Telsizden konuşuyorum ama ses yok. Silah sesleri de kesildi.
"İyi misiniz komutanım ?"ona döndüm.
"Kardeşim öldü mü yaşıyor mu onu bilmiyorum, sen bana iyimiyim diye mi soruyorsun ?"dediğine pişman olmuş gibiydi.
Aniden silah sesleri yeniden duyuldu. Bunlar bizle çatışmadığına göre....
Hemen yerimden fırladım. Kafamı çıkarıp etrafa baktım. Adamlar siper almış çatışıyor, karşılarına baktım.
"Kardeşim."ağzımdan dökülüverdi. Yaşıyor.
"Ne o, şaşırmış gibisin kardeşim."çatlak herif. Uzaktan seslendi.
"Almila destek."bizde çatışmaya dahil olduk.
Kürşad desteğimizle yanımıza geldi. Gelir gelmez boynuna sarıldım.
"Ödüm koptu sana bir şey oldu diye. Manyak herif."pişkin pişkin gülüyor.
"Ooyy, kıyamam ben sana. Korktun mu sen ?"bir de dalga geçiyor.
"Korktum tabi lan, hem sen nasıl kurtuldun oradan ?"sarılmayı kestik.
"Oğlum bizde süt bebesi değiliz herhalde, yaptık bir şekil."
"Söyle işte lan."elimi yumruk yapıp hafifçe omzuna vurdum.
"Son anda gördüm roketi, bana geldiğini anlayınca da attım kendimi bir tarafa."
"Boşuna demiyoruz Zımba diye."güldü.
"Geçmiş olsun Üsteğmenim."Almila'yla sarıldılar.
"Eyvallah. E çıkmıyor muyuz ?"dışarıyı işaret ettim.
"Görüyorsun dışarıyı, kafamızı çıkarttırmıyorlar. Ama destek istedik, geliyor. Birazdan bizimkiler burada olur."duvarın dibine çöktü.
"Su var mı ya ? Valla dilim damağım kurudu."fermuarlı yerden çıkarıp verdim.
Biraz içtikten sonra verdi, yerine koydum. Kulaklığa elimi götürdüm.
"Komutanım, beni duyuyor musunuz ?"bir süre cızırtı geldi.
"Kürşad iyi mi Kurtalp ?"ona bakarak yeniden konuştum.
"Evet komutanım, son anda kurtulmayı başarmış. Yanımızda şu an."
"Güzel, sizinkiler gelmek üzere. Sıkın dişinizi."onayladım.
Ben de konuşmayı kesip benimkinin yanına çöktüm. Elimi diz kapağının üzerine koydum.
"İyisin çok şükür."bana bakıp gülümsedi.
"Gerçekten çok mu korktun lan ?"zevk alıyor bana bunları söyletmekten. Ama bu sefer duygularımı saklamadım.
"Hem de çok, bakma bana, kızıyorum falan ama sen benim kardeşimsin. Roket senin olduğun binaya isabet edince canımdan can gitti. Ben bir kardeş kaybettim, ikinci defa kaybedersem kendimi de kaybederdim."uzun uzun daldık, silinmeyen mazimize.
"Doğum günü de yaklaşıyor. Hiç sevmezdi sürprizleri, ketumlukta senden sonra ikinci sırayı alırdı. Ama o ketum kardeşimizin öyle yufka bir yüreği vardı ki, aah canım kardeşim ah. Bizi bırakıp nerelere gittin."biliyor benim yüzümden olduğunu. Ama bilerek söylemedi biliyorum, yüzüme vurmak için değil yani.
Birden yüzü donuklaştı, söylediğinin farkına vardı. Ne diyeceğini bilemedi.
"Özür dilerim, öyle demek istemedim."daha fazla konuyu deşmeye gerek yok.
Almila da yanımızda ara sıra dışarıyı kontrol ediyordu. Konuştuklarımızı duymuş muydu emin değilim.
"Biliyorum, ama bu benim yüzümden olduğu gerçeğini değiştirmez."bunu söylerken ayağa kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTALP
Non-FictionBen ne kendimi acındıracağım, ne de derdimi anlatacağım. Benim tek amacım uğruna önce ölüp sonra üniformamı giydiğim, gökte dalgalanan bayrağına kurban olduğum, taşına toprağına ismimi gömdüğüm vatanım, yaşasın, var olsun. Kanla çizdiğimiz sınırları...