4 Ay Sonra:
"Londra güzel mi Bengi?"
"Babam her yeri gezdirdi. Gecesi ayrı güzel, gündüzü ayrı güzel. Keşke sende olsan"
"Bende isterdim ama biliyorsun Gece' nin yanında olmam gerekiyor"
"Biliyorum"
"Pekala. Şimdi kapatmam gerekiyor sonra görüşürüz"
"Görüşürüz"
Telefonu kapattıktan sonra cebime koydum. Arabanın camından hastaneye baktım. Son gördüğüme göre bahcesi daha sakindi. Arabayı stop edip indim. İlk baharın geldiği belli oluyordu. Geceden kalma yağmur kokusu hala buram buram geliyordu. Derin bir nefes alıp hastanenin bahcesine ilerledim. Girişten ilk sağ yapıp doktorun odasına ulaştım. Kapıyı tıklayıp kulak kabarttım.
"Gel"
"Merhaba Aykut Bey"
"Merhaba Hazel. Hoş geldin"
"Hoş bulduk efendim... Gece odasında mı?"
"Evet. Eminim seni görünce çok sevinecek"
"Umarım. İzninizle ben yanına gideyim"
"Tabiki"
Batın'ın ölümünden 4 ay geçti. O gece Gece'yi akıl hastanesine yatırdılar. Haftada bir ziyaret ediyorum. Ama şu iki aydır izin vermiyorlardı. Onu çok özledim. Kokusunu. Gülüşünü. Yanımda oluşunu. Çok özledim... 4. Kata geldiğimde hızımı artırıp koridorun sonunda ki odaya vardım. Kapıyı tıkayıp içeri girdim. Gece camın pervazında oturmuş dışarıyı seyrediyordu. Usulca yaklaşıp omzuna dokundum.
"Merhaba"
Bana dönmeden konuştu.
"Neden geldin?"
Ses tonu sanki onun düşmanıymışım gibi hissettiriyoru.
"Seni görmek istedim"
"Gördün şimdi gidebilirsin"
Söylediğini umursamadan elimle çenesini kavrayıp kafasını çevirerek bana bakmasını sağladım. Ruh gibi bembeyaz olmuştu. Göz altarı morarmış dudakları çatlamıştı. Saçları fazla dağılmıştı. Doğrudan gözlerimin içine bakıyordu. Ama hiç bir duygu belirtisi olmadan.
"İyi görünmüyorsun?"
"İyiyim ben. Rahat bırak beni!"
Anlıyorum ki hala zamana ihtiyacı var. Toparlanması gerekiyor. Ve sanırım bu süreçte fazla kırılacağım.
"Tamam. Gidiyorum ama yine geleceğim" diyerek eğildim ve dudaklarına dudaklarımı bastırdım. Karşılık vermemişti. Beklemiyordumda zaten. Usulca geri çekildim. Göz bebekleri irileşmişti. Bu yüzden gözleri siyah gibiydi. Arkamı dönüp kapıya doğru ilerledim.
"Dur"
Gece'nin emir veren ses tonuyla ona döndüm. Oturduğu yerden kalkmıştı.
"Uyumaya ihtiyacım var.Yanıma uzanır mısın?"
Başımla onayladım. İşime gelirdi çünkü yanında olmak istiyordum. Odadaki yatağa doğru ilerledim ve hırkamı üzerimden çıkartım. Gece' de tişörtünü çıkamıştı. Yatağa uzanıp tavana gözlerimi diktim. Gece de uzanınca ona doğru döndüm. Gözlerini kapatmış uyumaya çalışıyor gibiydi. Ona dokunma, saçlarıyla oynama isteği içimde büyüyordu. Tereddüt ederek elimi saçlarına götürdüm. Gözlerini açıp bir kaç saniye öylece baktı. Yatakta doğrulup yüzümü avuçlarının içerisine aldı. Eğilip dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Ona karşılık verdim. Üzerime çıkıp susamışcasına öpmeye devam etti. Ellerinden biri pantolonumun fermuarına gidince otamatik olarak elini tuttum. Buna henüz erkendi ve hastanede olacak iş değildi. Ama diretiyordu. Ne yani zorla mı yapacaktı? Ellerimi saçlarından çekip onu ittirdim. Öpmeyi kesti ancak ısrarla fermuarımı açmaya çalışıyordu. Ellerimle onu durdurmaya çalışınca tek eliyle iki elimi de tutup etkisiz hale getirdi.
"Gece! Kes şunu!"
"Sakin ol"
Altında debelenmeye başladım.
"Dur. Yapma! İstemiyorum"
"Umrumda mı sence!"
