Bölüm-5

727 52 3
                                    

Helikopterin dengesini kaybettiğine dair anons yapıldı az önce. Biz bir yerlere tutunmuştuk.

"Komutanım helikopter düşüyor."aslına bakılırsa evet düşüyordu ama bozuntuya vermek istemedim.

"Bir şey yok Asaf, rötar yaptı galiba. Birazdan normale döner."gerçekten de az sonra dediğim gibi oldu.

Yeniden anons yapıldı.

"Ufak bir rötar oluştu, şu an her şey yolunda. Sizden özür dileriz Yüzbaşım. İnişe bir saat kaldı."her şey düzelmiş biz de rahatlamıştık.

"Valla bir an korktum *** yoluna öbür tarafa gidiyoruz diye."düşme tehlikesi atlatmıştık ama bizimkiler Turan'a gülüyordu.

"Neyse, az sabredin bir saate inecek zaten."

Bir saat sonra Silopi'ye indik. Helikopter bizi piste indirdikten sonra gitti. Biz de bizim için ayarlanan araçlarla güvenli eve geldik. Kamuflaj olsun diye altı katlı bir apartmanın üçüncü katındaydı güvenli ev.

Güvenli eve geçtiğimizde saat sekiz olmuştu. Ben camdan dışarıyı izlerken diğerleri de oturuyorlardı.

"Komutanım, ne zamana kadar buradayız. Vakit varsa bir şeyler atıştırsak, valla midemiz karnımıza yapıştı."zaten acıkmasan şaşardım Turan.

Ben camdan bakarken Kürşad yanıma geldi.

"Sen nereye bakıyorsun öyle ?"başımla tam karşıdaki binayı gösterdim.

"Neden buradayız sanıyorsun ? Karşıdaki binanın ikinci katında peşinde olduğumuz adamlar var. Çıkmalarını bekliyorum."gösterdiğim yere baktı.

"Bina üç katlı, nereden biliyorsun çıkacak kişinin onlardan biri olduğunu ?"gözümü camdan ayırmadım.

"Binada onların dışında kalan hiç kimse yok. Biz gelmeden önce bölgedeki muhbirler tarafından araştırma yapıldı. Yani çıkacak olan kişi ya da kişiler kesinlikte onlardan biri. Ama gelen kişi olursa ona da dikkat etmek lazım tabi."

"Henüz çıkmadılar galiba, vaktimiz varsa çömezleri gönderelim de yiyecek bir şeyler alsınlar."ona baktım.

"Söyle acele etsinler bari, adamların ne zaman çıkacağını bilmiyoruz."arkasını dönüp Yaman ile Asaf'a baktı.

"Çömezler, gidin de aşağıda ki marketten yiyecek bir şeyler alın. Acele edin ha. Yanınızda paranız var değil mi ?"yemek deyince nasılda gözleri parladı.

"Var komutanım, biz hemen gider geliriz, hadi Asaf."ayağa kalkıp denileni yapmak için çıktılar.

Kürşad yeniden eski yerine oturdu. Aşağıya bakarken bir adamın yanında elini tutan küçük bir çocuk var, birlikte yürüyorlar.

Aklıma çocukluğum geldi, babamla geçirdiğim dokuz yılım. En son akvaryuma götürmüştü beni, onu son görüşümdü. Sonra da bir daha göremedim. Her ölüm yıldönümünde o akvaryuma gidiyorum.

Babam şehit olduktan sonra Selim Albay beni kendi çocuğu gibi büyüttü. Annem de vardı o zaman. On üç yaşında o da kanserden vefat etti.

Benim askeriyeye girmeme Selim Albay yardımcı oldu. Ona çok sordum babamın katilleri kim, nasıl şehid edildi diye ama yirmi bir yıldır hiç bir cevap alamadım.

On beş dakika geçti ama ne binadan çıkan vardı ne de giren.

Biz otururken kapı çaldı. Yaman ile Asaf ellerinde poşetlerle geldiler. Masaya poşetleri boşaltıp oturdular.

"Komutanım az ileride dürümcü varmış, on beş tane dürüm on beş tane de ayran aldık, belki fazla yemek isteyen olur diye."dürümleri dağıttılar.

KURTALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin