu anlat, hyung."

Hyung nefes verip bardağa doldurduğu suyu elime tutuşturmuştu. Ben de almak zorunda kalmıştım.

"Maaşımı aldığım için üçümüz yemek yiyelim diye düşünmüştüm. Byun noona ile konuştum. Seni aradığımızda ulaşamadık."

Dikkatle onu dinlemeye başlamış ve sudan bir yudum almıştım.

"Sana ulaşmak istedik ulaşamayınca evine gittik. Evde de yoktun. Endişelendik."

Eunjae hyung gözlerini kaçırıp anlamsızca bir bakış atmıştı.

"Sonra Hyunjin bey'in arabasını senin evinin birkaç sokak ileri de olduğunu gördük. Arabasının önünde durup birine ulaşmaya çalışıyordu."

Yutkunarak kafamı önüme çevirdim. Hyunjin de mi evimin önüne kadar gelmişti?

"Bizi görünce direkt senin nerede olduğunu sordu. Bilmediğimizi söyledik. Adam bir anda patladı, sinirlendi, bindi arabasına uçtu gitti."

"Sonra?.."

Hyung yanıma oturmuştu bu defa. Elimde ki suyu hızlı hızlı içmeye başlamıştım. Hyunjin'in o saatde evimin önünde olması oldukça şüpheliydi. Anlamış olmalıydılar diye gözlerimi kaçırıyordum.

"Birkaç saat sonra biz Byun noonayla yemek yerken Hyunjin bey aradı. Alakasız bir şekilde, seni sarhoş olarak bulduğunu ve hastahane de olduğunu söyledi. Arkadaşın olarak bilmemiz gerektiğini düşünmüş."

Son cümlesini bitirir bitirmez, şüpheyle bana dönmüştü.

"Hyunjin beyle sen ne alaka ki?"

"Bilmem ne alakaymış. Gelince sorarım ben de.."

Eunjae hyung yavaşça kafa sallayıp elimde ki boş su bardağını almıştı.

"Sen nasıl o kadar sarhoş oldun ki? Bayılacak kadar içmişsin, hoobe."

Nasıl yani? Ben bayılacak kadar sarhoş mu olmuşum? Hayır, o şerefsiz bana ilaç vermişti. Gözlerimle görmüştüm. Her şeyi hatırlıyorum. Bunu neden yapmıştı? Ne yapmak istemişti bana? Beni sarhoş ettikten sonra ne yapacaktı ki?

"Hyung. Hyunjin bey nerede?"

"Hyunjin bey mi? Ne alaka? Byun noonayı arayacağın yerde Hyunjin beyi arıyorsun."

Tripli sesle konuşmuş ve göz devirmişti. Nefes verip cevaplamıştım.

"Beni neden aradağını soracağım, ondan."

"Ama sorularımı cevaplamadın ki daha?"

"Sadece ara hyung. Daha sonra tek-tek cevaplayacağım."

Eunjae hyung hızla kafa sallayıp odadan ayrılmıştı.

Neler olmuştu hatırlamıyordum. Yine Hyunjin sayesinde mi kurtulmuştum? İlaçlı-ilaçlı dışarı nasıl çıkmıştım ki? Hepsini Hyunjin'den öğrenmeliydim.

my son's father is a boss | hyunlix ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin