Bölüm 28

263 12 3
                                    

Arkadaşlar bir aylık telefonzuzluktan dolayı bölüm yazamadım. Telefonum sürekli kendiliğinden kapanıyordu, bir gün gene kapandı nasıl sinirlendiysem masanın üstünde dururken sağ elimle yumruk attım. Telefon tuzla buz oldu. Tabi bende elim 3 hafta sargıda gezdim. Damar zedelenmesi falan olmuş. Neyse beklettiğim için özür dilerim.

GECE'NİN AĞZINDAN:
"Hazel! Hazel!"
Saniyeler önce Hazelin odasındayken şimdi üç hasta bakıcısı tarafından sürüklenmek... Aklımı mı kaçırıyorum?
"Bırakın beni it herifler!"
"Sakin ol Gece. İyi olacaksın!"
Bir anda kolumda hissettiğim acıyla irkildim. Hasta bakıcı gene o sakinleştirici iğnelerden vermişti.
Gözlerim kapanırken kendime sordum
"Neden Hazeli öldürdüm?"
........
"Gece?"
Ses okadar derinden geliyordu ki. Biran yerimden fırlayıp sesin sahibini yumruklamak istedim.
"Nasıl hissediyorsun?"
Güç bela gözlerimi açıp doktara baktım. Kalkmak için harekete geçtiğimde ise eğlemim yatağa bağlandığım için başarısız oldu.
"Yatağa bağlanmışım. Bu hastanede çürüyorum sevdiğim herkesi kaybettim ve Hazeli öldürdüm. Süperim ya cidden "
Doktorun yüz ifadesini bir an için endişe kapladı.
"Hazeli nasıl öldürdün?"
"Hastaneden kaçtım. Evine gittim... Yatağına girdim...bak o uyandı ve benden cidden korkuyordu. Benden korkması kötü hissetirrdi. Onu çok üzdüm ve artık mutlu olmasını istedim. Kolumun içine sakladığım bıçakla önce omur iliğini kestim ve sonra kalbine sapladım"
Doktorun suratı iyice ciddiğleşti.
"Sonra... Sonra ne oldu Gece?"
"Kendimi bir anda hastanede buldum. Bu nasıl mümkün oluyor?"
"Mümkün değil. Sen aslında hastaneden hiç kaçmadın. Hazel in evine hiç gitmedin. Onu hiç öldürmedin"
Hazelin iyi olmasına bir yanım sevinirken diğer yanım öfkeyle doktorun söylediklerine karşı geliyordu.
"Seni o. Çocuğu! Bana yalan söyleme! Ben aklımı kaçırmadım! Deli değilim!"
"Sakin ol. Bu bir çeşit şizofreni hastalığı. Kriz geçiryorsun ve atak sırasında halüsnasyon görüyorsun."
"Aklımı kaçırdığım yetmiyor birde şizofreni hastalığımı çıktı? Teşekkür ederim çok iyi moral veriyorsunuz"
"Üzgünüm ama tedavin çok zor geçiyor uzun süre burada kalabilirsin"
"Çok kibarsınız ama bir 4 ay daha sizinle geçiremem"
Bu adamın yüzü neden ikide bir değişiyor?
"Ne? Neden bana şok olmuş şekilde bakıyorsun?"
"4 aydır burda mısın?"
"Evet! 4 ay önce beni bir hayvan gibi buraya siz tıktınız!"
Cümlem üzerine yatağın başında duran dosyaları alıp içine birşeyler yazdı.
"Gece buraya getirileli..."
"Sözünü kesiyorum ama şuna getireli değil kapatılalı de!"
Dosyayı yerine bırakıp tekrar ciddi yüz ifadesine büründü.
"Pekala seni buraya kapatalı 4 ay değil 1 yıl oldu"
Söylediği cümle kafama balyoz yemişim gibi hissetirdi.
"1 yıldır burada olamam.neden hatırlamıyorum? Neden iyileşemiyorum?"
" çok zor zamanlar geçiriyorsun Gece. Kendine fırsat tanı"
"Çöz beni!"
"Olmaz"
"Sana beni çöz dedim it herif!"
"Sakin olmalısın Gece. Yoksa uyuşturmak zorunda kalacağım"
"O zaman beni çöz"
Biraz düşündükten sonra bağlandığım yataktan beni çözmeye başladı. Tamamen çözülünce sakince yataktan kalkım.
"Teşekkür ederim. Şimdi odama gidebilir miyim?"
"Tabi.sana eşlik edeyim"
"Önden buyrun."
Kafasıyla onayladıktan sonra kapıya doğru ilerledi. Kapıya yaklaştığında arkadan kafasını tutup kapıya vurdum. Başta ne olduğunu anlamadı. Kafasından kan gelene kadar ardı ardına kapıya vurdum. İşi bitince bırakıp odadan çıktım. Tahmin ettiğim gibi -3. Kattaydık. Bu katta hastalar resmen işkence görüyor. O yüzden koridorlardaki güvenlik kameraları kayıt yapmıyor. Yani doktoru benim öldürdüğümü asla tahmin edemezler.

Kısa olduğunu biliyorum. Bu bölüm bir nevi Gece nin yeni kişilik tanıtımı gibi bir şey. Diyer bölümler uzun olacak.

Gece'nin Elli TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin