★Bölüm 3★

456 43 2
                                    

GECE' NİN AĞZINDAN:

Korkusunu bastırmaya çalışması boş bir çabaydı. Tüm hücrelerinin korkudan tir tir titrediğine adım gibi emindim. Tişörü dikkatimi çekti. NİGHT yazıyordu. Bu dövüşten sonra adımı öğrenince o tişörtü parça pinçik edecekti. Yaklaşıp karşısına dikildim. Cılız bir ses kulaklarımı tırmaladı.

''Hazel!'' Kız arkasını dönüp ona seslenen kişiye baktı.

''Bengi eve git. Gelicem ben'' dedikten sonra tekrar bana döndü. Kız yada adı her neyse ısrarla parmaklıklara yaklaştı.

''Hazel ne yapıyorsun sen orda? Çık ordan''

''Bengi sana eve git dedim!'' Bu kez sesi gür ve tok çıkmıştı.

''Sensiz hiç bir yere gitmiyorum!'' Hazel onu duymamazlıktan geldi. Böyle sahneler cidden sinirimi bozuyordu.

''Bukadar duygusallık yeter! Bana neler yapabildiğini göster!'' dedim sırtımı dikleştirerek.

''Seninle kavga etmiyorum'' Bastıra bastıra söylemişti bunu. Belli ki inatcı bir kişiliği vardı.

''Ne o ağlayacak mısın? Babanı çağırmamı istermisin küçük kız?'' yüzüme pis bir sırıtış takmıştım. Yüz ifadesi görülmeye değerdi. kaşlarını çattı ve suratıma sıkı bir tokat attı. Kafamın sola savrulmasıyla sol tarafa baka kalmıştım. Yanak içlerimi dişiyordum. Tekrardan ona döndüm.

''Hepsi bu mu?'' diye kahkaha attım. Cevap vermemişti. Sıra bendeydi. Boğazına yapışıp onu parmaklıklara sert bir şekilde yasladım. Canı acımış olucaktı ki yüzünü buruşturdu. Bengi denen kız çığlık atmıştı. Vücudum ve parmaklıkların arasında kalan Hazel'e baktım. Boğazını sıktığım elimi çekmeye çalıyordu. Kolundan kavrayıp kafesin ortasına doğru fırlattım. Yere kapaklanmasıyla inledi. Benginin o cırtlak sesi beni ciddi anlamda rahatsız ediyordu.

''Bırak onu! Açın şu kapıyı!''

Onu takmayarak Hazel'e yöneldim. Yerde ellerinden destek alarak duruyordu. Koşar adım üzerine yürümemle ayaklarının dibine kapandım. Bana çelme takmıştı. Yere düşmemden fırsat bularak oturduğu yerden geri geri kaçmaya başayınca, hızla ayak bileğinden yaklayıp çektim. Kaçmasına izin vermeden üzerine çıktım. Yumruklarını göğüsüme geçiriyor omuzlarımdan iterek beni üzerinden atmaya çalışıyordu. Bir elimle kolunu diğer elimle çenesini kavrayıp sadece onun duyabileceği bir biçimde konuştum.

''Benim adım Gece ve bu benim işim. İşim hakkında ileri geri konuşur yada bir daha bana acırcasına bakarsan ozaman sana bukadar iyi davranmam. Anlıyor musun Hazel?''

sertce yutkunmuştu. Yeşil gözleri gözlerime odaklanmıştı. Halen bana bir cevap vermemişti. Tutuğum kolunu birazdaha sıktım. Gözlerini kapatı bukez birkaç damla yaş süzülmüştü. Gözlerini açmadan hafifce kafasını yukarı aşağı salladı. Kolunu bırakıp ayağa kalktım.

''Kapıyı açın!'' diye bağırdım. Kapının açılmasıyla Bengi içeri girip yerde kolunu tutan Hazel'i kaldırıp kefesten çıkardı. Gitmeden önce duyabileceği bir ses tonuyla bağırdım.

''Kızın üstüne bahis oynayanlar paralarının 2 katını alabilirler!''

Merhaba :D Okuldan gelir gelmez hemen yazdım. Umarım beğenirsinir. Ve bu arada klavyede ''g'' tuşu bazen çalışmıyor. yazım hataları için özür dilerim. Elimden geldiği kadarıyla düzeltmeye çalışıyorum. Teşekkürler...

Gece'nin Elli TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin