Madalen Duke, Born Alone Die Alone
10. ATEŞ VE KÜL
(II)
Söylediği ağır lafların altında kalan ne çok insan tanıdım, hayat mucizeyle doludur derler. Bence mucize hayatın yaptığı ters köşelerde gizlidir. Bugün ayağını kaydıran bir bela yarın duana dönüşebilir.
Söylediğim ağır lafların altında kaldı bedenim, kardeşim hayattan koparılınca ettiğim yeminler gün geldi kardeşime tutulan silahı elime verdi. Namluya yerleşen mermi bir gün ateşlenir, açtığın yara bir gün sende filizlenir.
Üst üste yığılmış hediye paketlerinin arasından sıyrılmak istemedim uzunca bir süre. Zihnim birkaç saniye öncesinde verdiğim ani kararı sindirmeye çalışıyordu, artık Ulaş ve Ulaş'ın hayatı vardı.
Acar'dan alacağım intikam şatafatlı olmayacaktı ama yine de bıçak bir kez yara açacaktı bedeninde. Yaşadığı korku yaşattığı korkuya denk düşecekti.
Ve bunu yaparken onlar gibi bir başka genç kızın hayatını karartmayacaktım, hayır... Tam tersine bir başka kızı onlardan koruyacaktım. Kardeşim onlar yüzünden can vermese de katilleri onlar yüzünden can bulmuştu.
Ölümü yaşama denk kılmışlardı.
Oysaki ölümü ancak bedel temizlerdi.
Mina elindeki kokteylini sımsıkı parmaklarıyla sarmış, kakülünün arkasına gizlenmiş bir çift mücevheri andıran gözleriyle beni izliyordu. Elmacık kemikleri kıpkırmızıydı ve minik burnu her gülümsemesinde utançla geriye çekiliyordu.
Cemre küçük bir pastayı barmenden alıp mumu Eren'e yaktırdı. Pastanın bir kısmı erimişti, tezgahın alt kısmı özellikle de buz saklanan dolapların yakınları sıcak olurdu. Eren gömleğinin cebinden çıkardığı çakmağı peş peşe yaktı ve sonuncusunda güçlü bir ışık kütlesi canlanıp mumu aydınlattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BIÇAK SIRTI
Teen Fiction"Haramsın, yasaksın ama yaratılmışsın." "Konuşma diyorsam konuşmayacaksın, dur diyorsam duracaksın. Tek bir kelimemi bile emir sayacaksın." Diye bağırdı öfkeyle elindeki viski dolu bardak taşıp parmaklarının arasında süzülürken. "Yarattığım yalanda...