Gece'nin Ağzından:
Metalin metale çarpa sesi kulaklarımı doldururken cam büyük bir gürültüyle tuzla buz oldu ve ardından tam anlamıyla araba takla attı. Korkmuştum! Ölmekten değilde Hazel ve Can'a bişey olmasından çok korkmuştum. Sımsıkı kapattığım gözlerimi korkuyla açtım. Araba takla attığı için baş aşağı duruyorduk. Hemen sağıma baktım Hazel'in yüzü kan revan içerisinde kalmıştı.
"Ha-Hazel iyimisin?"
Sesimdeki bu tınıyı tanıyordum acizlik tınısıydı bu. Hazel'den okadar ince ve derinden bir ses gelmişti ki konuşup konuşmadığına emin olamadım.
"Tekrar söyle bebeyim"
Bu kez iniltiyle karışık cümlelerini duya bilmiştim.
"Kolum acıyor!"
"Iyi olacaksın bebeyim söz veriyorum."
Yerimde biraz kıpırdanıp arkaya bakmaya çalıştım.
"Can iyimisin?"
Bir süre sessizliği dinledim Can'dan cevap gelmemişti.
"Can?"
Can cevap vermeyince kalbim çarptı. Hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu. Sanki durmak üzere gibiydi. Can'a yardım etmem gerekiyordu. Kapımı açmaya çalıştım fakat lanet kapı sıkışmıştı. Camdan çıkabilirdim zaten tuzla buz olmuştu. Zorlukla cam parçalarının üzerinde sürünerek kendimi dışarı attım. İnsanlar vardı ve hepsi panikle telefonlarına sarılmışlardı. Dışarı çıktığımı görünce bir kaç kişi koşarak yanıma geldi.
"Iyimisin?"
"Arabada kaç kişisiniz?"
"Ambulans gelene kadar kımıldamaman gerekiyor yanlış bir hareketle sakatlana bilirsin"
Hepsi bir ağızdan konuşyordu. Onları takmayark Can'ın bulunduğu kısımdaki kapıyı açmaya çalıştım. Ve başarısız çaba.
"LANET OLSUN!"
Sakin olmalıydım şimdi kenime esip gürleyemezdim. -sakin ol- kapının camı kırılmamış sadece ufak bir çatlak meydana gelmişti. -hadi ama Gece sen dövüşcüsün-
İc şesime hak vermiştim o sadece basit bir cam parcasıydı. Kendime olan tüm öfkemle cama yumruk attım. Kırılmıştı ancak tamamen camdan arınmamıştı eğer bu şekilde çıkartmaya kalkarsam mutlaka cam parçaları Can'a batacaktı hemen ellerimle düşmeyen parçları tek tek çekip attım.
"Hey napıyorsun aklınımı kaçırdın ellerini parçalayacaksını"
Öfkeyle çıkıştım.
"Lanet çenelerinizi kapayın!"
Cam parçalarından kurtulduktan sonra kollarımı genç bedene doğru uzattım ve dışarı doğru çektim. Can'ı çıkartıp kucakladım. Tanımadığım insanlar Can'a yardım ettmek için birlik olup onu parçalanmış kollarımdan aldılar ve olay yerine yaklaşmakta olan ambulansa doğru ilerlediler. Görevliler Can'la ilgilenirken ben aracın ön sağ tarafına geçip Hazelin kapısını zorladım. Amulans siren sesleri artarken tüm dikkatimi kapıya verdim camdan çıkarmam mümkün değildi kapı kağıt misalince ezilip büküldüğü için camdan eser kalmamıştı. Biraz zorlarasam açılacak gibi duruyordu. Ellerimle sıkıca kapıyı kavradım o sır başka bir el de kapıyı kavramıştı. Yanıma baktığımda ambulans görevlisi olduğunu gördüm. Bana umutla bakıyordu.
"Üç diyince birlikte çekiyoruz tamam mı?"
Kafamla onalyladım ve komut vermesini bekledim.
"Bir"
"İki"
"Üç!"
Üç dediğinde var gücümüzle kapıyı zorladık ve açmayı başardık. Yanımıza bir kaç ekip gelip acıdan kıvranan Hazeli dikkatlice arabadan çıkartılar ve doğruca ambulansa taşıdılar. Kapıyı açmam yardım eden adama baktım. Yüzü bir yerlerden tanıdık geliyordu. Hemen kolumun altına girip beni ambulanslardan birine sürüklemeye başladı. Ambulanstan diyer görevliler de inip beni içindeki sedyeye yatırdılar ve kendileride binip kapıları kapattılar. Aracın çalıştığını hissettiğimde karnım kasıldı. Görevli adam benimle ilgilenirken konuştum.
"Bakın ben iyiyim. Kız arkadaşımı ve kardeşimi merak ediyorum onlar nasıl?"
Görevli adam bana baktı.
"İyimisin? Allah aşkına birde bir başkasının gözünden görsen kendini korkarsın. Hiç mi canın acımıyor?"
Kollarıma baktım ciddi anlamda bu kesiklerin izleri kalacaktı. Görevli kollarımdan cam parçalarını temizlerken konuştum.
"Hiç bir şey hissedemiyorum"
"Adranalinden dolayı. Korku bedenini ele geçirdiği için acını hissedemiyorsun. Ama şimdilik. Kötü yanıysa bir kaç saat sonra acıdan kıvranıyor olacaksın."
Söylediği şeye karşılık vermedim çünkü haklıydı sıcağı sıcağına acıyı anlayamazdım. Elliyle kafamı yokladı.
"Ah cidden bunu hissedemiyor olman iyi. Kesinlikle dikiş atılması gerekiyor."
"Neden?"
Görevli kıkırdadı.
"Kafanı çarpmışsın ve 9 mm genişliğinde bi yarık meydana gelmiş. Yüzüne akan kandan da bunu anlayamadıysa cidden iyi çarpmış olmalısın. Hiç bir şeyin farkında değilsin"
"Ayna... ayna var mı?" Görevli sorumla birlikte uzanıp nerden aldığını göremediğim ufak bir ayna uzattı. Kanlı ellerimle avucladığım aynaya bakmdan önce ellerime baktım avuc içlerim sızlıyordu evet avuc içlerimi dahi parçalamayı başarmıştım. Acıdan yüzümü ekşittim. Derin bir nefes alıp aynaya baktım. Yüzümde yer yer çizikler vardı ve sol tarafım tamamen kan içerisindeydi.
"Sana söylemiştim berbat görünüyorsun"
Diyerek elindeki ıslak havluyla yüzümü temizlemeye koyuldu. Silerken bir anda durdu ve suratıma baktı. Kaşları çatılmıştı.
"Gece?"
Yüzümdeki elini tutup çektim
"Seni tanıyormuyum?"
"Sen osun. 1 yıl boyunca hastanede tedavi gören ve geçenlerde kayıplara karışan hasta!"
Şimdi hatırladım! Tabi ya. Hastanede görmüştüm bu adamı. "O yaralı çocukta Can mıydı?"
Kafamı yukarı aşağı salladım.
"Her yerde sizi arıyorlar."
"Üzgünüm ama oraya dönemem. Anlıyor musun? Lütfen bizi görmemiş gibi davran"
Tekrar yüzümü temizlemeye koyuldu.
"Yapamam şu halinize bak. Nasıl oldu bu kaza?"
Tekrardan karnım kasıldı.
"Be-ben arabayı kullanırken geçmişe dair birşey gözümde canlandı. Ne olduğunu anlamadım her şey çok hızlı gerçekleşti"
Görevli adam umutsuzca nefesini dışarı verdi.
"İşte bu yüzden görmemiş gibi yapamam. Tedavi olmak zorundasın Gece. Yoksa herşey daha da kötü-"
Görevlini sözünü ambulans telsizi böldü
"Burası ambulans 3. Kızın durumu kötüleşiyor. İç kanaması var büyük hastaneye gidiyoruz!"
Telsiz anonsuyla yerimen fırladım.
"Ne- ne diyor bu?"
Görevli korkuyla telsize sarıldı.
"Durum bildir ambulans 3. iç kanama nerede?"
"Kaza sırasında kafasını şiddetli vurmuş. Ancak dış kanama olmamış sol tarafta iç kanama tesbit ettik."
"Lanet olsun!"
Diye mırıldandım. Bunlar benim yüzümden olmuştu.
Görevli tekrar konuştu.
"Ambulans 1 rapor ver. Çocuğun durumu nedir?
Telsizden cevap gelmemişti.
"Ambulans 1 sana soruyorum. Çocuğun durmu nasıl!?"
"Burası ambulans 1. Uzun çabalarımıza rağmen çocuğun kalbini çalıştıramadık. Ölüm saati 14:26"
İşte ölüm yaşayan diyerleri için bu kadar basitti tek bir cümleydi.
-ÖLÜM SAATİ 14:26-Evet arkadaşlar final geldi kapıyı sonunda çaldı. Yarın Final bölüm geliyor. Bu bölüme de kesinlikle yorum istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Elli Tonu
Teen FictionBunu yapmamalıydım. Göz ardı etmeliydim, görmemişim gibi, körmüşüm gibi...Sana hiç bakmamalıydım. Kaçmam gerekirdi, duymamış gibi yapmalıydım, dinememiş gibi, sağırmışım gibi...Kalbimi dinlememeliydim.