7.1

1.2K 88 113
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Moon Ate The Dark, Messy Hearts

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Moon Ate The Dark, Messy Hearts

7. TEREDDÜT VE TESLİMİYET

(I)

Kabuslar gerçeklerin maske giymemiş haliydi ve ben ne zaman uyusam halının altına süpürdüğüm gerçeklerle baş etmek durumunda kalıyorum.

Mina'nın hayatına girmemle birlikte halının altına süpürdüğüm ve koca bir toparlak haline gelen o gerçek sürekli olarak hislerimin değişikliği konusunda tıpkı bir cambaz gibi sallanıyordu ipte.

Bahanelere sığınamayacağını anladığında insan gerçeğin yüzündeki maske düşüveriyordu, bilinçaltı yaşananları rüyalar yoluyla anlatıyordu ve rüyalarımda anlatılanlar halının altındaki toparlaktan kopup gün yüzüne çıkanlardı.

Mina suyu kapattığında ağır ağır kapanan gözkapaklarım hızla açıldı, o kısacık sürede içim geçerken zihnimin derinliklerinden tiz ama güçlü bir ses duydum, Mina'nın çığlığıydı ve nefes aldığım her an bilinçaltımda kök salıp yerini sağlamlaştırıyordu.

Mina bensiz güvende değildi ama peki ya benimleyken, o zaman da gerçekten güvende sayılır mıydı?

Uzatsa cellat bir mahkumun ömrünü sadece birkaç saat, bu celladın aslında bir melek olduğunu mu gösterirdi?

Mina banyonun kapısını açıp odadan içeri girdiğinde üzerinde siyah hırkam vardı, saç havlusuna doladığı saçlarını başının üzerine yerleştirmişti ve söylediğim kutuyu sol elinde tutup bana gösteriyordu.

"Bunu istemiştin değil mi?"

Başımı salladığımda elindeki küçük kutuya bakıp sessizce yanıma doğru gelmeye başladı, siyah deri kutu oldukça yıpranmıştı hatta açma tuşunun olduğu yerdeki deri ince bir çizgi halinde yırtıktı, içerisindeki sünger dışarıdan kolaylıkla gözüküyordu.

"Al bakalım."

Kutuyu elinden alınca parmaklarını parmaklarıma dolayıp Mina'yı kendime çektim, utangaç bir tavırla aramızdaki mesafeyi kapattığında esmer teninin pürüzsüzlüğü ince bacaklarından kolaylıkla fark ediliyordu. Hırka kalçasının sadece birkaç parmak altında bitiyordu.

BIÇAK SIRTI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin