29

375 39 59
                                    

4 yıl sonra

Yuqi'nin sesi üzerine Jeongin zoraki gözlerini açtı.

Ağlama sesi geliyordu ve bu onu biraz korkutmuştu.

Derin bir nefes verip gözlerini ovuşturarak ayağa kalktı ve Yuqi'nin odasına yöneldi. İçeri girdiğinde küçük kızın yatağında kendi kendine sayıklayıp ağladığını görmüştü.

Jeongin küçük kızın yanına oturdu ve yatakta ağlayarak kıvranan kızın ellerini tuttu.

"Yuqi güzelim, aç gözlerini." Yuqi ellerini çekti.

"Sen gerçek değilsin, sen de o canavarlardansın." Jeongin küçük kızın saçlarını okşadı.

"Değilim bebeğim, benim Innie. Hadi aç o güzel gözlerini ve bana bak." Jeongin uzun uğraşlardan sonra Yuqi'nin birden doğrularak nefes nefese bir halde kendisine bakmasını sağladı.

"Ba-baba... Çok korktum!" Yuqi hızlıca onun boynuna kollarını dolayıp Jeongin'e sıkıca sarıldı. "Gerçekten çok korktum." Jeongin kızın sırtını nazikçe okşayıp kucağına çekti.

"Sorun yok güzelim, biz buradayız. Ne gördün rüyanda?" Yuqi küçük elleriyle yüzünü sildi.

"Seungmin oppayı, ama baba bu sefer... Bu sefer araba çarpmıyordu ona. Changbin oppayla kavga ediyorkardı ve-ve sonra Changbin oppa gitmesine izin vermiyordu. O da kendisini odasına kilitliyordu. Çok ağladı baba, yanına gitmek istedim ama gidemedim. Sonra... Sonra eline bir bıçak aldı, onunla kolunu kesti. Ama bu tehlikeli değil mi baba? Bıçağı alması bile tehlikeliydi. Changbin oppa neden onu yalnız bıraktı?" Jeongin kızına daha sıkı sarıldığında Yuqi gördüğü saatle ciyakladı. "Onların masa saati de bunu gösteriyordu, baba Changbin oppayı ara lütfen. Seungmin oppa ölmesin, korkuyorum lütfen..." Jeongin küçük kızın yaşlar dökülen yanaklarını silip iç çekti.

"Ararım kızım, sen uykuna dön."

"Aramayacağını biliyorum, ben onunla konuşmak istiyorum. Lütfen baba ara onu." Jeongin Yuqi'yi ikna edemeyeceğini bildiği için ayağa kalkıp Chan ile kaldıkları odaya ilerledi.

İçeri girdiğinde Chan hemen ona döndü.

"Kabus mu görmüş?"

"Hm hm, sen neden ayaktasın?" Chan elini ensesine attı.

"Ben de gördüm çünkü, ne görmüş?"

"Seungmin'in intihar ettiğini görmüş, o yüzden Changbin hyungu aramak istedi." Chan'ın gözleri kocaman açıldı.

"A-aynısını ben de gördüm. Önce kavga ediyorlardı ve sonra Seungmin kendisini kesiyordu." Jeongin'in beyninde bir anda bir şimşek çaktı.

"Changbin'i ara, çabuk Chan!" Chan hızlıca telefonunu alıp arkadaşını aradı ve kulağına götürdü.

Changbin birkaç çalıştan sonra açmıştı telefonu.

"Chan, hiç seni çekebile-" Chan onun lafını böldü.

"Changbin, Seungmin ile kavga mı ettiniz?" Changbin birkaç saniye duraksadı.

"Evet-"

"Odasında mı peki?"

"Hm hm." Chan korku dolu gözlerle Jeongin'e baktı.

"Ka-kapısı... Kilitli mi?"

"Sanırım, neden?"

"Sen salak mısın? O ÇOCUĞUN İNTİHARA MEYİLLİ OLDUĞUNU BİLMİYOR MUSUN SEN?!" Changbin onun birden bağırmasıyla yüzünü buruşturdu.

"İlaçlarını bırakacak kadar iyileşti, yıllardır bir kere bile kendisine bir şey yapmadı. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacı var diye gitmedim yanına." Chan sıkkınca nefes verdi.

Rockyabye~ Chanin\JeongchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin