Ne diyeceğini bilemedi, afalladı kaldı karşımda.
Ben bu bilgiye ulaşmak için yıllardır uğraşıyorum. Bunu ondan başkası bilemez.
Bu olaylar olmadan da hep soruyordum. Ama kâh bilmiyorum diyordu, kâh araştırıyorum diyordu.
Ama şu an bildiğinden eminim. Adım kadar.
"Bir şey söylesene, kim babamın katili ?"bakışlarını benden kaçırıyordu.
"Gökalp ben...."lafını bitirmesine izin vermedim.
"Bildiğini biliyorum. Yıllarca bilmiyorum dedin, benim de inanmamı bekledin. Eğer babamın katilini biri biliyorsa o da sensin. Bunu anlayacak kadar vakit geçirdim seninle."sesim yükselmişti.
Babamı erken yaşta kaybetmiş olabilirim ama onunla anılarım çok taze. En net olanı ise asla unutamadığım sahne.
"Madem öyle, her şeyi en baştan anlatayım."yıllarca bunu öğrenmeye çalıştım.
Şimdi dayım bana tüm gerçekleri anlatacak.
O gün geldi çattı.
Tüm gerçeklerin gün yüzüne çıktığı gün.
Kendimi her ne kadar hazır hissetmesem de duymak istedim. Tüm olanları bilmek istedim.
"Dinliyorum."oturuşumu düzelttim.
"Bu sana bahsettiğim yapılanma aslında uzun yıllardır var. O zamanlar babanın kendince soyut delilleri vardı. Bunun üzerine onunla çok konuştum. Madem böyle bir şeyin varlığından şüpheleniyorsun, o zaman kendini ve aileni koru dedim. Bulduğu şeyleri bana da anlatıyordu, o zaman ikimizde toyduk ama içindeki vatan aşkı babanı şehadete götürdü."
"Nasıl oldu tüm bunlar ?"
"Baban bir adama ulaştı. Peşinden gitti, hatta bir kaç saldırı onun sayesinde önlendi. Artık iş resmileşmeye doğru gidiyordu. Baban vatanı için çalışıyordu ama başkaları öyle değildi. Artık Halit'in peşlerinde olduğunu, bu işin büyüyeceğini biliyorlardı. Onlarda bu işi kapatmak için babanı ortadan kaldırmak istediler."bir süre sessiz kaldık.
"Akvaryum."
"Babanı son gördüğün yer."
Aklımda kalan son sahneyi anlatmaya başladım.
"Bütün gün akvaryumu gezdik onunla. Beni bırakıp ordan göreve gidecekti. Birlikte çıktık akvaryumdan, arabaya binecektik, tam önümüzdeydi. Babam arabaya daha yakındı. Sonra, sonra bi' patlama oldu, meğer arabada bomba varmış. Kendime gelip gözlerimi açtığımda babam iki metre uzağımda öylece yatıyordu. Yüzümdeki gözümdeki kanlara bakmadan babamın yanına gittim. Baba baba diye çağırdım, uyanmadı. Ambulans gelene kadar başında ağladım."yutkunmak istedim ama olmadı. Boğazımda bir yumru olarak kaldı.
"Bunu da onlar yaptı değil mi ? Babamı da onlar öldürdüler."
"Maalesef."başını eğdi.
"Bana isim ver dayı. O bombayı şu koydu arabaya de gidip gırtlağını sıkayım."
"Şimdi değil yeğenim."
"Ne zaman dayı ? Üstünden yirmi küsür yıl geçti. Ben o günden beri bu intikamın ateşiyle yanıyorum. Sadece bir isim ya, tek bir isim. Bu kadar mı zor bunu söylemek !"
"Zor olan isim söylemek değil yeğenim. Söyledikten sonra seni tutabilmek."demek istediği benim intikamım mıydı yoksa başka bir şey mi ?
"Bundan sonra kelepçe vursan durmam zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTALP
Non-FictionBen ne kendimi acındıracağım, ne de derdimi anlatacağım. Benim tek amacım uğruna önce ölüp sonra üniformamı giydiğim, gökte dalgalanan bayrağına kurban olduğum, taşına toprağına ismimi gömdüğüm vatanım, yaşasın, var olsun. Kanla çizdiğimiz sınırları...