Açtığım buzdolabına birkaç saniye bakınarak kalmıştım. Sonra gözlerimi kırpıştırıp içeriden soğuk portakal suyunu alıp kapağını açmıştım ki, Hyunjin'in sesini duymamla dikkatim dağılmıştı.
"Felix?"
"Hyunjin? Ben de.. şey, portakal suyu içiyordum."
Derken elimde ki portakal suyunu yavaşça masaya bırakıp, buzdolabının kapağını kapatmıştım.
Her zaman olduğu gibi Hyunjin yine beni evine çağırmıştı. Yine onun istediği olmuştu. Yine yatmıştık. Ama Hyunjinle olan her bir hareket benim için özeldi.
"Saat 7. Uykulu değil misin?"
"Yok. Ben acıktım, ondan kalktım."
Hyunjin kaşlarını kaldırıp yanıma ilerlemişti.
"Benim evimde rahat ol. Biliyorsun, senin dokunduğun hiçbir şeyden rahatsız olmam."
Derken, masaya bıraktığım portakal suyunu alıp yeniden bana uzatmıştı. Ben ise kızarmış yanaklarımı görmezden gelerek, utanmış yüzle elinden almıştım.
"Acıktıysan beni uyandırsaydın. Şimdi sana yemek sipariş edeceğim."
Elini yanaklarıma bırakıp yanağımı sıkmış ve geri odasına adımlamıştı. Sadece kızarmış şekilde arkasından bakıyordum.
Portakal suyundan birkaç yudum almış, ve yeniden buzdolabını açmıştım. Portakal suyunu buzdolabında ki yerine bırakır-bırakmaz, telefonumun zil sesi yankılanmıştı oda'da.
"Sabah sabah.. Kim ki bu?"
Masaya bıraktığım telefonumun yüzüne bakmış, ve gördüğüm numarayla gözlerim büyümüştü.
Bu. Hyunjinin. Babasının. Numarasıydı.
"N'oluyor Felix? Kim arıyor seni, sabah sabah??"
Hyunjin de içeri girdiğinde tam olmuştu. Şaşkınca kalıp birkaç saniye ona bakmıştım. Telefonumun zil sesi de çalmaya devam ediyordu. Ama Hyunjin hâlâ cevap bekliyordu.
"Seninle konuşuyorum Felix. Bir sorun mu var?"
"Yooo!!! Ne sorunu olacak ki!! Ben bi' açıp geleceğim bunu."
Aceleyle hâlâ çalan telefonumu masadan alıp lavaboya kaçmıştım. Kaçmıştım olmazdı aslında, koşmuştum. Çünkü Hyunjin babasının beni aradığını öğrenseydi sinirlenirdi.
Banyoya girip arkamdan kapıyı kapatmış ve çalan telefonu açmıştım.
"Alo? Hwang bey??.."
Konuşurken sesim titremişti. Çünkü korkuyordum. Yine beni birisiyle tehdit etmesinden çok korkuyordum.
"Açacağını düşünmemiştim açıkçası."
"Yok.. açtım.. "
Kendi kendime mırıldanırken, tırnaklarımı ısırmaya başladığımı fark etmemiştim.
"Çocuğu görmek istediğini söylemiştin."
Gözlerim büyümüştü. Hemen aklımda sorular canlanmıştı.
Bana çocuğumu gösterecek miydi? Bunun için mi aramıştı? Çok heyecanlanmıştım.
"E-evet?"
"'Ve Hyunjin'den ayrılacağını söylemiştin."
Hemen yüzüm düşmüştü. Hayır. Asla ama asla Hyunjin'den ayrılmazdım. Hayır ben buna cesaret edemezdim. Lütfen, sadece bana çocuğumu gösteremez miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my son's father is a boss | hyunlix ✔
Teen Fiction"Yeni patron mu? Dünya çapında ünlü, bay Hwang'ın oğlu mu dedin?" Benim eski okulumda cinsel ilişkiye girdiğim, Hyunjin mi!?? ⚊⚊⚊ ๑Düz yazı ๑Yetişkin içerik ๑Mpreg ๑Daddykink