Kürşad'ın arabasıyla benim eve gelmiştik. Kapıya geldiğimizde cebimden anahtarı çıkarıp kapıyı açtım.
Kapıyı geriye doğru ittirdim Almila'nın geçmesi için.
"Geçebilirsin."içeri girdik.
"Bana evinizi açtığınız için çok teşekkür ederim."
"Komutan olmak bunu gerektiriyor bazen. Neyse, ben senin kalacağın yeri göstereyim."benim odam dışında başka boş bir oda var evde.
Odaya girdik, odada bir yatak ve dolap vardı sadece. Çok eşya sevmem, kalabalık yapıyor.
"İşte burası, biraz havasız ama...."
"Olsun canım, buna da şükür."
"Tamam, ben çıkayım o zaman sen dinlen. Evi gördün, daha önce gelmiştin. Susarsan falan mutfakta tezgahın üzerinde var. İyi geceler."çıkmak için hamle yaptım.
"Komutanım."durdurdu.
"Efendim ?"ona döndüm.
"Kusura bakmazsanız bir soru sormak istiyorum."gülümsedim.
"Soru hakkını ben devraldım diyorsun yani."anlamadı.
"Yok öyle demiyorum."
"Sor hadi sor."
"Bu yıkılmaya yüz tutmuş evde hâlâ neden kalmaya devam ediyorsunuz ? Ya siz içindeyken başınıza yıkılırsa ?"
"Üzülür müsün ?"ne dedim lan ben.
"Şey......."toparlandım.
"Şey, ben bu evde neden kalıyorum ? Şu yüzden kalıyorum, ben bu evde doğdum, çocukluğumun bir kısmını da burada geçirdim, yani on üç yaşıma kadar."
"Sonra ?"
"İşte sonra yurtlar, yatılı okullar derken döndük yine kürkçü dükkanına. İşen güçten de fırsat bulamadım yaptırmaya. Duvarlar falan boyanacak, işte ne zaman yaparsak. Gerçi bundan sonra da biraz zor da neyse."
"Neden ki komutanım ?"
"E uzun süreli görevdeyim. Ne zaman dönerim bilinmez, dönebilir miyim onu da bilmiyorum da.....işte."
"Anladım."
"Neyse ya, çok geç oldu. Ben yatmaya gidiyorum. Sabah görüşürüz."uyuyabilirsem tabii.
"Görüşürüz."oradan çıkıp kendi odama gittim.
Kendimi bıraktım yatağa. Gözümü kapattığımda başıma öyle şiddetli bir ağrı vurdu ki bayılacağım sandım.
Ooff hayır ya, yine içmedim şu lanet olası ilaçları.
Ayağa kalktığımda dengemi kaybettim ve sonra bir yerden tutup toparladım.
Küçük adımlarla mutfağa gittim. Tezgahta su vardı, bardağa doldurdum. İçmek için elime aldım ve....
Gözüm karardı, başım döndü, midem bulandı ve dengemi kaybettim.
Üsteğmen Almila Bolat'ın ağzından...
Ne gündü be, çok yoruldum ama. Onun bana evini açması da şaşırttı doğrusu.
Yatağa yatmak için üzerindeki çarşafı kaldırdım. O an bir ses duydum, bir şey mi oldu acaba ?
Hemen kapıyı açıp sağa sola bakındım. Bakarken onun yerde yattığını gördüm.
Hemen yanına koştum.
"Komutanım, komutanım kendinize gelin."elimi anlına koydum.
"Çok ateşiniz var."dudakları kıpırdadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTALP
Não FicçãoBen ne kendimi acındıracağım, ne de derdimi anlatacağım. Benim tek amacım uğruna önce ölüp sonra üniformamı giydiğim, gökte dalgalanan bayrağına kurban olduğum, taşına toprağına ismimi gömdüğüm vatanım, yaşasın, var olsun. Kanla çizdiğimiz sınırları...