Ertesi sabah...
Kalktığımda saat sekiz olmuştu. Uzun zamandır böyle uyku uyumamıştım.
Neredeyse dokuz saat uyumuştum.
Operasyonun yorgunluğunu anca atabilmiştim üzerimden, şu an gayet dinçtim.
Bugün ve yarın tüm tim izinliydik. Güzel bir görev başarmıştık.
Görev güzeldi güzel olmasına da benim canımı sıkan taraf o Rêzan pisliğinin hâlâ yaşıyor olmasıydı. Ama emir demiri keser, yapacak bir şey yok.
Şimdi evimdeydim ve saat dokuz'a yaklaşıyor. Henüz kahvaltı yapmamıştım ve elimde bir fincan kahve vardı.
Bir yandan da kahvemi yudumluyordum.
Televizyonda ki programları takip etmesemde ne var ne yok diye bakındım biraz. Ama sıkılıp kapattım.
Oturduğum koltuktan tam kalkacağım sırada masanın üzerindeki telefonum çaldı. Gidip baktım, Selim Albay'dı, açtım.
"Günaydın komutanım."
"Sanada günaydın evlat, sesin iyi geliyor."
"Dinlenmek iyi geldi komutanım, ne de olsa zorlu bir görevden çıktık."
"Haklısın, bende onun için aramıştım seni."
"Hayırdır komutanım ?"
"Birkaç görüşme yaptım, senin Rêzan'ın sorgusuna girebilmenle ilgili."
"Sonuç komutanım ?"
"Sonuç; bugün öğleden sonra saat iki de seni sorguya alabileceklerini söylediler. Ama yalnızca bir saat, fazlası değil."sevindim.
"Bir saat yeterde artar bile komutanım, ben bir saate onu öttürmüş olurum zaten. Çok sağolun komutanım."
"Güzel o zaman. Eğer işe yarar bir bilgi öğrenirsen benimle paylaşmayı unutma."
"Sizin işinize yarar bir bilgiyse neden paylaşmayayım, paylaşırım tabi komutanım."sırıtıyordum. O da ses tonumdan anlamıştı.
"Beni gayet iyi anladığını düşünüyorum Gökalp, yanlış mıyım ?"muzipce karşılık verdi.
Bende alaycı tavrımla devam ettim.
"Yok komutanım estağfurullah ne yanlışı. Gayet iyi anladım ben sizi, isteğiniz alındı yani komutanım."
"Duyamadım ne dedin ?"aslında gayet iyi duymuştu, sadece tastik bekliyordu.
Ciddileştim.
"Emredersiniz komutanım."
"Aferin. Unutma, saat iki de."kapandı.
Yüzümde hâlâ gülümseme vardı.
Ardından Kürşad'ı aradım.
"Ne yapıyorsun hayırsız ?"ilk o konuştu.
"Ben de iyiyim güzel kardeşim sağol sorduğun için."
"Rica ederim ne demek."çatlak adam.
"Hadi hazırlan, gelip alacağım seni."
"O niye ?"
"Bu hayırsız seni pansuman için hastaneye götürecek."
"Adamsın."suratımda garip bir gülümseme oldu bu değişiğin yüzünden.
"Hani hayırsızdım ?"
"O lafın gelişi be kardeşim, takılma sen oraya."
"E iyi tamam, daha sonra da biraz dertleşiriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTALP
Non-FictionBen ne kendimi acındıracağım, ne de derdimi anlatacağım. Benim tek amacım uğruna önce ölüp sonra üniformamı giydiğim, gökte dalgalanan bayrağına kurban olduğum, taşına toprağına ismimi gömdüğüm vatanım, yaşasın, var olsun. Kanla çizdiğimiz sınırları...