Yaklaşık bir saat sonra Almila kapıya geldi. Dışarıda araba vardı, kimin arabası ki ?
"Araba mı aldın sen ?"binerken sordum.
"Yoo, taburdan bir arkadaşın arabası. Siz o konuyla ilgili deyince taksiyle gitmek istemezsiniz diye bunu aldım."
"İyi yapmışsın. Yalnız, güzel kullan haa. Bir kolum askıda zaten, diğeri de olmasın."
"Benim sürücü kursundan beş yıldızlı başarı belgem var komutanım, merak etmeyin."
"Beş yıldızlı başarı belgesi mi ? Öyle bir şey mi varmış ?"çaktırmadan baktım yandan.
"Var tabi, yoksa siz kasaptan mı aldınız ehliyeti ? Bilmiyorsunuz ya hani ?"
"Bu espirine gülmek isterdim ama gülecek yerlerim ağrıyor, malûm."sürmeye başladı.
"Yaaa, ne demezsiniz."
"Ne oldu şu senin soruşturma meselesi ? En son hallolacaktı ama."
"Selim Albay sağolsun, halletti. Kapandı dosya yani."
"Güzel."
"Bu arada, toplantıda Mahir Albay da vardı. Sizinle en yakın zamanda konuşmak istediğini söyledi. Yani Selim Albaya söyledi ama size ben söylemiş bulundum."
"Ne konuşacakmış onu söyledi mi ?"
"Hayır. Yalnız komutanım, siz yokken Mahir Albay sizi bulmakta desteğini hiç esirgemedi. Hep ilgiliydi yani sizinle."
"Sağolsun."
"Nereye gidiyoruz bu arada, adres var mı ?"
"Bu adamın Nişantaşında bir araba galerisi varmış."Almila arabayı oraya sürerken bende bu adamla ilgili Cem'in bulduklarını anlattım.
Yirmi dakikaya geldik galerinin önüne.
Arabadan inmeden kol sargımı çıkarmak için hamle yaptığımda Almila görüp durdurmaya kalktı.
"Komutanım ne yapıyorsunuz Allah aşkına ?"
"Sargıyı çıkartıyorum. Şimdi adamlar kolumdakini görüp şey yapmasın."
"Cidden çok merak ediyorum ne yapmasın ?"
"Almilaaa ! Hem böyle çok dikkat çekiyorum."
"Yüzünüzdeki morluklar da kolunuzda ki kadar dikkat çekiyor inanın. Lütfen, komutanım, çıkarmayın. İyiliğiniz için."sadece benim iyiliğim için mi acaba ?
"Sadece benim iyiliğim içinse tamam, çıkarmam."yeniden taktım.
"Sadece sizin iyiliğiniz için."
Arabadan inip galeriye girdik. Üç adam oturmuş çay içiyorlardı.
Etrafı gözümle şöyle bir süzdüm. Henüz adamlara yaklaşmamışken Almila'ya sordum.
"Silahın yanında değil mi ?"
"Yanımda komutanım, ama kullanmayı düşünüyorum. Sizde düşünmeyin."
"Malesef benim yanımda yok. Hani ihraç edilme durumum var ya."
"İsabet olmuş."başımı ona çevirip kızgın bir şekilde baktım.
Söylemek istediği silahımın olmayışı mı yoksa ihraç edilme durumumun olması mıydı bilemedim.
"Silahınız yokya, onun için dedim. Başınıza yeni bir dert almayın diye."demek ki birinci seçenekmiş.
"Buyrun, yardımcı olalım."adamlar bizi görüp ayağa kalktı.
"Soner Bey'e bakmıştık."
"Kim baktı Soner Bey'e ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTALP
Non-FictionBen ne kendimi acındıracağım, ne de derdimi anlatacağım. Benim tek amacım uğruna önce ölüp sonra üniformamı giydiğim, gökte dalgalanan bayrağına kurban olduğum, taşına toprağına ismimi gömdüğüm vatanım, yaşasın, var olsun. Kanla çizdiğimiz sınırları...