Bölüm-17

389 32 1
                                    

Ben hâlâ dükkanın dışından içeriye bakarken bileğimden tuttu.

"Lütfen, hadi girelim."çekiştirdi kolumu ve en sonunda beni içeri soktu. Böyle bir şeye nasıl inat edebilirdim ki.

"Bu boyalarla taburun duvarlarını boyamayacaksın herhalde değil mi ?"gülümsedi.

"Tabii ki de hayır."bir adam bizi karşıladı.

"Almila, hoşgeldiniz."nerden tanıyor acaba onu ?

"Hoşbulduk abi."sarıldılar.

Ayrıldıktan sonra bana döndü.

"Abi, bu bey efendi benim komutanım. Komutanım bu da Doğan abi. Kendisi bu dükkanın sahibi olur."tokalaştık.

"Memnun oldum, Gökalp ben."

"Ben de memnun oldum kardeşim. Eee niye geldiniz ? Zamanınız varsa bir çay ikram edeyim size."bana baktı Almila.

"Tabii, zamanımız var. Bolca var."adam telefona uzandı.

"Tamam o zaman, abicim üç çay getir benim dükkana."yerine koydu.

"Otursanıza, eee anlat bakalım Almila, niye yolun düştü buralara ?"taburelere oturduk.

"Aaaa, ayıp ediyorsun ama abi. Biliyorsun öyle çok buralarda olamıyorum."

"Şaka bir yana, Allah size dirlik kuvvet versin. Kimileri sizlerin kıymetini bilmiyor ama bilenlerin duası arkanızdan eksik olmuyor."

"Emin olsunlar bizi ayakta tutan onların duasıdır. Allah onları başımızdan eksik etmesin."amin çektik.

"Abi bizim en kaliteli duvar boyalarına ihtiyacımız var. Dedim ki komutanıma, buranın boyası başka yerde yok dedim."güldük.

"Eksik olmayasın, hele bir çaylar gelsin boyadan çok ne var, hallolur."az sonra çaylar geldi, bir güzel içtik.

"Biz artık boyalara bakalım abi."Almila kalkınca bende kalktım.

"Yerini biliyorsun zaten, seç beğen al. Dükkan sizin."az ilerideki rafın yanına gittik. Adam arkamızda kalmıştı, biz ise boyalara bakıyorduk.

"Artık bu boyalarla ne yapacağımızı söylemeyecek misin ?"aslında biliyorum.

"Siz dediniz vakit bulamadığım için evimi boyayamıyorum diye. Hazır zamanımız varken yapalım dedim, kötü mü dedim ?"

"Hayır da, sana zahmet olmasın ?"benimki de laf. Kız getirdi ya zaten seni buraya.

"Yok canım ne zahmeti, bizede meşgale olur işte. Boş boş oturacağımıza işe yarar bir şey yapalım."rafa dönük bedenimi ona çevirdim.

Başımı ve sol tarafımı rafa dayadım. Ayaklarımı aşağıda birbirine doladım. Kollarımı da göğsümde bağladım, gözlerimi de ona.

"Mavi."boyalara bakarken bana döndü.

"Efendim ?"

"Mavi renk olsun. Cennet demek."severim maviyi.

"Gözlerinizin rengi."

"Benim gözlerim çakır ama."

"Bana bakınca mavi oluyor......ben bakınca da."

"Cennet mi oluyorum, cennete mi bakıyorum ?"gülümsedi.

"Bilmem, siz karar verin."önüne döndü.

Yarım saat sonra elimizde boyalarla dükkandan çıkabilmiştik. Doğan abi Almila'yı tanıdığı için bize para ödettirmedi. Çıkmadan fırça ve tulum da almıştık.

KURTALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin