Saint Mesa, Lion
9. GÜNAH
(I)
En güvenilir duvarlar yıkılabilirdi, sağlam zeminin çürümesi bir rutubete bakardı.
Kalabalıklarda yalnızlaşırdı insan, bir avuç suda boğulabileceği gibi. En güvendiği yerden kırılırdı kalp, güvenin insana ait olmadığını bildiği gibi.
Günah var olursa yaşardı iyilik, cennete açılan kapının yolları cehennemden geçerdi.
Hiçbir şey kalıcı değildi bu dünyada hayal kırıklığından başka ve sadece geceleri rüyalarıyla baş başa kaldığında anlardı insan yalanın içine sinen eksik parçalarını.
Tüm gece misafir odasında oturmuş dolabın aynasındaki yansımama bakmıştım, Ulaş karakterine büründüğümden beri bir maske vardı yüzümde eski beni görememem için. Bu oyuna öyle sıkı bağlanmıştı ki kırık kalbim gerçekten neleri sevdiğimi unutmuştum mesela, neleri sevmezdim?
En sevdiğim şarkıyı mırıldanamadım bir daha, çocukken sakladığım misketlerimi de hiç bulamadım aslında.
Sadece kötü anılar iz bırakmıştı yürüdüğüm yola, mutlu olduğum ne kadar anı varsa silinip gitmişti ama kötüler oradaydı, yaraları kabuk tutmaz her gün kanardı.
Kimsin, dedim kendime tüm gece boyunca iki hayatı olup da hiç yaşamayan bir tek sen varsın bu dünyada.
Sabah sekiz sularında odadan ayrılıp merdivenlere doğru yürümeye başladım, ev sessiz ve soğuktu. Tahta duvarların ardına saklanmış Çetiner'in varlığı toprak üzerindeki ağaçların köklerini kurutmuşa benziyordu.
Kalbim kırıktı, Ulaş'a mı aitti hayal kırıklığım yoksa gerçek kimliğime mi ayırt edemez haldeydim, zihin acıya duyarlıydı. Kabustan uyanmak için yanması gerekirdi canın, hayatta gerçeği görebilmek için yanmalıydı canın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BIÇAK SIRTI
Teen Fiction"Haramsın, yasaksın ama yaratılmışsın." "Konuşma diyorsam konuşmayacaksın, dur diyorsam duracaksın. Tek bir kelimemi bile emir sayacaksın." Diye bağırdı öfkeyle elindeki viski dolu bardak taşıp parmaklarının arasında süzülürken. "Yarattığım yalanda...