𝐭𝐡𝐢𝐫𝐭𝐲 𝐟𝐢𝐯𝐞

1K 84 78
                                    

"Bak bu elbise güzelmiş, denemek ister misin?"

Hyunjin pastel moru bir elbiseyi bana gösterdi. Askılarından itibaren bol geliyordu ve tatlı bir elbiseydi gerçekten.

"Olur, denerim."

Deneyeceğim diğer elbiselerin yanına, sepete atarken bakınmaya devam ettim. Bundan sonra da biraz bebek alışverişi yapacaktık o yüzden aceleci davranıyordum.

"Tamam, yeter bence bu kadar. Ben deneyeyim bunları sonra da bebek mağazasına gidelim."

Hyunjin onayladıktan sonra tek tek hepsini giymemi beklemiş, gösterdiklerime de yorum yapmıştı. Neredeyse hepsini aldıktan sonra poşetleri ona verdim ve hızlı adımlarla aynı katta bulunan mağazaya girdim.

"Felix burada olsaydı şu an çok fena olurdu."

Hyunjin kıkırdadı. "Onunla alışveriş yapmanızdan korkuyorum ben de."

Gülüşerek girdiğimiz mağazada bakınırken önceliğimiz kıyafetlerden çok eşyalardı. Bebek arabası, puset, biberon vs. tarzı şeyler bakacaktık.

Mağaza görevlisinden yardımcı olmasını istedikten sonra önce puset seçmeye geçmiştik. Hepsi aslında birbirine benziyordu model olarak.

"En kalitelisi hangisi? Müşterilerinizin en memnun kaldığı daha doğrusu." dedi Hyunjin dikkatli bir şekilde incelerken. Görevli kadın ise birkaç adım atıp bir tanesini göstermişti.

"Bu markamız en çok satanlardan. Şu ana kadar hiç şikayet ya da iade almadık."

Dediği markanın modellerini incelerken mor renkli olanı almıştık. Diğerleri biraz fazla gıcık gelmişti gözüme. Hem bu mor olanın üstünde sarı yıldızlar da vardı.

Bebek arabasına geldiğimizde Hyunjin yine en kalitelisinden almak istemişti. Bu sefer de sade, gri bir tanesini seçmiştik. Hepsini kullanacağım günler için şimdiden heyecanlanıyordum.

Her şeyi tek tek seçip aldıktan sonra biraz da kıyafet alışverişi yaptık. Aldığımız her şeyi eve sipariş ederken bir diğer mağazaya geçtik. Bebeğimizin odası için çalışmalara başlayacaktık yakında.

Alternatif ve pratik bir beşik seçmiştik. Odayı hayvan teması yapmaya karar verdiğimiz için mobilyalarda da kahverengi, beyaz ve ten rengini tercih etmiştik. Aynı şekilde aldığımız her şey eve gelecekti.

"Ay, yoruldum." dedim belimi esnetip. Bugün fazla gezmiş ve fazla duygu değişimi yaşamıştım. Hepsi üst üste gelince yorgunluk da çökmüştü.

"Acıktın mı? Güzel bir akşam yemeği yemeye gidebiliriz."

Kararsızca baktım. "Aslında harika olur çünkü çok acıktım ama herhangi bir kokudan etkilenmekten korkuyorum. Onun yerine eve sipariş edelim mi?"

Çantamdan yanıma aldığım elmayı çıkarırken konuştum. Biraz idare ederdi beni.

"Olur güzelim. Eve geçelim hadi o zaman. Başka bir şey alacak mısın?"

"Yok, hayır."

Aşağı inip geçen seferki iç giyim mağazasının önünden geçerken dudaklarımı büzdüm.

"Artık hiçbir takımım olmayacak bana. Bir daha ne zaman giyebileceğim acaba?"

Nedendir bilinmez, Jeongin'in iç giyim takımlarına ayrı bir takıntısı vardı ve belki de en üzüldüğü şeylerden biri de buydu.

boy with white skin | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin