28

222 23 13
                                    

Potaçari-Haziran,2000

Eski Neyla gibi bağır çağır öfkemi kussam da kovulmaktan beter edilmiştim ama yine de gitmedim ben o gece.Gidemedim.Nereye gidecektim sanki?Duyduklarım fersiz bıraktı beni.Eski Neyla olsa böyle kalır mıydı olduğu yerde?Öfkeyle apar topar çıkar giderdi o evden durdurulmayı bekleyerek.Bir dakika bile durmazdı herhalde.Ama ben tüm yüzsüzlüğümle kaldım olduğum yerde.

Sabahı olmayacağını sandığım gecelerden biriydi o gece.Naser dönüp arkasını gitti.Bense beni bıraktığı o koltuğun yamacında fazla barınamadım.Benim için hazır edilen odaya attım kendimi soluk soluğa.Kapı önünde terk etti dizlerimin feri beni.Kapattığım kapının önüne sığındım bir sığıntı gibi.Dalgalı bir deniz gibi çalkalandı içim dışım.Karanlık odanın karanlıkları boğdu beni.Direndim.Hem de çok.Ağlamamak için.Eğer ağlarsam ki biliyordum gerisi çorap söküğü gibi gelir.İçim kuruyana kadar ağlarım.Kaybolurum,hiç olurum,mahvolurum.Dudaklarımı kanatacak kadar ısırdım.Gam yükünün kervanları yürüyen dudaklarım titredi durdu acıdan.Ellerimi sıktım,parmaklarımın uçlarını.Tırnaklarımı batırdım avuç içlerime de dört parmağımın izi çıktı avuçlarıma.Deli oldum belki divane.Ama ne yapıp ettiysem avutamadım ben beni.Zaptı olmadı gözyaşlarımın.Bir iki hıçkırık fırladı dudaklarımdan.Korkuyla ağzıma siper ettim ellerimi.Sesim çıkmasın istedim ağlarken.Duyulmasın yüzsüzlüğümün ayak sesleri.Kendini bir halt sanan,aşkımın yanındaki gururun çatır çutur kırılışının sesini kimseler duymasın.Utanırdım yoksa.Ben ben olmaktan çıkmışçasına hıçkıra hıçkıra ağladım.1995 senesindeki o kapı önündeki ağlayışımı hatırlattı durdu derbederliğimi.O günü anımsadıkça daha çok içerlendim.Ağladım.Daha da çok.

Nefessiz kaldığım anlar oldu.

Gözlerimi açıp kapattıkça odayı aydınlatan penceredeki huzmeler gözbebeklerimi kesti.Kestiği yerden fırladı kaybettiklerimin heyulaları.Ağladıkça ağlarken ardı ardına sıralandı kederlerim.Aklım karıştı.Kendimden çok ağladım Naser'in kimsesizliğine,o koygun kuru gözlerine,yalnızlığına,biçareliğine.Dikiş tutmaz bir yara alan ruhumun çatırtıları ilişti o gece kulaklarıma.Bu ses tümüyle terk edilen ruhumun sesiydi.Bilmem ne zamandan kalma.Naser'i kollarıma alıp teselli etsem teselli bulacağımı sandığım anlar çok oldu.Bir öksüzlük,bir yetimlik,çok ölümden fazlasıydı.Vahşiliğin ortasında bulunmuş ölümlerin vahşeti gelip yapıştı etime tenime.Nimeta ile soluk soluğa kaçtığım o gece düştü yadıma.

Çaresizdim.

Yakalandığım fırtına, dallarımı kırdı o gece.Irgaladı,silkeledi.Döküldü gönül yapraklarım.Ağlamaktan helak olacağımı,ağlarken ölen ilk insan olacağımı sandım o gece.

Ve korktum.Saklamaya çalıştığım o içli hıçkırıklarım boş evde yankılanarak Naser'in kulağına gidecek diye ödüm koptu.Korktukça da daha çok ağladım.

Ne kadar zaman ağladığımı bilmeden uykuya dalmışım.Kapı önünde.İki büklüm.Uyandığımda bir araba dayak yemiş hissiyatı ile olduğum yerde hareketim güçtü.Bir müddet daha yattım o sert zemini üzerinde.İstifimi bozmadan. Hala karanlıktı.Gece daha sabaha el vermemişti.En sonunda güçlükle doğruldum.Gayri ihtiyarı kalktım oturduğum yerden.Benim için hazırlanan o mis kokulu nevresimleri olan yatağın üzerine uzandım öylece.Yutkununca geçmeyecek bir acı takılı kalmıştı boğazıma.Ve sanki yazgım yıllar yılı sırtıma vura vura içimdeki sancıyı çıkartmaya addetmişti.Bilmiyordu ki darbeleri yararıma olmuyor,acımı eziyor,öğütüyot,acımın özü çıkıyor içimde.Zehriliyor büsbütün ruhumu.

Yumuşak süngerli yattığım yatak incitti o gece beni.Yatağın boş tarafına uzandı çıplak kollarım.Benden önce o kadının da bu yatağa misafirliği oldu mu diye düşünmeden edemedim.Düşündükçe yandı içimde bir yerler.İçimde kızgın alevler biriktirdim o uzun gecede.

ZAMBAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin