Bölüm 34 ~Final~

264 14 17
                                    

Gece'nin Ağzından:
Bir yıl sonra~~~

Bir yılın hergünü olduğu gibi gene ona çiçek getirdim. Bu kez deyişiklik yaparak beyaz papatyalar getirmiştim. Acaba severmiydi papatyaları? Çiceklerin yanı sıra geçen doğum gününde aldığım beyaz elbiseyide getirmeyi ihmal etmedim. Başta getirmeye tereddüt etsemde ani bir kararla getirmeye karar verdim. Ona çok yakışacak bembeyaz sade bir elbise. Tıpkı onun gibi saf ve temiz... Çicekleri taşın yanına bıraktıktan sonra elimdeki siyah kutuya yöneldim. Üzerindeki beyaz kurdelenin düyümünü çözüp kapağını araladım. İpekten olan beyaz elbiseyi ellerim arasına alıp kutuyu bir köşeye koydum. Kim bilir ne kadar yakışırdı ona. Cicekleri koyduğum yere elbiseyi de güzelce koyup bir birlerini nekadar güzel tamamladıklarına baktım. Ah..şarkı söylemeyi ne çok severdi. Belki ona biraz mırıldana bilirdim.

"Bunu yapmamalıydım. Göz ardı etmeliydim, görmemişim gibi, körmüşüm gibi...Sana hiç bakmamalıydım.

Kaçmam gerekirdi, duymamış gibi yapmalıydım, dinlememiş gibi, sağırmışım gibi...Kalbimi dinlememeliydim.

Tek kelime etmeden bana aşkı öğrettin.
Tek kelime etmeden bana aşkını verdin.
Her nefesinde içime doldun.
Sonrada çıkıp gittin.

Tek kelime etmeden aşk beni terk etti.
Tek kelime etmeden aşk beni bir kenara attı.
Peki şimdi ne söylemeliyim?
Dilim dönmüyor.
Tek kelime etmeden geldi.

Neden bukadar acıtıyor?
Neden durmadan acıyor?
Seni bir daha göremiyeceğim.
Ve burdada olamayacağın gerçeği dışında herşey eskisi gibi olacak.

Tek kelime etmeden bana aşkı öğrettin.
Tek kelime etmeden bana aşkını verdin.
Her nefesinde içime doldun.
Sonra böyle çıkıp gittin.

Tek kelime etmeden aşk beni terk etti.
Tek kelime etmeden aşk beni bir kenara attı.
Peki şimdi ne söylemeliyim?
Dilim dönmüyor.
Tek kelime etmeden göz yaşlarım damlıyor.
Tek kelime etmeden kalbim kırılıyor.

Tek kelime etmeden aşkı bekledim.
Tek kelime etmeden aşk beni yaraladı.
Kendimi kaybediyorum,aptallaşıyorum.
Ve sadece gökyüzüne bakarak ağlıyorum.

Tek kelime etmeden ayrılık beni buldu.
Tek kelime etmeden son bana geldi.
Seni bırakmaya hazır değildim.
Kalbim yerinden çıkacakmış gibi,
Tek kelime etmeden geldigi için.

Tek kelime etmeden geldi.
Tek kelime etmeden gitti.
Hasta olup ateşlenmek gibi.
Belki bir süre canım yanıp geçer
Çünkü kalan tek şey yara izleri."

Şarkım bittiğinde hırkamın koluna yanaklarımı ıslatan göz yaşlarımı sildim. Bir sarkı nasıl olabiliyorduda herşeyi özetleye biliyordu? Hazeli kaybetmiştim ve birdaha bulamayacaktım. Hergün bu yere gelip ona aşık bir aptal gibi çicek getirecektim. Normal insanlar gibi yaşayamamıştık. Öyleki bir resmimiz bile kalmadı siyah beyaz masum gülerken.
"Seni her dakika öpmek istiyorum, her saat, her gün...Ama artık yapamam.
Umursadığım bütün insanlar benden okadar uzak ki! Sen, Can, annem. Hep gidiyorsunuz. Sahi Hazel, nereye gidiyorsunuz? Oralar neresi? Biliyor musun herşeyi unutup gülümsemek istiyorum ama çok zor. Her neyse sakın merak etme tamam mı? Yarın yine geleceğim, ertesi günde geleceğim ve ondan sonraki günde. Seni sevmekten vazgeçene kadar geleceğim Hazel"
Cümlem bittikten sonra sessizlige kulak verdim. Ayak seslerini duyabiliyordum. Usulca bana yaklaştı ve yanıma gelince elini omuzuma koydu. Gözlerini gökyüzünde, mezarda ve daha sonrada yerde gezdirdi. Omuzumdaki elini pof poflarcasına vurdu. Bakışlarını bana çevirip gözlerimi yakaladı
"Artık gidelim mi abi?"
Gitmek istemesemde kafamla onayladım.
"Gidelim Batın. Yarın tekrar geliriz."

Okuyan herkese teşekkürler.
Gece'nin söylediği şarkı: Park Shin Hye-Without Words.

Gece'nin Elli TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin