Üsteğmen Almila Bolat'ın ağzından...
Benim ki de ne şans ama.
Yıllardır adını duyduğum, delicesine hayran olduğum, ama bir kez olsun yüzünü dahi görmediğim Kurtalp lakaplı adamın şu an evinde oturuyorum.
Hâlâ inanamıyorum.
Demek adı Gökalp Mete imiş, güzel isim.
Yüzbaşı Gökalp Mete Manasoğlu'nun ağzından...
Albay gelince çayı demleyip birer bardak verdim. Şu an oturduk içiyoruz.
"Komutanım müsadeniz olursa bir şey sormak istiyorum."bana baktı.
"Sor bakalım."çayından bir yudum aldı. İkiside pür dikkat bana bakıyorlar.
"Bu ekip için neden biz, ben ya da o."kız onu kastettiğimi anlayınca gözlerini pörtletti.
"Bir kere sen, biliyorum böyle şeyleri sevmiyorsun ama, işinde en iyisisin. Gerektiğinde tek başına, gerektiğinde timinle gurur veriyorsun. Onun haricinde sana güveniyorum Kurtalp."başımı eğdim.
"Sana gelince Bala."o da kim ?
"Bala derken komutanım ?"güldü.
"Senin lakabın Kurtalp ise onun da Bala."başımı 'anladım' anlamında salladım.
"Sende Bala, Kurtalp gibi gözükara, dediğim dediksin. Ve sana da güveniyorum. Sizler seçilmiş kişilersiniz. Sizler son kalemizsiniz."galiba hayatımın en onur verici görevine çıkıyorum.
Albay ayağa kalktı. Ardından bizde kalktık.
"Dediğim gibi, haftaya kadar ekibini oluştur. Bala hep seninle olacak. Bir hafta sonra isim listesini alacağım."ona baktım.
"Emredersiniz komutanım."Albayın paltosunu verdim ve onu uğurladım.
"Sen niye gitmiyorsun hâlâ ?"suratıma bön bön bakıyor.
"Albay, Bala yanında olacak dedi."işaret parmağımı kaldırıp ona doğru salladım.
"Bana bak küçük hanım, bu bir hafta boyunca biz görüşmüyoruz tamam mı ? Tesadüfen bile karşılaşmıyoruz. Ben işime karışılmasını sevmem. Çeneni de tutamayacağına göre sana yol göründü. Zaten bir hafta boyunca yanımda olamazsın. Ve ben senin üstün olarak emrediyorum."dediklerimden şok olmuş gibi bakıyor.
"Albay da sizin üstünüz olarak size emretti, ayrıca ben çenemi tutarım. Çevremdekiler bana aslında sessiz olduğumu söylerler. Ve ben de Albayın emriyle bir hafta boyunca yanınızdayım. Siz nereye ben oraya."hasbin Allah.
"Sen bela mısın ? Bak kırk sekiz saattir uykusuzum. Bu bana koymaz ama senin varlığın bana burada dokunuyor. Ne dokunması be, tekmeliyor."yeniden koltuğa oturdum.
"Abartıyorsunuz, siz dinlenebilirsiniz. Ben ses çıkarmadan bir köşede otururum."bir hışımla ayağa kalktım. Dibine kadar girdim.
"Kenine çok güveniyorsun küçük hanım, emir demiri keser unutma. Şimdi git, yarın ben bulurum seni. Şimdi gitmezsen valla seni kapının önüne koyarım."gülümsedi.
Bir şey demesini beklemeden az ilerideki koltuğa uzandım. O da yüzünü buruşturup koltuktaki çantasını aldı.
"Komutanım olmasanız ben yapacağımı bilirdim ama neyse."sesi kısık geldi ama ben duyup kafamı ileriye doğru kaldırdım.
"Ne dedin sen ?"evin kapısını açtı.
"Ben gidiyorum, yarın sizden haber bekleyeceğim."bir şey demeden kapıyı çekip çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTALP
Non-FictionBen ne kendimi acındıracağım, ne de derdimi anlatacağım. Benim tek amacım uğruna önce ölüp sonra üniformamı giydiğim, gökte dalgalanan bayrağına kurban olduğum, taşına toprağına ismimi gömdüğüm vatanım, yaşasın, var olsun. Kanla çizdiğimiz sınırları...