Geceye olan kızgınlığımdan mı? Zorla benimle olmaya çalıştığından mı? Bu kadar kötü birine dönüştüğünden mi ağlıyordum bilmiyorum. Fermuarımı açıp pantolonumu sıyırdı.
"Lütfen dur!"
Üzerimden hışımla kalkıp bağırarak duvara yumruk attı.
"Defol git! Birdaha gelme Hazel yoksa bir daha kine elimden kurtulamazsın!"
Panikle yataktan kalkıp pantolonumu giydim ve Geceye bakmadan koşarak odadan çıktım. Ne olmuştu öyle? Az daha zorla birlikte olacaktı. Çıkışa ulaşınca hızla arabaya bindim. Camdan baktığımda Gece camdan bu tarafa bakıyordu.Ağlamam şiddetlenirken aracı çalıştırdım. Nasıl birine dönüşmüştü o? Benim aşık olduğum adama ne yaptı?...
Evin önüne arabamı park ettim. Dikiz aynasından kendimi kontrol ettim. Ağladığım belli olsun istemiyordum. Arabadan inip kapıya ulaştım. Tıkladıktan bir kaç saniye sonra hizmetci kadın açmıştı.
"Hoş geldiniz küçük hanım"
"Hoş bulduk. Annem nerde?"
"Salonda"
Başımla onaylayıp salona geçtim. Beni görünce ayağa kalktı.
"Nasıl geçti tatlım?"
"İyi geçti. O iyi. Öykü nerde?"
"Öykü,Poyraz ve Ardenle çıktı"
"Arden bizimkilerle mi takılıyor?"
"Galiba"
O gece polisi arayan Ardendi beni fabrikaya bırakan çocuk. O gece Arden in verdiği ifade olmasaydı büyük ihtimalle şuan hapisdeydim.
"Tamam. Ben biraz halsizim. Sanırım uyuyacağım"
"Peki. Git ve dinlen"
Cevap vermeden merdivenleri çıkıp odama ulaştım. Üzerimi değiştirirken hırkamın hastanede kaldığını fark ettim. Yatağa girip kendimi uyumaya zorladım...
Panikle gözlerimi açmamla hırsız diye bağırmaya başlamam bir oldu. Biri ben sesimi duyuramadan eliyle ağzımı kapattı.
"Sessiz ol Hazel"
Gece yatakta doğrulmuş telaşlı gözlerle bana bakıyordu. Kalbim hızlandı. Hiç olmadığı kadar korkuyordum artık ondan. Elini ağzımdan çekti. Fısıldayarak konuştum.
"Ne işin var burda? Nasıl çıktın hastaneden?"
"Hırkanı getirdim. Merak etme onlar yokluğumu anlmadan hastanede olacağım."
"Verdin gidenilirsin"
"Hiç bir yere gitmiyorum" diyerek kendini yanıma attı. Korkuyla yataktan sıçrayarak ayağa kalktım. Dirseklerinin üzerinde doğrulup bana baktı.
"Korkuyor musun?"
"Gitmeni istiyorum"
Ayağa kalkıp karşıma dikildi. Dişlerinin arasından tıslarcasına konuştu.
"Sana bir soru sordum!"
"Duymak mı istiyorsun? Evet ödümü patlatıyorsun!"
"Neden korkuyorsun?"
"S-Sen değiştin. Benim tanıdığım Gece değilsin. Ona ne yaptın?"
Yanağımdan bir damla yaş süzülmüştü. Aramızda ki mesafeyi kapatıp boynuma sarıldı. Kulağıma fısıldamaya başladı.
"Özür dilerim. Keşke bu olanlar hiç yaşanmamış olsaydı. Karşına hiç çıkmasaydım."
"Seni genede seviyorum"
"Bende. O yüzden bu yapacağıma kızma. Senin iyiliğin için"
"Ne?"
Bir anda sırtımda dayanılmaz bir ağrı hissettim. Sırtıma bişey saplanmıştı. Acıyla geriledim Gece nin elinde olan büyük kanlı bıçağı görmek beni şoka uğratmıştı.
GECE'NİN AĞZINDAN:
O yere düşünce elimdeki bıcağı bu kez kalbine sapladım acaba doğrudan boğazını mı parçalamalıydım? Hayır bu kadarını yapamam. Bıcağı çıkartıp elimle nabzını kontrol ettim. Nabzı atımıyordu. Sonunda onu huzura kavuştura bilmiştim. Artık daha mutlu olacak. Bende öyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Elli Tonu
Teen FictionBunu yapmamalıydım. Göz ardı etmeliydim, görmemişim gibi, körmüşüm gibi...Sana hiç bakmamalıydım. Kaçmam gerekirdi, duymamış gibi yapmalıydım, dinememiş gibi, sağırmışım gibi...Kalbimi dinlememeliydim.