"Tamam, ben onları hallederim."
Telefonla konuşan Eunjae sunbaenin sesini duyduğumda, kafamı kaldırıp ona bakmaya çalışmıştım.
Dün Hyunjin 'bey' ile saat 10'a kadar yapmıştık resmen. Herkes işten çıkmıştı. 5 saat durmadan yapmak cidden beni mahvetmişti. Gece belimin acısı yüzünden uyuyamamıştım. Hem uykusuzdum, hem de acıdan geberiyordum. Bi' de bugün toplantı vardı. Nasıl geçecekti düşünemiyordum bile.
"Felix? Sen çok yorgun gözüküyorsun."
"Ah, ben iyiyim."
Utanarak boynumu kaşıdığımda, Eunjae sunbae boynuma bakmıştı. Boynuma baktığı gibi gülüşü sönmüştü.
"Felix.. senin boynun..."
"Ne?! Böcek mi var?!! Hayır ya!!"
Boynumu hızlı hızlı kontrol etsem de böcek bulamadığım için Eunjae sunbae'ye geri dönmüştüm. Hâlâ boynuma bakıyordu. Ve şok olmuştu resmen.
"Felix, sen biriyle yatmışsın.. Boynunda morluklar var!"
Anladığım gibi hemen boynumu tutup alt dudağımı ısırmıştım. Yüzüm de kızarmaya başlamıştı.
"Kiminle yaptın? İyi miydi?? Şeyi büyük müydü? Yakışıklı mıydı? Bana anlatabilirsin!!"
Sevinçle bağırıp yerinde zıplamaya başlamıştı. Ben ise yutkunmuştum. Ona, yattığım kişinin Hyunjin olduğunu söylemeli miydim? Bu sadece bir günlük olduysa, hayır söyleyemezdim. Kimse de inanmazdı gerçi. Yine de söylememeliydim. Hyunjin bey de itibarını önemsiyordu sonuçta.
"Şey.. yakışıklıydı.."
"Öyle mi!?? Off..!!! Eminim güzel geçmiştir! Onun evinde mi yaptınız??"
Dediği gibi öksürmeye başlamıştım. Siktir!! Nasıl diyebilirdim ki şirkette masanın üzerinde yaptığımızı?!
"Şey ya. Biz şeyde yaptık.."
"Nerede?"
Gözlerini kocaman büyütüp parlak gözleriyle bana bakmaya başlamıştı. Cevabımı merakla bekliyor gibiydi.
"Otel'de yaptık. Otel'de."
Dediğim de Eunjae sunbae hemen benden uzaklaşmıştı. Ben de nefes vermiştim.
"Kimdi pekii!??"
"Sunbae, kim olduğunu söylemesem olur mu?.."
"Senin kararın, canım. Gizli kalsın. Benden sır çıkmaz merak etme."
Göz kırpıp dudaklarının önünde fermuar çekiyormuş gibi yapmıştı. Ben de kıkırdamıştım.
"Gel şunları kapatıcıyla kapatalım en azından. Dudaklarının içi de yara olmuş, baya sert biriyle yatmışsınn!!"
Yerinde zıplaya zıplaya, yanda ki masada oturan kızın makyaj çantasından birkaç şey almıştı.
"Çok mu biliniyor sunbae?"
"Yok, canım. Birisi ağzının ortasına yapıştırmış gibi, öyle çok değil."
Elini sallayıp ayağa kalkmış ve kolumdan tutarak beni tuvalete yönlendirmişti. O sırada ise duvara yaslanıp elinde ki dosyayla ilgilenen Hyunjin bey ile göz göze gelmiştim. Göz göze geldiğim gibi kafamı önüme çevirip, kızaran yüzümü belli etmemeye çalışmıştım.
-
"Elimizde ki tüm dosyaları bugün için istiyorum. Hepsinin işaretlenmesi gerek."
Toplantı odasına girdiğim gibi, Hyunjin beyin asistan kızla iş konuştuğunu görmüştüm. Beni fark edememiştiler çünkü işe yoğun şekilde dikkatliydiler.
"Tabi efendim. Kahvenizi getireyim mi?"
"Toplantıdan sonra."
Net şekilde konuştuktan hemen sonra kız Hyunjin beyden uzaklaşıp masada dosyaları toplamaya başlamıştı. Ben de elimde ki dosyayla Hyunjin bey'e ilerlemiştim.
"Hyunjin bey, istediğiniz dosyaların son beşi Eunjae sunbae'de, ama geri kalanını getirdim."
Diyerek dosyaları masaya koymaya başlamıştım. Dikkatli şekilde dosyaları koyarken, belim de el hissettiğim zaman irkilmiştim.
"Öylemiymiş, Felix bey?"
Alayla sırıtıp bana baktığında, bakışlarım hemen oda da ki kızı aramıştı. Bize bakmıyordu. Dikkati dosyalardaydı. Ve sunuma odaklanmıştı. Bu yüzden hemen Hyunjin'e dönmüştüm. Onunla yaptıktan sonra ona nasıl hitap edecektim bilmiyorum..
"Kız görebilir!!"
"Hmm."
Belimde ki ellerini sıkılaştırdığı zaman ona doğru çekilmiştim. Refleks olarak ellerim de onun omzuna gitmişti. Siktir! Kız arkasını dönüp bizi görebilirdi, ayrıca toplantı birazdan başlayacaktı. Odaya birileri girebilirdi!!
"Gerçekten ciddiyim! Görecek birisi!!"
O kadar sessiz fısıldıyordum ki, sırf kız duymasın diye şuan diyeceğim şeyi kağıda yazıp Hyunjin'e verebilirdim. Ama Hyunjin 'bey' çok sakin karşılıyordu. Sanki burada sevişsek basılmayacakmışız gibi.
"Dün'kü gibi, lütfen babacık dersen bırakırım."
Beni kendine çekip kulağıma fısıldamıştı. Ben ise gözlerimi büyütmüştüm. Cidden her an birisi odaya girebilir ya da şuan önümüzde duran kız bizi duyabilirdi. Bunu yapmam çok büyük riskti.
"Lütfen."
"Bir şeyi unuttun."
Ellerini belimden aşağı, kalçama indirdiğinde yutkunarak göz ucuyla kapıya ve kıza bakmıştım. Sonra ise Hyunjin'e biraz yaklaşarak fısıldamıştım.
"Lütfen babacığım."
Gözlerini kapatıp yavaşça iç çekmişti. Elleri hâlâ kalçamdaydı. Bu yüzden ben hemen geri çekilmiştim. Geri çekildiğim gibi kapı açılmış ve Eunjae sunbae içeri girmişti. Resmen tam zamanında geri çekilmiştim. Yoksa şuan Eunjae sunbae gördüğü şey ile şoktan bayılabilirdi.
Hemen masa da ki sandalyelerden birine geçmiş ve bakışlarımı önüme dikmiştim. Eunjae sunbae ise odada'ki kıza selam verip yanıma oturmuştu.
Göz ucuyla Hyunjin bey'e baktığımda bana bakıyordu. Hem de gözlerini benden ayırmıyordu. Sanki bakışları bana hemen yanıma gel diyordu. Tahrik mi olmuştu o?
"Hyunjin bey, ana sistemli dosyaları buldum. Masaya koyayim mi??"
Kız sonunda arkasını dönüp Hyunjin'e baktığında, Hyunjin sonunda gözlerini benden çekmişti. Ve kıza kafa sallamıştı.
Hyunjin'in bana artık sex oyuncağı olarak bakacağını düşünüyordum. Ama ben hamile kalabilirdim. Yani onun bana edeceği tüm tekliflere hayır diyecektim. İster işim olsun, yine de söz konusu benim hamile kalmam ise yeniden travma yaşamak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my son's father is a boss | hyunlix ✔
Teen Fiction"Yeni patron mu? Dünya çapında ünlü, bay Hwang'ın oğlu mu dedin?" Benim eski okulumda cinsel ilişkiye girdiğim, Hyunjin mi!?? ⚊⚊⚊ ๑Düz yazı ๑Yetişkin içerik ๑Mpreg ๑Daddykink