18

498 48 24
                                    

"Seungmin'e ulaşamıyorum." Chan başını kaldırıp Changbin'e baktı.

"Şu geçen öptüğün çocuğa mı?"

"Chan ciddi ol biraz, diğerleri de ulaşamıyormuş!" Chan kaşlarını çattı.

"Nasıl? Nerede ki?"

"Ne bilelim biz? Minho hyungun verdiği süre bitse de Seungmin yok ortalıkta, telefonlara falan da cevap vermiyor. Evini de kontrol etmişler, yok ortalıkta işte." Changbin'in dolu gözleri Chan'ı germeye zaten yetmişti, bir de üstüne titreyen sesiyle söyledikleri...

"Bin, sakin ol lütfen. Ne zamandır kayıp?"

"Bilmiyoruz, hiçbir şey bilmiyoruz." Chan oflayıp ayağa kalktı.

"Ben diğerleriyle de konuşayım, gel eve dönelim hadi." Chan yaptıklarını kaydedip onu kolunun altına çekti ve beraber şirketten çıktılar.

Çıktıkları gibi eve geçmiş, geçerken diğerlerini de aramışlardı.

Chan eve girdiğinde ilk iş olarak odasına çıkıp bebekle oyun oynayan Jeongin'i kontrol etti.

"Keyfi yerinde mi?"

"Pek sayılmaz aslında, son zamanlarda biraz keyifsiz. Bebekler bir şey olduğunda hisseder derler." Chan yaklaşıp onun yanına oturdu.

"Bir süredir Seungmin kayıpmış."

"Huh?"

"Evde değilmiş, işe falan da gitmemiş, ulaşamıyorlarmış falan. Şimdi diğerleri gelecek." Jeongin alt dudağını ısırdı.

"Umarım ona bir şey olmamıştır." Chan iç çekip Yuqi'nin pembe yanağını okşadı.

"Umarım, Changbin şimdi kendisini kötü hissediyor, Yuqi'yle onun yanına gideceğim."

"Pekala, ben de etrafı toparlayayım." Jeongin'in ardından Chan da kucağındaki Yuqi ile beraber odadan çıktı, hızlıca Changbin'in kaldığı çatı odasına geçmişti.

Tahmin ettiği gibi hıçkırarak ağlayan arkadaşının yanına yaklaştı ve Yuqi'yle onun yanına yaklaştı.

"Bin, Yuqi seni özlemiş." Changbin başını kaldırıp kendi kendine konuşarak Changbin'e uzanmaya çalışan Yuqi'ye baktı.

"Gel güzelim, en azından sen buradasın gel." Changbin bebeği kucağına alıp sıkıca sarıldı, Yuqi hala kendi kendine konuşuyordu.

"Bak, sana ağlama diyor." Changbin hafifçe gülümseyip Yuqi'nin çıkmaya başlamış saçlarını okşadı.

"Asıl kendisi ağlamasın." Chan yavaşça yanlarına oturdu ve Yuqi'yi ortalarına alacak şekilde Changbin'e sıkıca sarıldı, Changbin'in şimdi bir omzunda Yuqi diğer omzunda Chan vardı.

"Maşallah yiğidimin omuzlara bak, Çin Seddi mübarek. Bak padişah olsam ilk omuzlarını fethederim." Changbin istemsizce güldü.

"Channie ya..." Chan onun sırtını okşadı nazikçe.

"Gülme kalbim duruyor bak."

"Uğraştığım şeye bak." Chan geri çekilip onun yüzünü tuttu ve nazikçe ıslak yanaklarını sildi.

"Artık ağlamıyorsun ya? Kötüyü düşünüp beterini çekiyorsun hayatına." Changbin omuz silkip kucağında doğrulmuş Yuqi'ye baktı.

Yuqi hemen Changbin'in yüzünü tutmuş, Chan'ın yaptığı gibi yanaklarını okşamaya çalışmıştı.

Bu yaptığına Chan hafifçe gülümsedi.

"Yuqi seni bayağı seviyor, baksana gözyaşlarını silmeye çalışıyor." Changbin'in dolu gözlerinden bir yaş daha süzülüp Yuqi'nin eline düştü.

"O Seungmin'in yanındayken çok mutluydu, kokusu çok hoşuna gidiyordu. Haklı da, Seungmin kiraz çiçeği gibi kokuyor."

"Hoşuna gitmiş olmalı, aşağı inelim mi?" Changbin yavaşça ayağa kalkıp onun arkasından odadan çıktı.

~♡~

Minho'nun stresten titrettiği dizine Jşsung elini koydu.

"Sakin ol Lino, ona bir şey yapmamışlardır." Minho titrek bir nefes alıp önündeki kamera kayıtlarına çevirdi bakışlarını.

Bir süre önce kavuştuğu Jisung ise korkudan ekrana bakamıyordu bile.

Birileri gelip Seungmin'i takip etmeye başlıyor, sonra onu tutup götürüyordu. Tuhaf olan Seungmin tepki vermiyor veya çığlık atıp kaçmaya çalışmıyordu.

"Bu çocuklar onun sevgilisi de olabilir." polisin söylediği şeyle Changbin ekrana gözlerini kısarak baktı.

"Seungmin'in sevgilisi yok, bildiğim kadarıyla şu anda tanıdığı insan sayısı bile biz ve o kazadan kurtulan kişilerle sınırlı."

"Durun." Felix birden ayağa kalktı. "Kazadan kurtulanların Seungmin'i yanlarında istemeyip dışladığını söylemiştiniz, ya bununla sınırlı kalmadıysa? Ya... İntikam istiyorlarsa? Seungmin'e zarar vermek veya acı çektirip öldürmek istemiş olabilirler."

"Felix haklı, o çocuklar olabilir." Chan ekrana daha da yaklaştı. "Plakanın veya yüzlerinin gözüktüğü bir yer olmak zorunda." bilgisayardaki görüntüyü dondurup gözünü kısarak ekrana yaklaştı. "Tanıdık bir siması var." Changbin de ekrana yaklaştı.

"Biliyor musun bana da tanıdık geliyor, yüzünü gören bir kamera yok mu?" yanlarındaki memur yaklaşıp birkaç şeye bastıktan sonra bir kamerayı açtı, gördüğü görüntüyle Chan sinirli bir şekilde ayağa kalkmıştı.

"O orospu çocuğunu öldüreceğim." onun ardından Minho ayağa kalktı.

"Hey hey!" Changbin de ayaklanıp Chan'ın ardından yürümeye başladı.

"Ben de Chan'a o adi piçi öldürmesi konusunda yardım edeceğim." diğerlerinin ne dediğini veya yaptığını umursamadan art arda odadan çıktılar.

~♡~

Arabanın tekerlekleri hız sınırını ezip geçerken Changbin yolda düşünme fırsatı bulduğu için sakinleşmiş bir şekilde yanında sinirle araba süren Chan'a döndü.

"Channie, plan yapmalıyız."

"Ne planı Changbin? Gidip sikip atıp geleceğiz."

"Öylece dalamayız, içeride tek bir kişi olduğunu sanmıyorum. Hem ayrıca... Seungmin'in ölüp ölmediğini de bilmiyoruz." Chan aniden fren yapınca Changbin cama yapışmamak için eliyle kaputa tutundu.

"Eğer Seungmin'i öldürdüyse-"

"Sakin ol, belki de öyle bir şey yoktur. Sadece, demek istediğim bu sinirle hareket edemezsin. Senden sakinleşmeni istiyorum yoksa yaptığımız Seungmin'e daha fazla zarar verebilir." Changbin az önce adliyeden aldıkları şişelerden birini ona uzattı, Chan soğuk suyu içerken o çoktan kafasında bir şeyler oluşturmuştu.

"Her gün..." Chan'ın konuşmasıyla bakışları onu buldu. "Tam bu saatlerde bir barda çalışmaya gider, ayağı kırıldığında bile gitmişt o yere. Seungmin'in onu durduracağını sanmıyorum, hala bir saatimiz var. Seungmin'i oradan alıp geliriz." Changbin yavaşça başını salladı.

"Diğerlerine konum atalım-"

"Hyunjin ve Minho dışındakiler gelmesin. Jeongin, Jisung ve Felix bunları kaldıramaz." Changbin sessizce başını sallayıp telefonunu çıkardı.

O Minho'yla konuşurken Chan tekrar arabayı sürmeye başladı.

"Eğer Seungmin'e bir şey yaptıysan Tanrı şahidim olsun ki çok övündüğün sikini koparıp boğazına sokarak öldüreceğim seni Brick."

Rockyabye~ Chanin\JeongchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin