HAZEL'İN AĞZINDAN:
Kapıyı açmamla Öyküle birbirmize uzaylı görmüş masum köylü bakışı attık. Neden gelmişti? Ne istiyordu? Ölüm sessizliğini Öykü bozdu.
''Merhaba'' dedi hafif pürüzlü sesiyle. Kaşlarımı çattım ve kollarımı karnımın üzerinde birleştirdim.
''Ne istiyorsun Öykü?''
''Beni içeri almayacak mısın?'' dedi gözlerini devirerek. Kapının önünden çekilerek geçmesi için yol verdim. Utangaç ve çekingen adımlarla içeri girdi. Kapıyı kapatıp oturma odasına geçtik. Öykü ikili koltuğa Bengi Gece ve bende üçlü koltuğa oturmuştuk.
''Evet içeride girdiğine göre şimdi ne istediğini söyleyecek misin?'' dedim homurdanarak. Gece dirseğini koluma gömdü.
''Şu partide olanlar için annemin adına senden özür dilemeye geldim'' Tek kaşımı kaldırıp mal mısın kızım sen bakışı yolladım.
''Neden sen özür diliyorsun?''
''Annem çok kinci bir insan'' dedi gözlerini devirerek.
''Hayır olay senin yada annemin dilemesi değil ne değiştide özür dileme gereği duydun? Düşmanın olduğunu düşünyordum.'' Gözlerinin dolğunu fark ettim.
''Çünkü gerçek şu ki seninle kardeşiz ve hep bir ablam olsun istemiştim. O akşam partide yanında duran kıza sarılınca içimde ilk defa tarif edilemez bir acı hissetim. O gece hiç uyuyamadım neden böyle bir acı hissetiğimi düşündüm. Keşke dedim o kıza değile bana öyle sıkıca sarılsaydı belki içimdeki buzlar erirdi.' Yöz yaşları ikişer üçer yanaklarından züzüldü.
''O kız dediğin benim kardeşim'' ses tonum tok çıkmıştı.
''Anladım'' dedi ayağa kalkarken.
''Rahatsız ettiğim için özür dilerim''oturma odasının kapısından çıkmak için ilerledi. Mantığım ordamısın? He canım burdayım.O benim kız kardeşim.Bu olanlardan dolayı onu suçlayamam sonuçta yıllar sonra bir ablası olduğunu öğrendi.İşin beni üzen kısmıda annem beni hiç istememiş olması ama Öyküyü seviyor. Öyküyü ilk gördüğüm gece annem ona kızım demişti.Bana birkere bile kızım dediğini duymadım. Ama bu Öykünün suçu değil sırf annem ona annelik yapıyor diye ona düşman olamam.Bu haksızlık.
'Öykü bekle!'' diye ayağa kalktım. Durup bana döndü.
''Efendim?''
''Et tırnaktan ayrılmazmış diye bir ata sözü var bilirmisin?'' dedim gülümseyerek. Oda bana buruk bir gülümseme gönderdi.
''Evet duymuştum''
''Her insan ikinci bir şansı hak eder. Bengi benim nasıl kardeşimse sende öylesin. Hem körün istediği bi göz Allah verdi iki göz. Bengi de cana yakındır ve emin ol sana çok iyi bir kardeş olacakatır.'' Neşeyle cıvıldadı ve sarılmak için kolarını açarak bir iki adım yaklaştı ama durdu. Sanırım ileri gitttiğini düşünüyordu ama bu normal bir hareketti. Bengi koşar adım yanına gidip sarıldı.
''Ohh şimdiden sattınız beni. Alacağınız oldun'' diye şakasına homurdandım. Bengi daha çok sarıldı.
''Hııhh. Kıskan'' diye kahkaha attı.Ya çekerek Gece'nin yanına gittim.
''Ne kıskancam behh. Benimde Gecem var'' diyerek ellerimi beline doladım. Kıkırdayıp oda sarılmama karşılık verdi.
''İsterseniz biz çıkalım siz rahatca şey edin'' Bengi'nin sesiyle Geceden ayrılıp öldürücü bakışlarımı üzerinde gezdirdim. Gece de rahatsız olduğunu belli eder şekilde boğazını temizledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Elli Tonu
Teen FictionBunu yapmamalıydım. Göz ardı etmeliydim, görmemişim gibi, körmüşüm gibi...Sana hiç bakmamalıydım. Kaçmam gerekirdi, duymamış gibi yapmalıydım, dinememiş gibi, sağırmışım gibi...Kalbimi dinlememeliydim.