part 13

7K 642 461
                                    

flashback 5 yıl önce;

2 Kasım 2018.

"Hyunjin, sürekli yanlış yapıyorsun. Önce çilek koyulmaz ki."

Küçük, kendinden büyük bedeni hafifçe ittirip, çileği kekin üstünden almıştı.

"Kendi kurallarımızı kendimiz koysak olmaz mı, yongbokkie?"

Felix göz devirip, sevgilisinin dudaklarına öpücük bırakmış ve çileği kendi ağzına atmıştı.

"Olmaz, hyunjinnie."

"Sen bana hep böyle seslensene."

Büyük, küçüğünün belinden tutup imalı konuştuğunda, Felix hemen ellerini sevgilisinin boynuna yerleştirmişti.

"Peki, hyunjinnie~~"

Diyerek fısıldamıştı usulca, küçük olan. Hyunjin ise elini küçüğünün saçlarına koyup okşamıştı.

"Birazdan babam gelmiyor olsaydı, şuan seni yatağa atmadan bırakmazdım."

"Bırakma o zaman!!"

Felix konuşup kıkırdamıştı, alayla. Büyük beden ise küçüğünün boynuna ilerlemişti, dudaklarını bastırmak için. Ama onları bölen kapı zili olmuştu.

"Baban geldi, Hyunjinn."

"Bak, akşam benden böylece kurtulamayacaksın Yongbok!!"

Kapıyı açmaya giden küçüğe arkasından bağırmış ve gülümsemişti.

"Hoşgeldiniz Bay Hwang!"

Felix karşısında ona ciddiyetle bakan adama gülümseyerek kapıyı açtığında, adamın mimiği oynamamıştı. Tabi bu da Felix'e hoş gelmemişti.

"Şey.."

"Hyunjin nerede?"

Diye soğuk sesle karşılık vermişti, ihtiyar. Küçük olan ise ne yapacağını bilemeyip kapıyı biraz daha açarak Hyunjin'i göstermişti.

"Çekil şurdan."

Felix'i iterek içeri geçmiş ve oğluna doğru sinirle adımlamıştı yaşlı adam. Küçük olan ise endişe içinde kapıyı kapatmış ve hazır olan sofraya gözü kaymıştı. Aklında binbür türlü endişeli sorular geziyordu şuan.

"Hyunjin, bu ne demek oluyor?!"

"Anlamadım, baba?"

Hyunjin, karşısında sinirden kaşları titreyen babasına cevap vermişti. Adam ise gözü dönmüş gibiydi.

"Bir erkekle çıkıyorsun ve beni o sürtükle yemeğe davet ediyorsun?!"

Küçük olan Hyunjin'in babasının sesini duyduğunda, gözleri açılmıştı hızla. Ne yani? Bay Hwang, Felix'i sürtük olarak mı tanıyor diye düşündü.

"Düzgün konuş. O benim sevgilim."

"Babana karşı çıkamazsın, Hyun. Sen hep ben ne dediysem onu yaptın."

Hayal kırıklığıyla kendi oğluna bakarken, Felix'in gözleri dolmaya başlamıştı. Bunu da anında Hyunjin görmüştü. Kaşlarını çatarak babasına geri dönmüştü.

"Hep senin dediğini yapmam kimle çıkacağıma karışma hakkı vermiyor."

"Düzgün konuş babanla, Hwang Hyunjin!! Hemen o sürtüğü kendi geldiği yere göndereceksin!"

Hyunjin dişlerini sıkarak, yumruğunu tutmaya çalışmıştı. Önünde durup her şeyi duyan Felix'e sarılmak için babasını öylece itip Felix'in yanına ilerlemişti.

"Sikeyim, birde sarılıyor.."

"Yongbok, neden ağlıyorsun?? Güzelim?"

Bebeğine sarılıp saçlarını okşamış ve öperek sakinleştirmeye çalışmıştı. Yongbok ise sıkı sıkı sarılıyordu Hyunjin'e. Hissetmişti o an Hyunjin'in elinden kayıp gideceğini. Ve her şeye babasının neden olacağını.

"Hyunjin! Sana diyorum!!"

"Ona hakaret edemezsin. Bana her şeyi söyledin, ama ona söylemene asla izin vermem."

Sevgilisini arkasına alıp net sesle konuştuğunda, yaşlı adamın gözleri iyice dönmüştü. Gülüp dişlerini sıkmıştı, ihtiyar. Göz ucuyla'da oğlunun arkasında ki çocuğa bakıyordu.

"Peki yaptırırsam?"

"Buna izin vermem. Asla ama asla izin vermeyeceğim."

Yaşlı adam kafasını kaldırıp odaya göz gezdirmişti. Cidden sofra hazırlanmıştı ve o kadar heyecanla beklenmişti babası. Ama adamın bunu sevecek kadar bile duygusu yoktu.

"Onunla ayrılacaksın Hyun."

"Ya ayrılmazsam?"

Adam yeniden dişlerini sıkmış ve Hyunjin'in arkasında saklanan küçüğe göz gezdirmişti. Zayıf çocuktu. İşte o an, aklına muhteşem bir plan gelmişti. Ve bu bu iki genc'in en derin yaraları olacaktı.

"O zaman ben ayıracağım."

Bağırıp çağırmalardan hemen sonra son cümlesini söyleyip gitmişti evden. Bu da ilk ve son gelişi olmuştu.

my son's father is a boss | hyunlix ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin