11

564 57 33
                                    

Changbin yola atlamaya çalışan Seungmin'in elini sıkıca tutup gitmesini engelledi.

"Min, önüne bak." Seungmin birleşen ellerine bakıp hafifçe kızararak sessizce teşekkür etti, Seo Changbin'in yanında olmak onu biraz geriyordu.

Seungmin bu adama hayrandı, her gece onun yazdığı şarkıları dinleyerek uyurdu ve her ağladığında Changbin'in sözleriyle mutlu olurdu.

Changbin'in yazdığı şarkılar Seungmin için çok özeldi, her anında o şarkılar vardı ve şimdi Changbin kalemi tuttuğu eliyle Seungmin'in elini tutuyordu.

Seungmin bu düşünceleri kafasından atmaya çalışarak Changbin'in elini daha sıkı tuttu, beraber karşıya geçtikten sonra ilerideki kafeye girmişlerdi.

"Yuqi'yi alayım mı?" Changbin kolu yorulduğu için itiraz etmeden uyumak üzere olan bebeği Seungmin'in kucağına bıraktı.

"Ne içersin?" Seungmin dudak büzerek düşündü bir süre.

"Sanırım... Menuye bakmalıyım." Seungmin masadaki menuye bakarken çok rahat bir şekilde Yuqi'yi de idare ediyordu, kucağında uyuyan bebek bir saniye bile rahatsız olmamıştı hareketlerinden ve bu Changbin'in dikkatini çekmişti.

"Yuqi omzunda çok rahat gibi." Seungmin omuz silkti.

"Benimleyken mutlu, özellikle omzuma yüzünü yaslamayı çok seviyor." Seungmin başını çevirip çenesini bebeğin saçlarına sürttü.

"Daha çok boynuna yaslamış gibi, kokunu seviyor olmalı." Seungmin kızarıp başını salladı.

"O da olabilir, burnu boynuma değiyor şu an." Seungmin hafifçe gülümseyip çenesini bebeğin kafasına açıtmayacak şekilde yaslayarak menuyu inceledi.

"Tatlı mı söylesek? Ya da önce sana pizza ısmarlayayım, sonra tatlı falan yeriz ne dersin?" Seungmin menuyu bıraktı.

"Olabilir, dün akşamdan beri bir şey yememiştim zaten." Changbin birden ona döndü.

"Neden?" Seungmin iç çekerek bebeği hafifçe boynundan uzaklaştırdı, Yuqi bunun üstüne mızmızlansa da uyumaya devam etmişti.

"Günlük rutinim böyle, sabah zaten erken kalkıp gece geç uyuyorum, tek öğünle yetiniyorum genelde."

"Neden böyle bir şey yapıyorsun?"

"Çalışma saatlerim gereği sabah beşte uyanmam ve gece ikide uyumam gerekiyor." Changbin onu süzdü sakince.

Yüzünden ne kadar yorgun olduğu belliydi fakat Seungmin'in yaptığı makyan göz altı morluklarını ve teninin solgunluğunu kapatmıştı.

Seungmin Yuqi'nin başına bir öpücük bırakıp yüzünü yere doğru eğdi, Changbin'in kendisini incelediğini fark etmişti ve bu biraz rahatsız ediciydi.

Changbin yavaşça onun masadaki elini tuttu ve inceledi, Seungmin'i süzdükçe ne kadar zayıf olduğunu fark etmişti.

"Min, başka bir şey mi var?" Seungmin bakışlarını kaçırdı.

"Sadece... Ufak bir şey, en büyük etken bu sanırım."

"Minho hyungu tanıyorum, seni o kadar fazla çalıştırmaz. Sen mi çalışmak istedin?" Seungmin yavaşça başını salladı. "Evde mi bir şey var?"

"Hayır, yalnız kalmak istemiyorum sadece. O yüzden geçe kadar klinikte kalıp orada yatan birkaç hastaya bakıyorum." Seungmin kucağındaki Yuqi'nin mızmızlanmasıyla onu hafifçe sallamaya başladı, Changbin olanı anlamak ister gibi Seungmin'i süzüyordu.

"Neden istemiyorsun? Ya da neden bir ev arkadaşın yok? Seungmin... Ailen falan mı? Benimle konuşabilirsin." Seungmin yüzünü Yuqi'nin omzuna gömdü ve boğuk çıkan sesiyle konuştu.

Rockyabye~ Chanin\JeongchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin