Selam ben geldim :D Uzatmadan başlıyorum.
"Adam öldürebilecek kadar"
HAZEL'İN AĞZINDAN:
-Şaka mı bu?- iç sesim bana sorusunu sorarken beynimin mantık kısmı çalışmaya başladı. O bir kafes dövüşcüsü ve ölümüne dövüşüyor!
"Gece anlamıyorum neden böyle söylüyorsun?" dedim benden çektiği elini tekrar tutarken.
"Demek istediğim şu ki; sen karşıma çıkmadan önce çoğu şeyi unutmuştum. Sevgiyi, acımayı, mutlu olmayı,eğlenmeyi, geceleri uyumayı... Bunları seninle tekrar sevmeye başladım. Bana geldiğin günü hatırlıyor musun? Yardımımı istemiştin. Bende sana kalbini bir köşeye koyman gerektiğini,ona bir daha ihtiyacın olmayacağını söylemiştim. İşte ben o gün tozlanmış kalbimi fırlatıp attığım köşeden geri aldım. Ancak gerçek şu ki senden önce ben iyi biri değildim. Kafeste para için her gece birini ölümüne dövdüm..." ilk defa okadar uzun konuşmuştu ki dayanamayıp dudaklarımı dudaklarına bastırdım. İnsanlar kusursuz değillerdir. Gece'nin ailesi belki yanında olsaydı o soğuk kafesin içinde bu şekilde hayatını kazanmak zorunda kalmazdı. Yaptığı ayakta alkışlanacak türden bir şey değil biliyorum ama bu onun kaderi. Kimileri kaderini kendi yazar, kimileri ise kaderine yönlendirilir. Gece kaderini kendi yazanlardan bense kaderine yönlendirilenlerdenim. Dudaklarını benden çekip yüzüme baktı.
"Benden nefret etmiyor musun?"
"Saçmalama. Ben bunu bile bile senin gibi olmak istedim."
Ellerini saçlarıma götürüp oynamaya başladı.
"Ama ben bu şekilde olmak istemiyorum"
"Dövüşcü olmak istemiyor musun?"
"Aslında bakarsan Hazel, Geceleri kafesde dövüşmek yerine seninle uyumayı istiyorum. Zaman denilen kavram seninle geçip gitsin istiyorum" ellerimi onun beline sarıp kafamı göğüsüne yasladım.
"Beni utandırıyorsun" diye mırıldandım. Kıkırdayışını duymak hoşuma gitmişti...
BENGİ'NİN AĞZINDAN:
Batının sorgulayan gözlerinin baskısı altında daha fazla dayanmayıp masadan kalktım.
"İzninizle ben biraz hava alıcam"
Cevap vermelerini beklemeden kendimi kafenin dışına attım. Bana yaptıklarından sonra bu şekile suratıma bakabiliyor olması ayrı bir ironiydi. Telefonumun sesiyle irkildim. kim olduğuna bakmadan açtım
"Efendim?"
"Bengi"
Bu ses Yankı'nın sesiydi.
"Ne istiyorsun?"
"Koca bir gündür sana ulaşmaya çalışyorum"
"Beni sakın arama Yankı!"
"Ne?! Neden?"
"Sen git dün gece kucağında öpüştüğün yellozu ara!" birkaç saniye sesi gelmedi.
"Özür dilerim. Ben sarhoştum" sesi okadar kısık gelmiştiki bir an telefonum bozuldu sandım. Bir anda biri telefonu elimden kaptı. Batın!
"Bir daha bu kızı rahatsız etmiyeceksin! Onu gördüğün zaman yolunu değiştireceksin lan!"
Yankı'nın ne söylediğini duyamıyordum.
"Benim kim olduğum seni ilgilendirmez it!"
"Seni ilk ve son kez uyarıyorum.Bengi yi üzmeye kalkarsan karşında beni bulursun" dedi ve telefonu kapadı.Telefonumu elinden alırken konuştum.
"İlgileniyormuş gibi davranma"
Kıvrak bir hareketle telefonu almamı engelledi.
"İlgileniyorum. İlgimi çekiyorsun"
İsterik bir kahkaha attım.
"Bunu kaç kıza söyledin?"
"Sanırım ilksin" diyerek göz kırptı. Telefonumu elinden tekrar almaya çalıştım
"Cidden saçmalıyorsun" bu kez almıştım.
"Hala merak ediyordum beni dün gece abime neden söylemedin?"
"Sana söyledim senin aksine iyi biriyim"
"Bana karşı koyamayacak kadar kötüsün" Nedemek bu şimdi?
"Öz güven patlaması yaşıyorsun galiba"
"Yapma seni şuracıkta öpsem direnmezsin" diye kıkırdadı.
"Senden nefret ediyorum!"
"Bende seni seviyorum"
"Küstah"
Ablamları görmemizle ciddiyleştik. Kimse kimseye birşey demeden içeri girdi. Masaya oturunca Hande teyze ablama döndü.
"Hazel bu geceyi sonlandırsak. Bize gidip oturabiliriz hem konuşuruzda."
Ablam cevap vermeden araya girdim
"Benim depresyona girmem lazım ben burdan eve gidiyorum"
Benim üstüme Öykü konuştu.
"Bizde Poyrazla biraz dolaşmak istiyoruz."
"Tamam" dedi Gece" Batın sen Bengiyi eve bırak. Öykü sizde Poyrazla gidin vakit geçirin bende Hande teyzeyle Hazeli eve bırakayım" Her nekadar benim dışımda herkes onaylasada el mahcup Batınla gitmek zorunda kaldım...
"Batın beni eve bırakman gerekiyordu. Bara getirmen değil."
"Ya kızım eğlen işte"
"Oha!"
"Ne oldu?"
"Batın o sarışın kızla oturan Yankı değilmi?"
"Evet o"
"Off mal insan! Gidelim hadi"
"Ya aklın yokmu senin? Ona inat eğlen" Bu cümle içimdeki şeytanı uyandırmıştı. Yankı bu kadar kolay pes ediyorsa benimde onu sevmediğimi anlmalıydı.HAZEL'İN AĞZINDAN:
Gece beni annemlere bırakıp gitmişti. Bizde annemle ilk defa karşılıklı sohbet ediyorduk.
"Bundan 18 yıl önce başıma bir kızın isteyeceği en son şey geldi. Tecavüze uğramıştım.Tanımadığım. sevmediğim biri tarafından sonra anannen ve büyük baban beni evden kovdular. Bana tecavüz eden adamla yaşamak zorunda kaldım. O adamdan birde dünyalar güzeli kızım oldu. Ama mecburdum o küçük kıza alışamazdım yoksa nasıl çeker giderdim sevdiğim adama. Beni o her şekilde kabul etmişti ama ailesi o küçük kızı istemedi."
Bu söyledikleri beni etkilemişti aslında annem babamı hiç aldatmamıştı zaten Berk amcayı seviyormuş babam anneme tecavüz ettiği için annem babamla evlenmek zorunda kalmış. Bu yüzden ben annemin istemediği bir ilişkinin çocuğuyum! Söyleyecek kelime bulamazken kızacağını bilsemde boynuna sarıldım.BENGİ'NİN AĞZINDAN:
Dudaklarımı Batından çekerken yüzüne baktım. Şaşırmış gibiydi. Yankı koltyuktan hışımla kalkıp gitmişti. Tamda istediğim gibi onu kıskandırmayı başarmıştım.
"Yankıyı bahane edip öpmüyorsun diymi beni?"
İğrenircesine elimle dudaklarımı sildim.
"Asla seni çıkarlarım dışında öpmem!"
"Senin çıkarların benim işime geliyor"
"Bu bir daha olmayacak tadını çıkar"
Kolunu kavrayıp beni kendine çekti ve tekrar o iğrenç şeyi bana yaşattı. Dilini kulanıyordu ve bu dahada berbat bir hal alıyordu. Ellerini saç diplerime yerleştirdi ve saçımı çekti. Ağzımdan boğuk bir inleme çıkmıştı dudaklarımın aralanmasından faydalanarak daha sıkı öpmeye başladı. -Bunu yapmasına izin verme! seni etkilemesine izin verme!- iç sesimle ondan ayrılıp tokat attım.
"Senden iğreniyorum Batın!Beni evime götür!"HAZEL'İN AĞZINDAN:
Gece'nin sonunda anneme hak vermiştim. Çok zorluk çekmişti. Hata o anlattıkca ben ağlamıştım. Bu gece benimle uyumak istediği için onu kırmadım. Bengi bu gece bensiz idare edebilirdi. Annemin kokusunu içime çeke çeke uykuya bıraktım kendimi. Meğer 11 yıldır ihtitacım olan şey buymuş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Elli Tonu
Novela JuvenilBunu yapmamalıydım. Göz ardı etmeliydim, görmemişim gibi, körmüşüm gibi...Sana hiç bakmamalıydım. Kaçmam gerekirdi, duymamış gibi yapmalıydım, dinememiş gibi, sağırmışım gibi...Kalbimi dinlememeliydim.