"Yani sadece bir kaç fotoğrafımı sana atmam için binlerce dolar mı? Yanlış mı anladım."
"Sadece bir kaç fotoğraf ve ne istersen o bebeğim." diye yanıtladı karşısındaki adam.
Ve ekledi.
"Sadece bana özel fotoğraflar."
"Şunu alttan çekme diyorum ya ,yarım elma gibi çıkıyor.."diye mırıldandı huysuzca ve devam etti. "Ayakkabıları yarım al..."
"Malzeme bu Yakup biladerim."diye söylendi ve telefonla oğlanı "haberi yokmuşcasına" çektiği esnada sıkıntılı bir nefes verdi kısa boylu esmer oğlan. "Sanki Johnny Depp bana."
"Neyim eksik?"dedi Yakup alayla sırıtırken.
"Yatağa sıçan ruh hastası bir Amber'in henüz yok tabii."diye sırıttı ve esmer oğlan bıkkın bir şekilde kaskatı duran arkadaşını incelemeyi sürdürdü.Yakup ve aynı fotoğraf açısından yüz tane çekilme hastalığı asla peşini bırakmıyordu. Öyle ki Yakup'un galerisi olduğu gibi kendinden ibaretti lakin hep haberim yok edasıyla çekilmiş uzaklara dalan ,çene kasması ve kaş çatmalı gergin bir hal.
Yakup dudakları arasındaki sigaradan uzun bir nefes alıp bacaklarını salladı bankın tepesinde gevşek bir biçimde otururken. Yanındaki esmer oğlan , Adil, yine kız arkadaşının amel sorgusuna tabi tutulacaktı zira buluşmalarına beş dakika kala iki fotoğraf çekinir gideriz bahanesi sunduğu oğlanı yarım saattir esir tutuyordu yanında.
"Yenge kızacak ama."dedi Yakup galerisinde gezinirken. "İnstagram'a fotoğraf salmam lazım."
"Sosyal medya bağımlılığı iyi değil."dedi Adil güneş gelen gözlerini sıkıca kapatıp. "Üç beş kezo fotoğrafına kalp atacak diye bu kadar kasma."
"Bunu bana cipsten yağlanan parmakları ile bütün gün Counter oynayan ergen irisi bir abaza mı söylüyor?"diye mırıldandı ve kolasından bir yudum alıp yüzünü ekşitti Yakup. Solgun kahvelerini devirirken arkadaşını bir miktar daha süzüp "Sadece çağa adapte oluyorum,anneannem gibi bık bık ötme be biladerim."
"Ne halt yersen ye şimdi Esra Yengen alacak ayağının altına."diye panikle doğruldu Adil telefonundan saati kontrol ederken. "Kendin bir kızla dikiş tutturamıyorsun, beni de kendine benzeteceksin amına koduğumun."
"Bahçe çiçek doluyken aynı çiçeğe konan arı gördün mü?"diye mırıldandı şirince kahvelerini diken oğlan dudak büzüp. "Sigma kuralı."
Böylece akşam yemeğine henüz yarım saat kala yürüyüş parkındaki bankta akşam güneşiyle bir başına kalan Yakup telefonunu yeniden elinde aldı. Sınıf WhatsApp grubundaki anlamsız sohbeti es geçmeyi yeğlerdi çünkü...
Çünkü sınıf WhatsApp grubundakiler maldı.
Gözlerini yormaya bile değmezdi,yine nem kapacak bir şeyler bulup uzun uzun mesajlar yazıyorlar olmalıydılar.Bunun yerine Twitter'dan gelen bir kaç bildirimi inceleyip anasayfaya düşen komik futbol video editlerinde biraz zaman öldürmeyi yeğlerdi.
Ancak beklemediği bir şekilde İnstagram bildirimlerinde gördüğü ibare merakını cezbetmişti. Hatta öyle ki doğru okuyup okumadığını incelemek için tekrardan okumuştu.
Gözlerini ovuşturdu. Uzun kıvrık kirpikleri güneşten yüzüne gölge gölge dağılırken,dolgun dudaklarını sıkıca dişledi. Gülmekten belirginleşen gamzeleriyle burnunu çekip alaylı bir sırıtış daha kondurdu küfürler arasında.Birileri dalgaya alıyordu muhtemelen.Yakup gülerek karşılık verdi ve telefondaki mesaja izin verip bir yanıt yollama ihtiyacı hissetti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Yani sadece bir kaç fotoğrafımı sana atmam için binlerce dolar mı? Yanlış mı anladım." diye iletmiş ve heyecanla gelen mesajı beklemeye koyulmuştu.
"Sadece bir kaç fotoğraf ve ne istersen o bebeğim." diye yanıtladı karşısındaki adam.
Ve ekledi.
"Sadece bana özel fotoğraflar."
Anonim bir isimle gelen,yüzü görünmeyen yan profilden çekilmiş görsele yaklaşıp bakmayı denedi. Takım elbise içerisinde çekilmiş bir fotoğrafta yalnızca yüzü gölgeler içerisinde meçhul ve sır şeklinde kalmış bir adamın silüetiydi.
Binlerce takipçiye rağmen takip ettiği sadece bir profil vardı.Yakup.
