19

479 53 22
                                    

Evin önünde arabayı durdurdukları gibi koşmaya başladı Chan.

"O şerefsizin amına koyacağım."

"Chan bek-" Chan'ın anahtarla kapıyı açtığını görüp duraksadı. "O anahtarı nerden buldun sen?"

"Konu bu mu amına koyayım?" Chan içeri koşunca Changbin de peşinden koştu.

İçeri girdiler ve etrafa bakınmaya başladılar, Changbin rastgele odalara girip çıksa da Chan ne yapacağını biliyormuş gibi önce çatı katına, sonra da evin bodurumuna koşuşturmuştu.

Onun ardından Changbin de bodruma koşunca Chan'ın neden böyle bir şey yaptığını anladı.

Gözünün önünde duran Seungmin'in görüntüsü canını yakmıştı.

Seungmin çivilerle dolu bir duvara bağlanmıştı ve baygın gibi duruyordu, tüm vücudu yaralarla doluydu.

Üstünde sadece baksırı vardı ve vücudundaki yaralardan hala kan akıyordu.

Chan da donmuş bir şekilde duvara sabitlenmiş Seungmin'e bakıyordu, sonunda kendine gelince onların Seungmin'in vücudunda iz bırakmak için kullandıkları çekici yerden alıp oraya yaklaştı.

"Chan ne bok yiyorsun sen?" Changbin sonunda kendine gelip koşarak Seungmin'le Chan'ın arasına geçti.

"Zincirleri kıracağım, ben ayaklarındakileri kırdıktan sonra Seungmin'i tut ki bileğini kesmesin zincirler." Changbin sessizce çekilerek ona izin verdi.

Chan uzun uğraşlardan sonra bir ayağındakini kırıp diğerine geçti, Changbin Seungmin'i sıkıca tutup düşmesini engellemişti.

Sonunda Chan onu da kırıp yaklaşık yarım saatlik bir uğraşın ardından Seungmin'i duvara bağlayan tüm zincirlerden kurtulduğunda Changbin kucağına düşmüş çocuğu sıkıca sarıp Chan'ın önünden yürümeye başladı.

İkisi evden hızlıca çıkıp arabaya binmiş, sonra diğerlerine hastaneye gittiklerini söyleyip yola çıkmışlardı.

"Bu çok kolay oldu." Chan aynadan Seungmin'e hala sıkıca sarılmış olan Changbin'e baktı.

"Seungmin eminim tecavüze uğramıştır."

"Söyleme şöyle!"

"O yüzden çok dokunma ona, uyanırsa senden de uzaklaşmasın." Changbin sessizce onu onaylayıp Seungmin'e daha sıkı sarıldı.

"Tekrar söylüyorum, fazla kolay oldu. Bu işin içinde bir iş var." hyr yazar üşendi

Chan omuz silkti.

"Ne kadar kolay, o kadar iyi. Seungmin bir buçuk haftadır orada acı çekiyor." Changbin başını geriye yasladı.

"Hatırlatma şunları, yola bak sen." Chan sessizce bir şeyler mırıldanıp tekrar tüm dikkatini yola verdi.

~♡~

Yuqi'nin ağlama sesi tüm odayı dolduruyor, Chan yine ne yapacağını bilemiyordu.

Küçük kızı bir süredir ihtiyacı olan ilgiyi alamadığı için hastalanmıştı ve büyük ihtimalle boğazı ağırıyordu, boğaz ağrısına bir de ağlaması eklenince tam olmuştu.

Yuqi şu an kötü durumdaydı ve Chan'a ihtiyacı vardı, fakat bu sefer Chan cidden ne yapacağını bilemiyordu.

Önceden gözünün önünden ayırmadığı kızıyla düzgünce ilgilenmemişti ve şimdi tek başına kızı kucağına çekecek gücü yoktu.

Ya düşürürse? Ya canını yakarsa kızının?

Chan istemsizce gözünden akan yaşları eliyle silip bebeğe yaklaştı ve kızının beşiğini tuttu sıkıca.

Yuqi kucağına alması için ona uzanmaya çalışıp kollarını öne uzatsa da Chan'ın onu alacak gücü yoktu.

Bebeğini alıp almama konusunda git gelleri, açılan kapıyla durulmuştu.

Jeongin yanına yaklaşıp bebeği izleyen Chan'ın karşısında durdu.

"Nesi var?"

"Sanırım hastalandı, Jeongin ne bok yiyeceğim şimdi? Kucağıma bile alamıyorum." Jeongin bebeği nazikçe kucağına aldı, Yuqi o kadar hareketliydi ki düşürmekten son anda kurtulmuştu.

Yuqi normalde böyle bir bebek değildi, çok hareketli veya zorluk çıkaran bir bebek değildi fakat şu an canı o kadar yanıyordu ki yerinde kıvranıyordu adeta.

"Channie, kucağına almalısın. Sonra doktora götürelim onu. Hadi lütfen, bak canından çok sevdiğin kızını düşürmek istemiyorum." Chan iki adım geriledi.

"Ya... Ya ben düşürürsem? Çok hareketli I.N, çok korkuyorum." Jeongin ona iyice yaklaştı.

"Biliyorum Channie, sadece gel ve kucağına al. İnan senin kucağında bu kadar hareketli olmayacak." Chan titreyen ellerini kendisine uzanmaya çalışan bebeğine uzattı.

Ellerini uzatmasıyla Yuqi çığlık atmayı bırakmış, kucağına almasıyla ona sıkıca sarılmıştı.

Chan kendisine sarılan bebeğine aynı şekilde sarılıp Yuqi gibi ağlamaya başladı, Yuqi'nin ona karşı bu tutumu Chan'ı duygusallaştırmaya yetmişti.

Onları izlerken Jeongin'in de gözleri dolmuştu.

Chan'ın ihtiyaç duyduğu onca şeye, yaşadığı tüm sorunlara rağmen bu kadar iyi bir baba olması cidden onu mutlu ediyordu. Babasından gördüğü muameleden ders çıkarıp Yuqi'ye her zaman şefkatle yaklaşması Jeongin'i de duygusallaştırmıştı.

Yuqi'nin hıçkırıkları yavaş yavaş durulup yerini iç çekilere bıraktı, tüm bunlar olurken ne Chan bebeğinden uzaklaşmıştı ne de Yuqi onu bırakmıştı.

Sıkıca tutunduğu babasının boynuna yaslamıştı başını.

"Yuqi'yi hastaneye götürelim mi?" Jeongin yaklaşıp alnına bir öpücük bırakarak Yuqi'nin ateşini kontrol etti. "Biraz ateşi var, belki ilaç falan yazarlar." Chan gözlerini sıkıca kapattı.

"Gidelim, Yuqi uyuyor mu şimdi?"

"Hı-ı, bana bakıyor." Jeongin küçük bebeğe gülümsedi. "Yuqi, gel yanıma hadi." Jeongin bebeği kucağına alınca Yuqi itiraz etmedi.

Bu biraz tuhaftı çünkü böyle durumlarda sadece annesine veya babasına sığınırdı bebekler.

"Sen üstüne bir şeyler giy, ben Yuqi'yi giydiririm. Arabada bizi Minho hyung bekliyor."

"Minho demişken..." Jeongin dönüp ona baktı.

Chan o dönünce tişörtünü çıkarmıştı ve şimdi tüm fiziği gözünün önündeydi.

O kaslara defalarca dokunup dudakları arasında hissettiğini hatırlayınca hafif kızarsa da konuşması için ona başıyla işaret verdi.

"Seungmin nasıl?"

"İyi gibi, tüm yaraları sarıldı ve iyileşiyor ama.. Bilirsin, yaşadıkları kaldırabileceği şeyler değil. Changbin sürekli yanında ve ona yardım etmek için elinden gelen gelmeyen her şeyi yapıyor." Chan anladığını belirtecek şekilde başını salladı.

"Yuqi'yi giydirir misin? Eşyaları burada ama." Chan eliyle ilerideki dolabi gösterince Jeongin dudak büzdü.

"Bak sen bu çocuğa oda yapmıyorsun ya, anlatacağım hepsini. Yuqi hele bir büyüsün." Jeongin söylenerek Yuqi'nin üstünü değiştirdi ve Chan'ın seslenmesi üstüne onun da giyindiğinden emin olup bebeği alarak Chan'ın arkasından odadan çıktı.

Rockyabye~ Chanin\JeongchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin