Bölüm-31

199 24 0
                                    

Yaklaşık bir saattir yürüyorduk. Asıl kritik nokta yarım saat sonra belli olacaktı.

Durup bi' timime baktım. Yorulmuş gözüküyorlardı. Günlerdir uykusuzlardı, biraz mola versek iyi olacaktı. İlerleyen vakitlerde dinlenmeye vaktimiz olmayabilirdi çünkü.

"Tim, on dakika mola veriyoruz. Kumanyalarınızı diğer arkadaşlarınızla da paylaşın. Şu pisliğe de bir tane verin, yolda ölüpte başımıza kalmasın."durduk.

"Emredersiniz komutanım."yemeklerini paylaştılar.

Ahmet Yüzbaşı, Kürşad, Almila ve ben birlikte bir köşede oturmuş kumanyalarımızı yiyorduk.

"Varya, şu kumanyanın tadı hiç bir yerde yok yemin ederim yaa."güldüm.

"Kardeşim Nesrin teyze duymasın bak, terlik oklava ne varsa alır eline kovalar seni."

"Aman aman duymasın. Kovalar valla."şimdilik neşemiz yerindeydi. Ama şimdilik.

Biz konuşurken yanımıza Poyraz geldi. Sanki içine doğmuş gibi.

"Komutanım, müsadeniz olursa bi' maruzatım vardı."

"Söyle aslanım."hepimiz ona baktık.

"Komutanım, annem. Operasyon sırasında aramıştı ama açamamıştım. En son konuştuğumuzda da sesi kötü geliyordu. Müsadeniz olursa uydu telefonundan arayabilir miyim ?"

"Tabi aslanım, anneler kutsaldır. Şimdi yüreği ağzında bekliyordur annemiz. Erdem ver uydu telefonunu da, arasın annesini. Selamlarımızı söyle, ellerinden öperiz."

"Sağolun komutanım, söylerim."telefonu alıp aramaya gitti.

"Hadi, sizde toparlanın. Poyraz konuşunca gidiyoruz."

Az sonra Poyraz geri döndü. Bizde yola devam ettik.

İşte şimdi o tehlikeli bölgeye, yakın temasın olacağı yere, gelmek üzereydik.

Bir anda üzerimize mermiler yağmaya başladı.

"Temas vaaar, tekrar ediyorum temas var. Mevzi aal !"bağırarak kendimi bir yere attım.

Biz her karşılık vermeye kalktığımızda dibimize isabet eden mermilerle kafamızı geri yerine sokuyorduk.

"Atış üstünlüğü onlarda. Kırmamız lazım. Boran görebiliyor musun kaç kişiler ?"

"Hayır komutanım, kafamı bile kaldıramıyorum."olduğu yerden bağırdı.

"Allah kahretsin. Acil bana karargahı bağlayın acil."biraz sonra karargahla iletişime geçtim.

"Alo komutanım !"

"Durumunuz nedir Kurtalp ?"

"Komutanım yoğun ateş altındayız, bizi farkettiler. Kafamızı kaldıramıyoruz komutanım."hızlı hızlı konuşuyordum.

"SİHA'lardan görüntü almaya çalışıyoruz, mesafe yeterliyse atış isteriz, anlaşıldı mı ?"

"Emredersiniz."kapattım.

"Tim, dikkatli bir şekilde benim mevzimin etrafında toplan. Havadan atış desteği gelebilir. Ahmet Yüzbaşım, sende timini topla."dediklerimi yaptılar.

"Komutanım biraz azaldı, izninizle ben makinalıyı çıkartıyorum."

"Dikkatli ol Ensar."

Onun makinalı tüfeğiyle üstümüzdeki baskı biraz azalmıştı.

"Hadi biz de başlıyoruz."biz de bulunduğumuz mevzilerden ateş ediyorduk.

Uydu telefonu çaldı.

"Komutanım ?"

KURTALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin