𝐟𝐨𝐫𝐭𝐲 𝐨𝐧𝐞

700 84 122
                                    

Anlaşma yapalım, siz yorum yapın ben de akşam bir bölüm daha atayım :)

Ayrıca önceden de söylemiştim, bu bölüm için yorumlarınızı fazlasıyla merak ediyorum, elinizi korkak alıştırmayın iwhdkwnx

Sekizinci ayın sonlarına yaklaşırken Jeongin'in karnı artık fazlasıyla büyümüştü. Oturduğu yerden zar zor kalkabiliyor ve sınırlı hareket edebiliyordu. Bel ve ayak ağrıları tavan yapmış, onu uykusundan bile ediyordu.

"Yoruldum." dedi merdivenleri indikten sonra. Hyunjin'in elini sıkı sıkı tutmuş, öyle inmişti merdivenden.

"Güzelim inat etme işte. Buradaki odalardan birinde kal doğum olana kadar. Bak böyle çok yoruluyorsun."

"Ama tek başıma kalmak istemiyorum. Sensiz uyuyamam."

"Aynı yatakta yatsak da aramıza yastık koyuyoruz bir sürü, zaten ayrı yatıyormuşuz gibi oluyor." Jeongin'i dikkatlice koltuğa oturttu.

"Olsun, seni hissediyorum ben. Bazen uyandığımda seni izleyerek geri dönüyorum uykuma."

"O zaman oraya bir tane daha yatak koyduralım, ben de tam yanında ama başka bir yatakta yatayım, olur mu?"

"Gerek yok böyle bir masrafa. İstemiyorum."

Hyunjin ofladı. Jeongin son günlerde o kadar inatçıydı ki delirmek üzereydi.

"Ne yemek istersin?"

Jeongin duraksadı ve biraz gerildi.

"Aç hissetmiyorum ya, sonra yerim ben."

Hyunjin kaşlarını çattı. Aynı cümleyi birkaç keredir duyuyordu.

"Ne demek aç hissetmiyorum? Yeni uyandın ve normalde olsan şu an açlıktan ölüyor olurdun."

"Gerçekten Hyunjin. Şu an aç değilim. Sadece susadım ben, su verir misin bana?"

İştahsızdı sadece ve bunu Hyunjin'e söylese aşırı panik yapıp hastaneye bile götüreceğinden emindi.

Suyunu içerken Hyunjin, eşinin ayaklarının dibine oturdu. Artık koskocaman olmuş göbeğe eğilirken gülümsedi.

"Kızım, sen acıktın ama değil mi? Söyle bakalım babana acıktığını."

Jeongin bununla birlikte sert bir tekme hissederken inledi. "Canımı acıttın."

"Bence çok acıkmış o yüzden sinirli. Hadi gel yapalım kahvaltımızı."

Jeongin göz devirdi. "Aç değilim ve ısrar ettikçe sinirlendiğimi hissediyorum."

Hyunjin de gerilmişti artık. "Ben de kızımız için endişeleniyorum. Yemek yemediğin sürece de söylenmeye devam edeceğim Jeongin. Günlerdir çok az yiyorsun, nasıl güçlü kalacaksın?"

İşte böyleydi, son bir haftadır büyük küçük her şeyden tartışma çıkıyordu aralarında.

"Canım istemiyorsa istemiyor Hyunjin! Daha fazla üstüme gelip sinirlendirme beni, yeter."

"Asıl sen beni sinirlendirme Jeongin. Seni düşünüyorum ben, ve kızımızı. Kendini aç bırakamazsın. İki can taşıyorsun sen, bari bebeğimizi düşün!"

Hyunjin iş hayatında ve evliliğinde yaşadığı sorunlar yüzünden doluydu. Şimdi ise yapabileceği en büyük hatayı yapıyor, acısını eşinden çıkarıyordu. Pişman olacaktı.

boy with white skin | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin