"Haramsın, yasaksın ama yaratılmışsın."
"Konuşma diyorsam konuşmayacaksın, dur diyorsam duracaksın. Tek bir kelimemi bile emir sayacaksın."
Diye bağırdı öfkeyle elindeki viski dolu bardak taşıp parmaklarının arasında süzülürken. "Yarattığım yalanda...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Merhaba, nasılsınız?
Bölümleri birkaç aydır bazı aksaklıklardan dolayı geç okuyorduk ama artık eski düzene döneceğimizi söyleyebilirim.
Fakat bölümlerin etkileşimi maalesef çok az, attığınız yorumlar benim için büyük bir motivasyon kaynağı.
O yüzden kısım II'nin hızlı gelmesi için bu bölüme 25 oy ve 20 yorum diyelim mi? Diyelim.
Ayrıca bugün benim için çok özel ve önemli bir gün, yazarınız için buraya bir kalp bırakmak istersiniz diye kalp butonu bırakıyorum , bu kalpte benden size gelsin ...🤍
Love,
R.
15. MUVAZENESİZLİK (I)
*dengesizlik
Babamı kaybettiğimde etrafımı saran o karanlık Göksel'in gidişiyle hayatımı tamamen kaplamıştı. Karanlığa öylesine alışmıştım ki doğduğum anda gözleri hiç ışığı tanımamış bir bebek gibi karanlığa yatkındım, tıpkı gözlerimin gördüğü karanlık gibi duygularımda körelmişti.
Eğer canın çok fazla yanarsa dostun gözyaşı olur umut sadece mutlu insanların sığındığı bir daldır. Tadarsan kuyunun dibini başucundaki gökyüzü her zaman yalan gelir. Büyük bir yalana sığınmıştım Mina'yı tanıdığımda.
Uyuşan tüm bedenim tekrardan hissetmeye başlamıştı ama ilk zamanlar farkında değildim çünkü en güçlü duygular mutluluk değildi sevgi ise hiç değildi. Kim ne derse desin öfke ve nefret en güçlü duygulardı, öyle olmasalar dünya kötülerden yana olur muydu bunca yüzyıldır?
Gittiğinden beri ona tek bir şey söylemek istiyordum; Neden?
Tüm bu yalan ne içindi, eline ne geçmişti, hissettiklerim sadece benim için mi geçerliydi?