Bölüm-47

98 18 0
                                    

Selim Albay'ın odasından çıkıp üzerimi değiştirmek için odaya gittim.

Dolabın kapağını açtığımda karşımda uzun zamandır içmediğim ilaçlarımı gördüm.

Arkama dönüp masanın üzerindeki bardağa su doldurdum ve ilaçlarla birlikte içtim.

Üzerime sivil kıyafetlerimi giyerken göğsümde iki tane büyük morluk gördüm. Bunlar sanırım çelik yelekte kalan mermilerden sonra gelen acının sebepleriydi.

Çok umursamadım, giyinip bizimkilerin yanına, dinlenme odasına gittim.

Onlar da kamuflajlarını çıkarmışlardı.

Beni görünce ayağa kalktılar.

"Oturun çocuklar kalkmayın."

"Ne diyor komutan kardeşim ?"Kürşad sordu.

"Operasyonla ilgili konuştuk ya önemli bir şey değil. Ee, kimse gitmiyor mu dinlenmeye ?"

"Gideceğiz komutanım, raporları imzalayalım gideceğiz."Boran cevap verdi.

"İyi o zaman. Hadi Kürşad, Almila. Gidelim biz."

Benimkinin kolundan tutup kaldırdım. Bir yandan benden tutuyor, diğer yandan toplallıyordu.

Kürşad'ın arabasının önüne geldik.

"Kardeşim ver anahtarları bana, geç arkaya."

"Allah Allah, bizi arkaya mı postalıyorsun ?"

"Sizi değil, seni kardeşim. Hadi söylenme. Almila sen de öne otur lütfen."

"Ayıp oldu ama Kürşad'a."

"Ona ayıp mayıp işlemez merak etme sen, geç hadi."arabaya bindik.

Çalıştırdım ve Poyraz'ın kaldığı hastaneye sürdüm arabayı.

Hastaneye geldiğimizde Kürşad'ın kolundan tutarak girdik içeri.

Ordan bir görevliye seslendim.

"Pardon, biz bi' tekerlekli sandalye alabilir miyiz ?"görevli getirmeye gitti.

"Kardeşim ne sandalyesi, daha elden ayaktan düşmedik çok şükür."

"Çok şükür kardeşim çok şükür de, biraz role gir diye."

"Ne rolü oğlum ?"görevli getirmişti.

Oturturken konuştum.

"Anla işte da."göz kırptım.

"Ne karıştırıyorsunuz siz ?"Almila'ya yakalanmıştık.

"Valla onu sevgiline sor Almila, her şey onun başının altından çıkıyor."hemen sattı.

"Allah Allah, Efsun'u göreceğim diye can atarak gelmedin mi buraya, şimdi ne kıvırıyorsun ? Biz de sana yardım etmeye çalışıyoruz şurada."

"Efsun kim ?"diye sordu Almila.

Az ileriden bir kadın bize yaklaşıyordu.

Benimkini bi' telaş kapladı.

"Kürşad bey, iyi misiniz, ne oldu ?"sanırım Efsun hanım buydu.

"Şey....şey oldu bana.....ne oldu bana kardeşim ?"bana döndü salak.

"Ufak bir kaza geçirdin ya kardeşim, hıh."

"Hı-hı....evet, kaza."

Kendimi kadına taktiim ettim.

"Merhaba Efsun hanım, ben Gökalp, Kürşad'ın en yakın arkadaşıyım."şaşırdılar ben ismini söyleyince.

"Size de merhaba da, ismimi nereden biliyorsunuz ?"

KURTALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin