Rockyabye~ Chanin\Jeongchan

27

Omaygat yazar ışınlanmayı bulmuş ve hooop Yuqi'nin ilk doğum gününe gelmişiz bu nasıl olur

Chan sevgilisinin üstünden kendini yana atarken ikisi de nefes nefeseydi.

"Ben diyorum ki..." Jeongin başını çevirip sevgilisine baktı.

"Buyur canısı, açtın yine motorunu konuş çocuğum." Chan göz devirdi.

"Jeongin salak mısın amına koyayım, neyse şey... Ya bak unuttum!" Jeongin hafifçe gülerek ona döndü.

"Yani her seviştikten sonra parlak bir fikir bulmak zorunda değilsin bence, birini düzerken beynine kan mı gidiyor?" Chan onu belinden tutup kendine çekti.

"Dalga geçme benimle götünü dümdüz yaparım görürsün. Dur hatırladım, yeni ev mi alsak?" Jeongin kaşlarını çattı.

"Ne alaka bebeğim? Nereden çıktı şimdi?" Chan omuz silkti.

"Bilmem, sadece... Havuzlu bir ev güzel olurdu, beraber kalabileceğimiz. Bahçesi falan olan bir ev Yuqi için de güzel olacaktır." Jeongin havuzlu ev lafını duyunca bir an irkilse de sonra nereden tanıdık geldiğini bilmediği bu şeyi sorgulamadı.

"Olur, beraber alırız evi. Ben de yakında mezun oluyorum zaten." Chan onun belini okşayıp yüzünü Jeongin'in omzuna gömdü.

"Yuqi uyanmadan doğum günü için hazırlık yapsak iyi olur, ama buradan kalkmayı hiç istemiyorum biliyor musun? Bu kokudan uzaklaşmayı..."

"Terledim Chan, ter kokuyorum şu anda. Çekil hadi duş alalım." Chan dudak büzerek geri çekildi.

"İki dakika romantik olalım diyoruz koy amına zaten." Jeongin onu duymamış gibi davranıp ayağa kalktı.

"Önce ben duşa giriyorum." Chan bir an onaylayacak olsa da sonra ayağa fırladı.

"Hayır, JEONGİN!" Jeongin küçük bir kahkaha atıp kapısını kilitledi.

~♡~

"Oy amcasının gülü, oy benim meleğim, oy şeker perim, hadi bir kere de Hyunjin de be!" Hyunjin yerde oyun oynayan Yuqi'yle uğraşırken Yuqi başını kaldırıp Hyunjin'e deli olduğunu düşündürecek bir bakış attı ve oyuncaklarına döndü.

Hyunjin dudak büzerken Yuqi oyuncakları birbirine vurup küçük bir çığlık atmıştı.

"Ben bu kızı anlamıyorum, her boku öğrendi bir Hyunjin diyemiyor." Felix nişanlısının yanına oturdu.

"Demesin ne olacak, ben derim güzelim." Felix Hyunjin'in yanağına bir öpücük bıraktığında Yuqi sevinçle yerinde zıplayıp ellerini çırptı.

"Peliç Peliç!" Hyunjin üzgün bakışlarını Felix'e çevirdi.

"Biraz küfreder gibi de olsa adını söylüyor, benimkini de söylesin!" Felix Yuqi'yi kucağına çekti.

"Bebeğim, söyle bakalım; Hyunjin." Yuqi ağzını birkaç kere açıp kapattı.

"Yonçin." Felix zaferle gülümsedi.

"Sorun isminde değil sende bebeğim." Hyunjin Yuqi'yle kavga ederken içeri Jisung ve Minho girdi.

"Gün ışığınız geldi, ay Yuqi!" Jisung hemen yere çöküp Felix'in kucağındaki bebeği aldı, Yuqi de ellerini çırpıyordu.

"Han!" ikisi birbirlerine sarılırken Minho da onların yanına oturmuştu.

"Yine mutlusunuz hanımefendi? Bu mutluluğu neye borçluyuz?"

"Hyunjin'in kudurmasına." Felix'in söylediği şeyle Jisung da kıkırdadı.

"O zaman biz de mutlu olalım, nasılsın bebeğim?" Yuqi mutlu olduğunda yaptığı gibi ayaklarını yere vurmaya başladı ve Jisung'u bırakıp zoraki ayağa kalktı.