𝐭𝐡𝐢𝐫𝐭𝐲 𝐨𝐧𝐞

954 87 61
                                    

Bölüm öncesi bir şeyden bahsetmem gerekiyor. Şimdi daha önce okuduğum mpreg ficlerde hiç emzirme olayı görmedim. Bir emzirme varsa da hep süt anne kullanıldığını gördüm. Açıkçası ben şu mantıkta ilerliyorum; erkeğin çocuk doğruabildiği bir evrende neden memesinden süt gelmesin? Yani bana bu daha mantıklı geliyor siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama. Tabii fikrinizi belirtmeniz de çok önemli. Bunu belirtmek istedim, bölüme geçebiliriz.

"Jeongin hainlik yapıp ortada teklif falan olmadığını söyleyince iyice umudumu kaybetmiştim ben zaten ve Changbin öyle yürürken bir anda diz çökünce bile ihtimal vermedim. Hatta şey dedim, 'Changbin niye oturuyorsun, kalksana.'"

Hepsi Felix'in heyecanlı heyecanlı anlatmasıyla kahkahalara boğulurken Changbin, nişanlısının başına bir öpücük kondurdu. Jeongin neler döndüğünü öğrendikten sonra Felix'e öyle bir şey olmadığını söylemiş ve onu kandırmıştı. 

"Ama söyleyemezdim! Hem söylesem belki her hareketini yanlış anlayıp heyecanlanacaktın. Ayrıca Changbin hyung bunun sürpriz olmasını istiyordu. Hiç hain falan deme boşuna."

"Zaten Felix'in amacı da direkt oymuş. Resmen hemen şüphelenip sana sordurmuş." Gözlerini kısıp Hyunjin'e baktı Changbin. "Hyunjin'ciğim de yalan söyleyemediği için sağ olsun, anlamış hemen."

Tekrar gülüştüler. Jeongin soğuk kahvesinden bir yudum aldı ve tekrar başını eşinin göğsüne yasladı. "Neyse neyse. Olan oldu artık. Umarım mutlu olursunuz." dedi Chan. Hepsi de onaylamıştı.

"Teşekkürler hyung." dedi Felix de tatlı bir şekilde. 

"Önümüzdeki tatilde ne yapmayı düşünüyorsunuz? Bir planı olan var mı?" diye sordu Minho. Projelerden projelere koşmak onu biraz yorduğu için bu tatili değerlendirmek istiyordu. 

"Biz biraz gezelim diyoruz ama yurtdışında değil. Biraz Kore'de gezelim istiyoruz." Hyunjin cevapladı.

Felix ve Changbin de reddetmişti. Henüz bir plan yapmış değillerdi. 

"Hep beraber de bir yerlere gidebiliriz aslında. Kore turu falan mı yapsak? Ne dersiniz?"

Jeongin kararsızca kafasını kaldırıp eşine baktı. "Ne dersin?" 

"Bana fark etmez. Sen istiyorsan gidelim." 

Herkes hemfikir olduktan sonra neler yapabilecekleri hakkında konuşmaya başladılar. Öyle ayarlanan kalabalık turlarla değil de kendilerine bir rehber tutmak istiyorlardı. Felix hemen bunun araştırmasına giderken diğerleri de detayları tartışıyordu.

O sırada kafeye gelen Seungmin kalabalık arkadaş grubunu fark ettiği gibi oraya yöneldi. "Selam! Kusura bakmayın biraz geç kaldık."

Seungmin'e garip bir selam verirlerken herkesin dikkati elini tutup yanında duran çocuktaydı. Onlara gülümseyerek bakıyordu.

"Yedam? Senin burada ne işin var?" dedi Chan ve Hyunjin aynı anda. Aynı zamanda Jeongin'e de tanıdık geliyordu bu çocuk. Seungmin gülerken Felix ve Changbin ise ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. 

"Merhaba." dedi utangaç bir şekilde Yedam.

"Sizi Yedam'la tanıştırmak istemiştim. Kendisi sevgilim oluyor." dedi Seungmin tutuşunu sıkılaştırırken. 

"Siz nasıl tanıştınız? Cidden kafam karıştı." dedi Minho. Seungmin'in şirkete gittiğini bile sanmıyordu.

Önce oturup bir soluklandıklarında Seungmin anlatmaya başladı. "Annem hastanede yatıyor biliyorsunuz. Yedam'la da orada tanıştık, pek güzel bir tanışma olmasa da. Babası da hastanede maalesef."

boy with white skin | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin