Hazel'in Ağzından:
Kapıyı açmamla Gece'yle burun buruna geldim.
Bir yıldır görmüyor olmama rağmen hala aynı gibiydi. Çok hafif değişiklikler vardı. Ten rengi solmuş, vücudu yapılanmıştı.Arden'in sesiyle Gece'yi incelemeyi bıraktım.
"S-senin burda ne işin var?"
Gece derin bir nefes alıp dilini kurumuş olan dudaklarını üzerinde gezdirerek nemlendirdi. Sakin kalmaya çalışyor gibiydi.
"Bana ait olan şeyi almaya geldim" dedi kendinden oldukca emin bir şekilde. Arden kaşlarını çatıp dişlerinin arasından resmen tısladı.
"Burda sana ait toz parçası dahi yok!"
Gece şaşırtıcı bir biçimde sakinliğini koruruyordu.
"Hazel bana ait ve bana ait olan şeyi almaktan asla çekinmem. Şimdi onu alıp gideceğim ve sen Hazeli hiç tanımamışcasına hayatını sürdüreceksin çocuk"
Arden sinsice gülümsedi.
"Hazel neden bir deliyle gitmek istesin ki?"
"Belki.Ama gelecek."
Kolumu kavrayıp beni peşinden sürüklemeye başladı. Buna karşı gelmeye kesinlikle niyetim yoktu.Arden sonradan idrak edip peşimizden koşmaya başladı. O sıra siyah spor bir araba önümüzde durdu ve Gece binmem için işaret verdi. Arabayı genç bir çocuk kullanıyordu. Biz biner binmez harekete geçti arkamı dönüm baktığımda Arden olduğu yerde kalakalmıştı.
"Wohww! Bu-bu muhteşemdi!"
Dedi genç çocuk. Gece'de çocuğun omzunu pof poflayım kahkaha attı.
"Aferim sana iyi işti"
Sinirle kaşlarımı çattım.
"Hey! Bu çocuğun ehliyeti var mı?"
Genç çocuk kıkırdayıp dikiz aynasından bana baktı.
"Araba bile bana ait değil"
"Pekala."
Yanımda oturan Geceye döndüm ve boğazımı temizledim.
"Burda olmaman gerekiyordu..."
"Şu önde oturan çocuk çok ikna edici. Bana kim olduğumu hatırlattı. Hazel benim senin yanında olmam gerekiyor"
Kendimi daha fazla dizginleyemiyeceğimi fark ettiğim için dayanamayıp sıkıca sarıldım. Kiraz kokusunu özlemle ciğerlerime çektim. Boynuna gömdüğüm kafamı kaldırıp gözlerine baktım. Karanlıkta dahi parlıyordu. Eğilip usulca dudaklarımdan öptü ve hızla geri çekilip önde oturan genç çocuğun kafasına bi tane patlattı.
"Sen önüne bak. Dikiz aynasından arkaya değil."
Çocuk kafasını ovuşturup kahkaha attı.
"Tamam bakmıyorum"
Gece tekrardan bana döndü.
"Kim bu çocuk?"
"Adı Can. Hastanede tanıştık."
Ensemi düşünüyor gibi kaşıdım.
"Iı..şey... siz hastaneden mi kaçtınız?"
Gözlerini benden kaçırıp Can'a baktı.
"Şuna kaçmak değilde özgürlüğe kavuşmak diyelim"
Derin bir nefes alıp elimi yüzüne götürdüm. Yumuşaktı.
"Tedavi olman gerekiyor"
Sesim kısık çıkmıştı. Yavru bir kedi gibi iri gözlerle bana baktı.
"Biliyorum...Ama seni çok özledim"
"Bende" diye bilmiştim sadece. Ona olan özlemim atlatılamayacak kadar zordu.
"Nereye gidiyoruz?"
"Birazdan göreceksin"
...
Odaya gelince kapıyı kapatıp içeriden kilitledi. Gece'nin kafes dövüşü yaptığı bara gelmiştik ve Gece'nin odasında duruyorduk.Bu odaya ilk geldiğimde Odada dolap,kum torbası yatak ve banyoya açılan kapı dışında başka birşey yoktu. Şimdi ise ek olarak ufak bir pilazma, oyun konsolu gibi zaman harcamalık şeyler vardı. Yatağa oturup tşörtünü değiştiren Gece'yi izlemeye koyuldum. Cidden vücudu yapılanmıştı utanarak gözlerimi incelediğim sırtından çektim.
"Can nerde?"
Bana önünü dönmeden konuştu.
"Rahat bir uyku çekmesi için koridorun sonunda ki odayı onun için hazırlattım."
"Ben burada seninle mi kalacağım?"
Yeni tşörtünü kafasından geçirip bana döndü.
"Daha önce defalaca beraber uyuduk şimdi sorun olur mu?"
Haklıydı defalaca uyumuştuk. Hayır anlamında belli belirsiz kafamı salladım.
"Güzel."
Yatakta yanıma oturup yüzümü ellerinin arasına aldı.
"Bir yıl boyunca ne yaptım ben? Nasıl nefes aldım bilmiyorum"
"Hepsi geçicek Gece. Yanında olacağım"
Dudaklarını ısırıp kafasıyla onayladı. O hala büyüleyiciydi. Siyah gözlerinde hala boğula biliyordum. Derin bir nefes aldı ve dudaklarını araladı
"O herifle çıkıyormuydun"
"Evet ama onu sevdiğimden filan değil."
"O s-sana dokundu mu?"
Hızla kafamı sağa sola salladım.
Aldığı nefesi rahatlamışcasına dışarı geri verdi.
"Yorgunsan uyu hadi" diyerek yataktan kalktı.
"Uykum yok. Seninle zaman geçirmek istiyorum"
Cümlemin üzerine dudağının kenarı kıvrıldı.
"Pekala"
Tek kaşımı çatıp ellerimi karnımın üzerinde birleştirdim.
"Neden o şekilde gülümsüyorsun?"
Sinsi gülümsemesi yerini neşeli bir kahkaha aldı.
"Benimle zaman geçirmek istemiyor musun?"
"İstiyorum."
Tşörtünün eteklerinden tutup hızla çıartıp bir köşeye bıraktı.
"Onu yeni giymiştin nede-..."
Seri bir şekilde aramızda ki mesafeyi kapatıp dudaklarını dudaklarımla buluşturdu. Jetonum yeni düşmüştü. Ah! Hadi ama zaman geçirmek demek bu değil. Sol eli saçlarımın arasında geziniyordu. Sağ eli ise yumruk yaptığım elimi tutuyordu. Sıktığım yumruğumu gevşetip rahatlamaya çalıştım.Elleri saçlarımdan kayıp tşörtümün eteklerine geldi. Ve usulca geri çekildi.
Tüm kan beyaz tenini es geçip dudaklarında toplanmış gibi kıpkırmızıydı. Kiraz dudaklarını araladı.
"Bana izin verir misin?"
Sesimi çıkarmadan kafamı yukarı aşağı salladım. Tşörtümü çıkarıp sırtımın yumuşak yatakla buluşmasını sağladı.Biliyordum ben ona aittim ve bu yaptığımdan dolayı pişman olmayacaktım. Bana dokunmasına izin verdim. Bende istiyordum çünkü onu hissetmek onu yaşamak istiyordum. Bu yüzden nefes alış verişlerimizin birbirine karışmasına izin verdim. Ellerimi çıplak bedeninde gezdirmeye başladım. Usulca benden ayrılıp gözlerime baktı.
"Ne yapıyorsun?"
"Sırtına bana ait olduğunu yazıyorum"
Gülüpseyip dudaklarını boynumda gezdirdi. Pantolonunu çıkarıp tşörtünün yanına fırlattı.
"Eğer durmamı istiyorsan bunu hemen şimdi söyle aksi taktirde geç olabilir."
"Hayır. Durma"
Tekrardan gülümseyip burnuma öpücük kondurdu. Elleri pantolonumun fermuğar kısmına gelince yaptığımız şeyi tekrardan düşündüm. Sanırım geri dönüşü olmayan bir yola girmiştik ve ben artık her şeyi Gece'ye bırakmıştım. Ne olacaksa Gece ile olacaktı. Pantolonumu sıyırdığında istemsizce kıkırdadım. Hasta olduğum gece aklıma gelmişti. Ateşim olduğu için iç çamaşırlarımla uyumştum. Doğrusu o beni yatağa o şekilde yatırmıştı. Gözlerimi kapatıp Gece'nin yapması gereken şeyi yapmasını bekledim. Bir kaç saniye sonra sertleşmiş erkekliğini hissetmiştim. Ağzımdan istemzice boğuk bir inilti çıkmıştı. Sanırım artık tamamiyle onundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Elli Tonu
Teen FictionBunu yapmamalıydım. Göz ardı etmeliydim, görmemişim gibi, körmüşüm gibi...Sana hiç bakmamalıydım. Kaçmam gerekirdi, duymamış gibi yapmalıydım, dinememiş gibi, sağırmışım gibi...Kalbimi dinlememeliydim.