𝐭𝐡𝐢𝐫𝐭𝐲 𝐬𝐞𝐯𝐞𝐧

831 80 63
                                    

"O zaman, kadehimi Jeongin'in kızı olmasına kaldırıyorum!"

Chan, şampanya bardağını kaldırarak bağırdığında herkes ona uymuş, bardağını kaldırmıştı. Jeongin ise o kadar şampanya kadehinin arasında sırıtan meyve suyu bardağına gülüyordu.

Şu an bir sahilde, kendilerince parti veriyorlardı. Sahildeki evlerden kiralamışlardı ve bir hafta burada olacaklardı. Aylardan ekimdi ve havalar biraz serinleştiği için sahilin kalabalık olduğu söylenemezdi. Son sıcaklardı zaten, sonbahara girmeye az kalmıştı.

"Chan hyung!" dedi Hyunjin kızgınlıkla. "Bizim kızımız, lütfen."

Herkes gülerken Chan tekrar kaldırdı kadehini. "O zaman Hyunjin'le Jeongin'in kızı olmasına kaldırıyorum!"

Tekrar bardaklar çarpışırken Jeongin meyve suyunu içti yavaşça. Karnının altına biraz masaj yaparken kaşları çatıldı. 

Sabahtan beri hafif sancıları vardı ve doktora gittiklerinde de cinsiyetini öğrenmişlerdi. Sancıların ise özel bir sebebi yoktu, normaldi doktora göre.

Herkes kendi arasında konuşurken kalkıp biraz belini esnetti. Beşinci aylarındalardı ve karnı artık fazlasıyla belli oluyordu. 

Kimsenin dikkati onda değilken karnını okşayıp gruptan uzaklaştı. Kısa süre önce mide bulantıları geçmiş, onu rahatlatmıştı ama şimdi de uykusuz kalıyor, sık sık giren sancılar huzursuz ediyordu.

Derin bir nefes aldı ve şu an giren sancının geçmesini bekledi. Hyunjin gitmemek için ısrar etmesine rağmen geldikleri için pişman değildi ama evde olsa daha rahat olacağına emindi. 

Biraz suya yaklaşıp dalgaların ayaklarına vurmasına izin verdi. Su çok soğuk olmadığı için mutluydu. Dudaklarının arasından bir şarkı mırıldanıyor, bunun bebeğine ve sancılara iyi geleceğine inanıyordu içten içe. 

Güneş battıktan sonraki karanlıkta denizi izledi. Bu sefer şarkı söylemeyi bırakmış, bebeğiyle konuşmaya başlamıştı. 

"Denizi izlemek beni hep rahatlatır, biliyor musun? Doğduğun zaman seni de getiririz sürekli. Bence sen de seveceksin. Belki de suyun ayağına değip seni şaşırtmasıyla mutlu olursun." Hafif bir şekilde gülümsedi. "Ya da Hyunjin babanla gelirsiniz."

"Jeongin?"

Hyunjin, sohbet ederken bir anda eşini göremeyince endişelenmişti. Biraz ileriye baktığında ise görünce rahatlamış, koşarak gelmişti. 

"Neden haber vermiyorsun güzelim? Korktum bir an."

"Sohbetinizi bölmek istemedim."

"İyi misin? Hala sancın var mı?"

Kafasını salladı küçük olan. Hala karnına masaj yapmaya devam ediyordu.

"Biraz uzanmak ister misin?" Hyunjin alacağı cevabı beklemeden biraz geriye gitmiş ve eşini de çekmişti. 

"Sen otur, ben de arkana geçeceğim."

Jeongin'i dikkatlice oturmasına yardımcı olurken küçük olan biraz canı yansa da bir şey dememişti. Eşi arkasına geçip kendisini ona yaslandığında ayaklarını suya uzattı.

Hyunjin arkasındaki şezlonga yaslanırken ellerini uzatıp Jeongin'in karnının altına masaj yapmaya başladı. Eşi hemen ellerini çekmiş ve gözlerini kapatıp acının geçmesini beklemişti. 

boy with white skin | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin