Byun noona'nın işten ayrılmasından 2 gün geçmişti. Şimdi ise iş sabahıydı. Nasıl çalışacaktım bilmiyordum. Noona'sız ne yapacaktım bilmiyordum. Hyunjin yine sevdiğim bir kişiyi daha benden uzaklaştırmıştı.
İlk önce kendi oğlum, sonra ise iş arkadaşım.
"Bu Hyunjin bey'in odasından ağlayarak çıkan çocuk değil mi??"
"Kesin çocuğa şiddet falan uyguladı!"
Duyduğum seslerle kafamı yerden kaldırmıştım. Etrafıma göz gezdirdiğimde 4-5 kız grubu gözlerini dikmiş bana bakıyorlardı.
Doğru. Ben en son Hyunjin'in odasından ağlayarak çıkmıştım. Dedikodular da anında yayılmıştı. Hyunjin kesin beni yine azarlayacaktı. İşten bile kovabilirdi. İtibarını çok önemseyen biriydi. Onu tanıyordum.
"Felix.. oh.. Kahve dükkanında sıra vardı. Geciktim, kusura bakma.."
"Sorun değil, Eunjae sunbae."
Sunbae'i gördüğüm an hızla ayağa kalkıp elinden kahvemi almıştım. O ise nefesini dengeleştirmişti.
"Hep Byun noona ısmarlardı diye alışmışım."
"Artık ben alırım. Sen yorulma istersen sunbae."
Cümlemin sonunda gülümsemeye çalışmıştım. O son defa iç çekip yavaş adımlarla ofise doğru yürümeye başlamıştı. Ben de dudaklarımı bir-birine bastırıp ardından yürümüştüm.
"Boşver. Fark etmez artık."
Ofisin önünde durup toplantı odasına girmiştik. Bu sabah toplantı vardı diye erken gelmiştik. Eunjae sunbae'de oldukça üzgündü. Byun noona'nın gitmesine en çok o üzülmüştü.
"Belki'de en iyisi buydu sunbae. Hem noona da çok yoruluyordu, öyle düşünelim."
"Haklısın."
Diye, bana destek çıkmıştı. Ben bakışlarımı önüme çevirmiştim.
"Sunbae, peki sence ben de kovulur muyum?"
Eunjae sunbae nefes vererek içeri'de ki sandalyelerden birine, yani yerine oturmuştu.
"Kovulmazsın. Lütfen, kovulma Felix. Eğer sen de gidersen ben.."
Ses tonu ağlamaklı çıkmıştı, ben ise hemen yanına oturup kollarından tutarak onu sarsmıştım.
"Saçmalama sunbae!! Biz sadece işten ayrılacağız. Belki yeni iş buluruz, bu işten daha iyi olabilir??!"
"Olmaz, Felix olmaz. Ben ve Byun, tam olarak 4 yıldan uzun süredir burada çalışıyorduk."
Kaşlarımı çatarak önüme dönmüştüm. Yine o herif birilerini üzmüştü. Yine sevdiğim bir kişiyi incitmişti. Bu artık üçüncü kişi oluyordu. Çok sinirlenmiştim.
"Eunjae sunbae, Hyunjin gibi pislik birinin çalışanı olmaktansa kovulmak daha iyidir."
"Ne?"
Dememle Eunjae hızla kafasını yerden kaldırıp bana bakmıştı. İlk defa bu kadar sinirliydim. Ve onun gibi 'yüce' birine pislik demiştim.
"Felix birisi duyacak şimdi!"
"Duyarsa duysun tamam mı? Ben kovulmak istiyorum artık. Kovulmak umrumda değil. "
Dişlerimi sıkmıştım. Eunjae sunbae'yi yavaşça bırakıp ayağa kalkmıştım. O ise bana bakmıştı. Biliyordu herhalde sinirden bir şeyler yapacağımı. Ama bana bakmıyor gibiydi, biraz. Arkama bakıyor gibiydi.
"Hem belki Byun noona, bu işten daha iyisini bulacak? Biz neden sürekli böyle kaba bir patron yüzünden-"
"Felix!!"
Eunjae sunbae bağırarak lafımı kesmiş, ve uyarırmış gibi kaş göz yapmıştı. Ben hiçbir şey anlamamıştım.
"Ne oldu?.."
Diye mırıldanmış, ama Eunjae sunbae bana cevap vermemişti. Kısa sürelik sessizlikten sonra belimde eller hissettiğim zaman gözlerimi büyütmüştüm.
"Demek işten kovulmak istiyorsun."
Hyunjin'in sesini kulaklarımın dibinde duyduğumda, arkadan bana sarıldığını anlamıştım. Ne kadar süredir oradaydı bu herif?? Gizlice bizi mi dinlemişti?? Kovulmak istediğimi bile duymuş resmen. Siktir, kesinlikle şimdi işim bitmişti.
"Felix, Cevap versene. Sorun ne?"
Dudakları kulağıma kadar değerken, titremiştim. Eunjae sunbae ise beni tanımıyormuş gibi yapmıştı. İyi ki ofise erken gelmiştim. Ofiste Eunjae sunbae ve benden başka birisi yoktu. Doğru gerçi, bu herifin erken zamanda burada ne işi vardı?
"E-efendim, şimdi ş-şöyle ki-"
"Açıkla demedim. Kovulmak istiyorum dedin mi diye sordum."
Tüm netliğiyle yeniden konuşmuştu. Ben ise sesli şekilde yutkunmuştum. Boğazım düğümlenmişti resmen. O kadar çok yakınımdaydı ki.. eskisi gibi sarılmıştı bana. Bu da, kalbimi hızlandırmaya sebep olmuştu.
"Evet ve ya hayır. Cevap bekliyorum."
Yumruğumu sıkarak kafamı biraz ondan uzaklaştırmaya çalışmıştım. Bana dokunmasını istemiyordum. Bana her dokunduğunda kalbim deli gibi çarpıyordu. Ben de ona aşık olmak istemiyordum.
"Evet, d-dedim."
Bedenimin titrediği gibi sesimde titremişti, konuşurken. O ise yüzümü ondan uzaklaştırmama rağmen, bana yeniden yakınlaşmıştı. Hâlâ ona aşık mıydım?? Yoksa ona yeniden mi aşık oluyordum?
"Güzel. Seni kovmamak için elimden geleni yapacağım."
Alayla dediğini biliyordum. Bi' nevi beni azarlıyordu. Yoksa, gerçekten mi öyle demişti? Düşüncelerim karşısında boğuşurken o uzaklaştı benden. Ellerini de belimden çekti.
"Eunjae, Odama dosyaları getir. Bekliyorum."
"Tabi, efendim."
Eunjae hemen ayağa kalkıp başıyla selamlamıştı. Hyunjin ise uzaklaşarak ofisine gitmişti.
"Felix, bu adam sana yakınlaşarak böyle bir şey dediyse kesin bir şey yapacak. Ona iyi davran, benden söylemesi."
Dedikten hemen sonra Eunjae sunbae de dosyalar odasına doğru gitmişti.
-
bu bolum kisa olsa da sonra ki bolum cok guzel olacak arkadaslar.
Firtina once ki sessizlik🤗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my son's father is a boss | hyunlix ✔
Teen Fiction"Yeni patron mu? Dünya çapında ünlü, bay Hwang'ın oğlu mu dedin?" Benim eski okulumda cinsel ilişkiye girdiğim, Hyunjin mi!?? ⚊⚊⚊ ๑Düz yazı ๑Yetişkin içerik ๑Mpreg ๑Daddykink