7.2

1.2K 81 126
                                        

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

7

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


7. TEREDDÜT VE TESLİMİYET

(II)

Parmaklarım kapı kulpunun üzerindeydi, elim aşağıya ağırlık yaptığında kapı ardına dek açılacaktı ve kapının arkasında her kim varsa bana saldırmak için doğru anı kollayacaktı. Eğer ayak seslerimi duymuşsa kapının arkasına gizlenme ihtimali fazlaydı ya da odanın karanlıkta kalmış herhangi bir köşesinde.

Belki perdenin arkası belki de bir dolabın içi.

Diğer ihtimal ise ayak seslerimi duymamış olmasıydı ama merdivenlerde Çağatay'la olan konuşmamızdan sonra bu ihtimalin gerçekliği gözlerimin önünde eriyip gitti.

Fakat buna rağmen önde olan benim, içeride birinin olduğundan haberim olmadığını düşünüyor ama elinde silah varsa ki bu ihtimal de kuvvetle muhtemel, skor boarda hızlı olan adını yazdıracak.

Kapıyı açıp geriye doğru ittiğimde beni kalın perdeler çekilmiş kapkaranlık bir oda karşıladı. Sadece orta kısmında ayrık duran perdeden içeriye gün ışığı vuruyordu. Dışarıdaki acımasız fırtınanın tüm ayak sesleri odanın içerisine doluşmuştu.

Camdaki yağmur tanelerinin gölgesi odanın tam ortasına düşüyordu, aşağıya doğru kayan yağmur taneleri halının üzerinde birikiyormuşçasına karanlığın başlangıcına ilerliyorlardı.

Kenarı kıvrılmış perdeye kaydı gözlerim ilk aklıma gelen odadaki kişinin perdenin arkasına saklanmış olduğuydu ama camla arasındaki mesafeye ve perdenin inceliğine bakılırsa ancak Mina gibi minyon tipli birinin orada kamufle olabileceği aşikardı.

İçeriye doğru girdiğimde kapının girişindeki tahta zemin acıyla gıcırdadı, odadaki her kimse sessizce ona yaklaşmamı ya da ağına düşmemi bekliyordu. Birkaç adım daha attığımda tüm oda artık görüş alanımdaydı, camdan yansıyan yağmur tanelerinin gölgesi artık ıslak kıyafetlerimin üzerine düşüyordu.

Odanın sağ tarafında meşe ağacından yapılma neredeyse antika sayılabilecek bir çalışma masası vardı. Çalışma masasının üzerine bırakılan, kalemler ve dosyalar ise olabildiğince tertipliydi. Bahri'nin takıntısı vardı. Hem de fazlasıyla.

BIÇAK SIRTI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin