İnsanlar bir şeyler konuşuyordu lakin Yakup anlamıyordu. Sesleri sadece kuru bir uğultudan ibaretti. Onu oradan oraya çekiştiriyorlar,telaştan birbirlerine bağırıyorlardı. Adil,Tuğkan'ın kullandığı araca durmadan Yakup'u çekmeye çalışsa da Yakup sadece bahçedeki mosmor kesilen bebeğe bakmakla yetiniyordu. Boşlukta süzülüyor hissi onu terk etmiyordu.
Olayla hiç bir ilgisi olmadan ateşe düşmüştü. Hiç bir suçu ya da günahı yokken günahlara gebe bırakılmıştı. Tüm bu olanların faturası bir şekilde kendi varlığına kesilmiş, sınanmadığı günahın baş günah keçisi olarak aşağılanıyordu.Lamı cimi yoktu. Bir katildi. Kendini savunmak için de olsa neticede o an birini öldürmüştü. Öldürülmeden önce ölmüştü. Oysa herkes muhtemelen kendisinin olası intiharı ihtimaline açık kapı bırakıyordu. Kafası kesik bir hamam böceği gibi yaşamak adına bu denli direnç ve motivasyon göstermesi beklenmedikti.
Ne yapacağını bilmeyen aptal biriydi.Dünyanın sonu da onun adına gelmiş,son perdesi kapanmak üzereydi.Lakin Yakup nasıl dahil olduğunu bile anlamlandıramadığı tüm tiyatroda kendine bir tirat daha eklemişti. Senaryonun dışına çıkarak kapanmak üzere olan perdeye ayağıyla çelmeyi takmıştı.İllegal bir hayat süren gayrimeşru bir zengin piçinin sabırla ,özenerek kusursuz halde işlediği plana varlığıyla kocaman bir çomak sokmuştu. Belki de Yakup'a hiç bulaşmasaydı gayrimeşru çocuğu ve sevgilisiyle birlikte tüm mirasa ortak olmaya devam edebilirdi.
Yakup hiç bir şey hissedemiyordu.
Açıkçası ölülere üzülse de katil olduğu için telaşlansa da can,canandan önce geliyordu. Ölüler için üzülse de yas tutamayacak kadar bencildi o an. Tek düşündüğü kendini nasıl kurtarabileceği ve bu işten sicili bozulmadan nasıl rahatlıkla sıyrılabileceğiydi.
"Ben bu işte yoktum!"diye gürledi Tuğkan hırsla. "Arabamın plakasına kadar çıkacak kameralarda. Mahvoldum! Ailem benim canıma okuyacak,hayatımı siktiniz."
"Telefonlara çıkmayınca intihara girişti sandım!"diye gürledi Adil onu ittirirken. "Ne yapacaktım en yakın arkadaşım intihar ederken onu sevdiğini iddia eden piç harici aklıma başka kişi gelmedi!"
"Onu aradın çünkü onu Tuğkan sanıyordun,o kişi yani! Mahvolduk. Bittik biz."diye mırıldandı Karmen. "Bir an önce gidelim buradan."
Yakup havuzun kızıl renginde kemikleri un ufak olmuş adamın ayaklarının dibinde ne denli ufak ve parça pinçik durduğuna baktı. Bir kaç saat öncesine dek o pozisyonda kendisi olacağına o kadar emindi ki şimdi istemsizce bir cesedin başında dikilip güçlü hissedebiliyordu. Ölümler ve trajik tüm olaylara rağmen Yakup hala paçasını bu işten nasıl kurtarabileceğini kafasında hesaplıyordu.
"Bin şu sikik arabaya!"diye gürledi Tuğkan hırsla.
"Çocuğu.."
"Çocuğu anneme bırakın."dedi Yakup omuz silkerek. "Yabancılık çekmez."
"Anne babası öldü."dedi Karmen hırsla. "Dayısını da sen öldürdün !"
"Şuan dikkatimizi ona veremeyiz."dedi Adil telaşla. "Polisler gelmeden tüyelim,kamera kayıtlarını falan yok edelim!"
"Sorabileceğim nefes alan kimse yok."dedi Yakup derin bir nefes verip. "Tuğkan,bana bir avukat bulabilir misin?"
"Hangi biri için ?"dedi oğlan alayla. "İnternete yayılan rezilliğin için mi yoksa adam öldürmenden mi? Ona göre uzmanını bulmak gerek!"
Yakup alayla gülümsedi. Elbette Tuğkan'ın aşkına karşılık verip,onunla sevgili olsaydı bir anonim için fotoğraf pazarlama olayına girmezdi. Fakat şu vardı ki en başından beri onu aşağılamak ve küçük düşürmek için onu obsesyon haline getirmiş Ersin bir şekilde onun başına bela sarmaya devam edecekti. Bu şekilde olmasaydı da farklı bir şekilde de olabilirdi. Örneğin Yakup'a iş bulması ve öğretmesi tembihlendiğinde bu sefer de onu hırsızlıkla itham ederek gözden düşürmek ve parmakla gösterilmekten çok uç noktalara fırlatmaya çabalayabilirdi.
Yakup yüzüne boş bir gülüş kondurduğunda bomboş bakan manasız gözleri Tuğkan'ı süzüyordu.Her zaman boktan tercihler yapan Yakup belki de kazayla ilk defa doğru bir tercih yapmıştı. Sonuç her ne olursa olsun,işin içinde başka adamla özel anlar olsun olmasın Tuğkan zoru görünce kaçacaktı zaten. Boktan olmayan tek tercihi buydu ne yazık ki.
Bir gecede tüm masumiyetini yitirmişti,sersefildi.
Belki şimdi polislere ihbar etseydi kendini,suçunu itiraf ettiği ve nefsi müdafaya girdiği için cezası müebbet hapis olmazdı.Bununla birlikte ailesine yapacağı açıklama kara kara zihninde çörekleniyor duruyordu.
Yakup derin bir nefes verdi.
"Bana avukat bulun. Naz'ı anneme bırakın,siz de istediğiniz yere gidebilirsiniz beyler. Beni rastgele bir avukatın ofisine koymanız bile yeterli. Taksiye binebilirim sonrasında."
Şokta değildi.
Aklı da hiç olmadığı kadar başındaydı!Kendi bozmuştu kendi yazacaktı. Kendi yıkmıştı,kendi toplayacaktı. Zira arkadaşları bile ilk fırsatta onu suçlamayı yeğliyordu. Muhtemelen son yirmidört saat içinde başına gelenler başka birinin başına gelmiş olsaydı ,o kişi kafasına sıkardı.
Yakup boş gözlerle "Sigaram bitti,yolda tekele uğrayalım."diye mırıldandı. "Naz'a da mama..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onlyfans
Romance"Yani sadece bir kaç fotoğrafımı sana atmam için binlerce dolar mı? Yanlış mı anladım." "Sadece bir kaç fotoğraf ve ne istersen o bebeğim." diye yanıtladı karşısındaki adam. Ve ekledi. "Sadece bana özel fotoğraflar."