Kapıdan içeri doğru adım attığımda karanlıkta etrafın dağınık olduğunu farkettim.
Sesler salondan geliyordu, yavaş yavaş ilerledik. Almila'ya da kapının yanındaki askının arkasında duran beyzbol sopasını verdim. Asker kız neticede.
Salonun kapısından içeri baktım. Bir adam vardı, bir şey arar gibi oraya buraya bakıyordu.
Almila da diğer odalara bakıp geldi. Olduğum yerden çıkıp kapının tam ortasına geçtim. Silahı adama doğrulttum.
"Kaldır ellerini."uzanıp yan tarafta ki lambanın düğmesine bastım, ışık açıldı.
Adam aranmayı bıraktı ve yavaşça ellerini kaldırdı. Başında şapka, ellerinde eldiven vardı.
"Yavaşça arkanı dön, yavaşça. Bir hamle yaparsan ölürsün."dediğimi yaptı ve döndü. Daha önce hiç görmedim bu adamı.
Tam o esnada, iki saniye kadar, elini beline götürüp silahını bana doğrultacakken ben adamın diz kapağının üzerine ateş ettim. Birden yere yığıldı.
"Sana bir hamle yapma dedim değil mi ?"sandalyenin üzerinde duran havluyu alıp adama attım.
"Al şunu yarana bastır, öldürmediğime de dua et, şimdilik. Seni kimin ve neden gönderdiğini söylemezsen ikincisini kafana nişan alırım."aldı ve yarasına bastırdı. Ama tek kelime etmedi, inlemelerden başka.
"Almila, kilerde ip olacaktı. Getirde bağlayalım şunu, belli ki işimiz var."yaklaştı.
"Komutanım, yanlış bir hamle yapmayın. Lütfen."
"Almila, asıl yanlış hamleyi bu adamı buraya göndererek yaptılar. Hem işimin kurallarını sen mi bana öğretiyorsun ? Biliyorum herhalde doğruyu yanlışı, senden tek bir şey istiyorum. Bana güven, zamanında ben sana güvendim. Şimdi sen de bana güven."biraz sessizlikten sonra cevap verdi.
"Sana her şeyden çok güveniyorum, Gökalp Mete Manasoğlu."
~
Neydi bu ?
Şu an, şimdi....
Bir söz vardı;"Kadınlar bir erkeğe önce güvenir sonra aşık olur."diye.
Bu durumla nasıl ilişkilendirdim bilmiyorum.
Söz doğru, söz doğru da...
Şu an ne hissetmeliyim, ne düşünmeliyim ?
Yeniden mi ? Bir kez daha mı yanayım ? Bir insan, bile bile neden defalarca yanmayı ister ki ?
Bunu anladığım zaman tamam demektir.
~
Adamın inleme sesi o susarak bağıran gözlerden ayırdı beni. Başımı adama çevirdim.
"Ben ipi getireyim."Almila gitti.
Ben de artık kendime gelip oradaki sandalyeyi alıp adamın yanına çektim. Kolundan tutup oturttum.
Almila elinde iple geldi. Benim bir kolum aslında hala kırık olduğundan ve pek fazla hareket ettiremediğim için o bağladı adamı. Sonra karşıya geçip kollarını göğsünün üstünde birleştirdi.
"Evet, konuşacak mısın, konuşturayım mı ?"
"Ne istiyorsun ?"
"Asıl sen ne istiyorsun ? Eve gizlice giren sensin. Anlat bakalım kim gönderdi seni ?"
"Bilmiyorum, gideceksin evi dağıtacaksın dediler, yaptım. Başka bir şey bilmiyorum ben."
"Nedense ben pek inanmadım. Emin misin başka bir şey bilmediğine ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTALP
Non-FictionBen ne kendimi acındıracağım, ne de derdimi anlatacağım. Benim tek amacım uğruna önce ölüp sonra üniformamı giydiğim, gökte dalgalanan bayrağına kurban olduğum, taşına toprağına ismimi gömdüğüm vatanım, yaşasın, var olsun. Kanla çizdiğimiz sınırları...