25

433 45 12
                                    

"Chan bırakır mısın?" Chan onun boynuna gömdü yüzünü.

"Bir haftadır göremiyorum seni, nah bırakırım. Çıkmıyor ki odasından beyefendi."

"Ya bırak beni Yuqi'mle oynayacağım." Jeongin yerinde tepinmeye çalışsa ds Chan onun kollarını da sıkıca kavrayıp buna engel olmuştu.

"Yoo, bırakmam. Biraz beraber vakti geçirelim sonra dönersin." Jeongin ofladı.

"Channie ya! Yuqi'mi istiyorum."

"Beni de iste biraz, sanki Yuqi'yle çıkıyor şerefsiz."

"Derse oturduğumda gelirsin, şimdi bırak beni." Chan son kez kokusunu derince içine çekip Jeongin'in boynuna bir öpücük bıraktı ve geri çekildi.

"Git ya, ne yaparsan yap. Ben ağlamaya gidiyorum." Jeongin göz devirip onun kolunu tuttu.

"Gel buraya, çok mızmızsın." Chan hemen onun beline kollarını dolayıp omzuna yaslandı.

"Mızmız değilim, özledim. Abini burada Yuqi ve seninle ilgilensin diye getirdik ilk günden kolunu kırdı zaten." Jeongin de kollarını ona doladı.

"Sahi, Hyunjin hyung nerede?"

"Seungmin'in yanında, ağlıyordu en son."

"Ağlıyor muydu?"

"Canı dışarıdan bir şeyler söylemek istiyordu ve ben de izin vermedim."

"Neden ki?" Chan omuz silkti.

"Doktor söyledi, kolu iyileşsin diye daha sağlıklı beslenmesi gerekliymiş."

"E ne alaka?" Jeongin sonunda ondan uzaklaşmış olan Chan'ı izliyordu.

"Abin sağlıklı şeyler tüketmiyor çünkü, o yüzden." Jeongin onun peşinden ilerlerken yerde oyuncakları yere atıp düşüşlerini izleyerek buna sanki çok büyük bir olaymış gibi tepki veren bebeği de kucağına aldı.

"Bu konuda sana katılıyorum, Yuqi kafayı mı yedin ne yapıyorsun?" Yuqi ona sanki çok tuhaf bir şey demiş gibi bakınca Jeongin iç çekti. "Bu çocuk bana kafayı yemişim gibi hissettiriyor."

"Bana da, bu nasıl bizim kızımız ya?" Jeongin kaşlarını çattı.

"Bizim?"

"Yuqi'yi kabul etmiyorsan başka tabii..." Jeongin kucağındaki bebeği izledi bir süre.

Chan resmen ona bu bebeğin ikisinin olduğunu söylemişti.

Jeongin içine dolan mutluluk hissiyle bebeğe sıkıca sarıldı.

"Bizim kızımız." Chan onu belinden tutarak kendine çekti ve dizine oturtup sıkıca ikisine kollarını doladı.

"İkimizin." Chan nazikçe kolları arasındaki sevgilisine bir öpücük bıraktı ve omzuna yaslanıp elindeki oyuncakla oynayan kızını izledi.

Yuqi sadece Chan'ın kanını taşıyordu fakat Jeongin'in kolları arasında en az Chan'ın yanında olduğu kadar rahattı.

Yuqi ikisinin kızıydı.

~♡~

Jeongin elindeki kremi kapatıp Yuqi'nin parmağını son kez kontrol etti.

Yuqi az önce kaynar suya elini sokmuştu ve şimdi hala hafif hafif hıçkırıyordu.

"Daha iyi misin güzelim?" Jeongin onun parmağına bir öpücük bırakırken sormuştu bunu.

Yuqi dudaklarını büzdü.

"Ba.. Baba..." Jeongin'in gözleri kocaman açıldı.

Yuqi'nin ilk kelimesi az önce büzdüğü dudakları arasından dökülmüştü.

Jeongin'in bakışları arkada oturan Chan'ı bulduğunda dolu gözleriyle karşılaştı.

"Yuqi, ne dedin sen?" Yuqi kollarını öne uzatıp kucağa alınmak istediği belirtirken gözyaşları tekrar akmaya başlamıştı.

"Baba!" Jeongin hızlıca onu kolları arasına çekti.

Yuqi de ona sıkıca sarıldı, hıçkırıkları yine de devam ediyordu.

Jeongin bu yüzden kalkıp Chan'ın yanına oturdu ve kucağındaki bebeği alışını izledi.

Chan bebeğine sıkıca sarıldıktan sonra yeni yeni kafasını kaplamış saçlarına nazik bir öpücük bıraktı.

"Güzelim... Ağlama artık, geçti bak." Chan bebeğinin sırtında elini dolaştırıp nazikçe beline indirdi ve belini okşamaya başladı.

"Baba..." Yuqi'nin iç çekerek söylediği şey üstüne Chan gözyaşlarını serbest bıraktı.

Jeongin de yaklaşıp onlara sıkıca sarıldı ve başını Chan'ın boş omzuna yasladı.

"İlk kelimesi Han olmadığı için Jisung kuduracak." Chan onun ortamı yumuşatmak için söylediği şeyle gülümsedi.

"Kuduracağı şey bu olsun, kızım az önce sana baba dedi Jeongin."

"Sana da dedi."

"Babasıyım çünkü, benim genlerimi taşıyor. Ama o... Bana değil sana dedi önce, seni de babası olarak kabul ediyor." Jeongin gülümseyerek hala ağlayan bebeğin yanağından süzülen bir yaşı sildi.

"Yuqi'nin babası olmak... Senin de eşin olmak demek."

"Bu bir evlenme teklifi miydi?" Jeongin ona çatık kaşlarıyla baktı.

"Teklifi semeler eder, ilişkideki semenin benim olduğumu kabullenirsen evet." Chan dudak büzdü.

"Üzüyorsun, değil mi Yuqi? Bak Jeongin baban beni üzdü." Yuqi geri çekilip Chan'ın büzdüğü dudaklarına baktı, sonra da kaşlarını çatarak yanındaki Jeongin'e baktı.

Jeongin bir an korkmuştu.

"Kızın neden bana 'seni sıçtığım bokla boğarım' der gibi bakıyor?"

"Babasını üzdün çünkü, babalıktan reddedecek seni. Çabuk gönlümü al." Jeongin göz devirerek dudaklarını Chan'ın dudaklarına bastırdı ve ona kısa bir öpücük bıraktı.

"Oldu mu?" Chan gülümsedi.

"Oldu, bak Yuqi Jeongin baban beni mutlu etti." Yuqi ikisini bir süre izleyip sonra az önce Chan'ın yaptığı gibi dudak büzünce ikisi de gülmüştü.

"Öpeyim mi seni de?" Yuqi dudaklarını daha fazla büzünce Jeongin onun yanağına nazik bir öpücük bıraktı. "Bununla yetinmelisin." Yuqi tekrar ağlayacağına dair iç çekişlerini ortaya serince Jeongin bu sefer kahkaha attı. "Seni öyle öpemem ama Yuqi, bunu benden isteyemezsin." Chan kızına sıkıca sarılıp kendisi de yanağına birkaç öpücük bıraktı.

"Hadi gelin yemek yiyelim, Yuqi'nin de mama saati zaten." Yuqi'nin az önce büzdüğü dudakları ve ağlamaklı ifadesi yerini mutluluğa bıraktı.

Yuqi ellerini çırpıp yerinde sallanırken Chan kolunun altına girdiği Jeongin ile aşağı iniyordu.

"Yuqi kendi yiyebiliyor mu?"

"Tabii yiyebiliyor, büyüdü benim prensesim." Chan bebeğinin yanaklarına ve alnına birkaç öpücük bıraktı, o bunları yaparken Jeongin de ramen hazırlıyordu.

"Abime ve Seungmin'e de hazırlıyorum."

"Tamam, ben de bu küçük şeye yemeğini yedireyim." Chan kendisiyle uğraşan bebeğini yandaki mama sandalyesine oturttu ve Jeongin'in boynuna kaçamak bir öpücük bırakıp mamayı almak için dolaba yöneldi.

Rockyabye~ Chanin\JeongchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin