part 3

10.1K 821 1.1K
                                    

"Hyunjin bey yine birilerini kovmuş işten."

"Oha! Kimi kovmuş?"

"Byun hanımın çalışanını."

Yanımda ki kızlar durmadan o herif hakkında konuşurken kaşlarımı çatmıştım. O iğrenç herif hakkında bir tane şey bile duymak istemiyordum. Onun ismini bile duymak istemiyordum.

"Ama kendisi baya yakışıklı. Keşke öyle bir sevgilim olsaydı!!"

"Aslında sevgilisi olsa koşa-koşa kaçar ama, neyse."

Kendi kendime mırıldandığımı duyan kız bana dönmüştü.

"Sen daha ilk günden ağlamamış mıydın kovulursun diye?"

İç çekerek önüme dönmüştüm. O sıra ise aklıma yine oğlum gelmişti.

Eğer çocuğum ondan olmasaydı ben bebeğimi kimseye vermezdim. Beni bırakıp gitmişti. Sormaya bile kalkmamıştı. İnsanlar, onun nerede olduğu hakkında biraz bile bana bir şey dememişti.

"Felix. Derhal odama. Siz de hemen iş başına."

"P-peki, efendim kusura bakmayın."

Az önce Hyunjin'in dedikodusu yapan üç kız da onun karşısında eğilerek bir siçan gibi koşarak yerlerine geçmiştiler. Ben ise Hyunjin bey'in arkasından ilerlemiştim. O durduğu an ben de ona çarparak durmuştum.

"Bana yakın durulmasını sevmem."

Dediği gibi, uzaklaşarak kaşlarımı çatmıştım. Hah. Seninle yakın olmak isteyenlerin zaten.. göz devirip odasına girmiştim. Kapıyı da arkamdan kapatmıştım. O ise bana bakıyordu. Gözünü hiç ayırmadan bana bakıyordu.

"Aferin, arkadan kapı kapatılmasını öğrenmişsin."

"Kusura bakmayın. Sorun neydi Hyunjin bey?"

Keyifsiz ses tonum onu rahatsız etmiş şekilde, tek kaşını kaldırmıştı. Ben ise anlamadığım için boş ve nefret dolu bakışlarımı atıyordum ona.

"Sana verilen tüm işleri yanlış yapmışsın."

Tüm sözünü altına basarak demiş ben ise kaşlarımı kaldırmıştım. Sessizce ona bakıyordum. Evet Yongbok, işinle vedalaşma vaktin geldi. Artık dışarı'da yatacağım..

"Şey ben.. dalmıştım, yani öyle bir an. Özür dilerim, bir daha olmayacak efendim!"

"Bir daha olmayacak? İnanmamı mı istiyorsun bu kelimeye??"

Sert sesiyle irkilip geriye atılmıştım. Kafam hâlâ aşağı eğikti. O ise masa'da eline aldığı dosyaları bana doğru fırlatmıştı. Gözlerimi sıkıca kapatmıştım. Gözlerimi sıkıca kapatsam bile onun bana doğru adımlamaya başladığını fark etmiştim. Ayak seslerini duyuyordum.

"Ö-özür dilerim."

"Dileme. Özür dilenilmesinden nefret ederim."

"Peki, e-fendim. Siz n-nasıl isterseniz.."

Sesim titremeye başlamış gözüm dolmaya başlamıştı. Yakınımda durduğu için olmuştu. Of siktir! Yine ne yapıyordum ben?!

"Amma da ağlaksın, hemen ağlamaya başlıyorsun.

"Ben gi-gidebilir miyim, efend-im."

Ses tonumu kontrol edemiyordum. Titremeden duramıyordu. Sesi çok tehditkar ve yüksekti. Biri bana bağırdığı an zaten hemen gözlerim dolardı, korkardım. Ve bana bağıran kişi de Hyunjin.. oğlumun babası olunca.. titremeden duramıyordum.

"Hayır. Burada ağla öyle git, sonra sana bir şey yaptığımı sanarlar."

Beni ciddiye almayıp masasına ilerlemişti. Ama göz ucuyla aynadan bana baktığını fark etmiştim. Sessizce akan göz yaşlarımı silerken, hıçkırıklarım başlamıştı.

"Peçete ister misin?"

"Hay-ır. Ben a-artık gideyim.."

"Ağlaman bitince gidersin."

Resmen duygularımı ciddiye almıyordu. Sanki önünde bir eşya varmış gibi davranıyordu. Bu durumdan nefret ediyordum.

Hıçkırıklarım başladığı için ağzımı kapatmıştım elimle. Ama hâlâ hıçkırık seslerim hafif geliyordu. O ise bardağa su dolduruyordu, yerine oturmadan.

"Ağlarken elinle ağzını kapatırsan nefes dengen bozulur. Al şunu."

Doldurduğu suyu bana uzatınca bir gram zaman kaybetmeden ondan alıp arkamı dönerek kafama dikmiştim. O ise benden uzaklaşmıştı. Masasının üstünde duran dosyalara bakınıyordu. Suyu içip ona döndüğümde, yine göz ucuyla bana baktığını fark etmiştim.

"Bitti mi?"

"B-bitti. Bir daha olmayacak, e-fendim."

Ağlamam sakinleşse bile, sesim hâlâ titriyordu. O ise bana arkası dönük şekilde masada duran dosyalara bakıyordu.

"İyi, çık."

Dediği an koşarak çıkmıştım odasından. Arkamdan kapıyı da kapatmıştım tabii. Bu küçük hareketler yüzünden insanları kovuyordu işinden. Kapıyı kapatmadıkları için, ağladıkları için, efendim ve ya Hyunjin bey demedikleri için. Henüz onun gelmesinin 2.gün'ü olmasına rağmen anlamıştım.

"Felix? Canım iyi misin?? Patron sana bir şey mi yaptı?"

"Hayır, noona. Ben iyiyim merak etme."

"Of. Böyle giderse ben de işten kovulacağım sanırım."

Dediği gibi kafamı kaldırıp Byun noona'a bakmıştım. Gözlerinin altı mosmordu. Dün gece yoğun çalışmıştı, kesin. Ama bugün sabah Hyunjin bey tarafından azarlanmamış mıydı? Byun noona'nın gece vaktine kadar çalışması ona yetmemiş miydi?

"Hayır noona! Uyku düzenine dikkat edersen beynin uyanık olur, işlerini daha rahat yaparsın!! Sen Hyunjin bey'i dinleme."

Onun kollarından tutarak teselli vermeye çalışmıştım. Byun noona işten gidemezdi. Benim can arkadaşım gibi bir şeydi. Onu çok seviyordum, ona değer veriyordum. O da bana öyle. Ve ofiste ki neredeyse tüm erkekler'de ona aşıktı. Bizi yanlış anlıyorlardı.

"Ben kovulsam bile, senin işten kovulmaman için her şeyi yapacağım Felix."

"Öyle demesene noona!! Kovulmak yok, hep birlikte burada çalışacağız!"

Ah, gerçi Byun noona benim Hyunjin'den hamile kaldığımı, çocuğumun ondan olduğunu bilseydi, onu gebertirdi. Ama sadece çocuğumun olduğunu ve onu birisine vermek zorunda kaldığımı biliyordu.

"Lütfen, noona. Eğersen gidersen ben de ayrılırım işten.. ben yalnız başıma çalış-"

"Saçmalama Felix. Sen işinde kalmalısın, sakın bak sakın ben gidersem sen de istifa etmeyeceksin. Senin paraya ihtiyacın var."

Haklıydı. Kafamı aşağı eğmiştim. Eğer buraya gelen müdür Hyunjin bey olmasaydı her şey güzel olacaktı!! Ben travmalarımı tekrar tekrar yaşamayacaktım. Sürekli Hyunjin bey'i gördüğümde gözüm dolmayacaktı. En önemlisi de, kimse işten kovulmayacaktı.

"Byun noona. Ben işten kovulmanızı istemiyorum.."

"Şşt, merak etme. Ablan olarak hep senin yanında olacağım. Fighting!"

Eliyle yumruğunu sıkıp kısa siyah saçlarının arasından bana kocaman gülümsemişti. Ben de ona gülümsemiştim.

"Yine de uyku düzenine dikkat et, noona."

"Sen merak etme ablanı, dikkat ederim ben."

Yanaklarımı sıkıp kendi masasına ilerlemişti, noona. Ama arkasını döndüğü gibi suratının düştüğünü fark etmiştim. O da biliyordu işten kovulacağını.

--

bolumlwr kisa olabilir ama bir yerden sonra bolumleri uzatacagim.

buarada medyada'ki gibi cizimleri instagram hesabimda yayimliyorum bi ara ismimi birakacagim!! ^^

(⨻medyaya koydugum cizimler bana ozgun degil⨻)

my son's father is a boss | hyunlix ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin