10.1

1.1K 72 90
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Barış Akarsu, Gözlerin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Barış Akarsu, Gözlerin

10. KÜL VE ATEŞ
(I)


Taş evin verandasına çıktığımda Dicle'yi merdivenlerin dibinde buldum, parmaklarını saçlarının arasına yerleştirmiş uzun uzun saçlarını kaşıyordu. Stres anında saçlarını kaşıyan birisini ilk defa görüyordum.

Dicle başını kaldırıp geldiğimi görünce yanındaki bavulu kulpundan tutup kendine doğru çekti, bir an önce buradan kurtulmak istediğini anlamanız için beden dilinde uzman olmanıza gerek yoktu zaten ne zaman eve baksa midesi bulanıyormuş gibi tiksiniyordu.

"Buradan defolup gitmek istiyorum." Dedi öfkeyle.

Elimi uzatıp aracının şoför koltuğuna doğru yürümeye başladım. "Anahtarlarını ver."

"Ben kullanırım."

Yürümeyi bir kenara bıraktım ve içimde filizlenen öfkeyi görmesini sağlayarak sesimdeki o buğuya ekledim. "Bu halde araba kullanmana izin verecek değilim, anahtarları ver."

Dicle kısa bir süre yüzüme baktı, çelişkisi anahtar konusunda değildi ikimizde o anahtarı alacağımdan emindik zaten. Aklını kurcalayan şey bambaşkaydı, gerçekten bambaşka.

Gözlerinin irileştiğini ve göz bebeğinin tüm gözünü yutacakmış gibi genişleyip büyüdüğünü gördüm. İri dudakları yavaşça aralandı ama bir şeyler söylemek yerine cebindeki anahtarı çıkarıp avucumun içerisine teslim etti.

Ayağının dibindeki bavulu alıp arabanın bagajına yerleştirdiğim sırada sessizce koltuğa oturdu, yanına geldiğimde titreyen elleriyle zar zor emniyet kemerini bağlamaya çalışıyordu.

"Bir sorun mu var?" dedim motoru çalıştırmak için düğmeye bastığım sırada.

Sessiz sedasız "Hayır neden?" diye mırıldandığını işittim.

"Kusacakmış gibi duruyorsun."

Dicle ağzındaki baklayı öyle kolayca alabileceğim birisi değildi, zihninde dönen oyun her neyse dışarıya çıkacağı zamanı bekleyecek rahatlığımda yoktu. Bu yüzden onu konuşturabilmemin birkaç seçeneği vardı; ilki onu sinirlendirmekten ikincisi ise güldürmekten geçiyordu.

BIÇAK SIRTI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin