Yakup kendine itiraf edemiyordu ama gerçekten kendisinden daha yakışıklı olan herkese karşı bir kompleks geliştiriyordu. Kendi kaslı vücudunun aksine başkalarında daha fazla kas orantısı ya da uzun boy görünce fıttırıyordu. Çünkü bir yandan kaslarını güncel tutacak kadar azimliydi bir yandan da daha ileriye götüremeyecek kadar tembeldi bu konuda.
Evet kesinlikle bu konuda tembeldi.Ersin'in çalışma masasında birlikte ilerlediklerinde Yakup omuzlarından tutan adamın kendisini çocuk gibi sandalyeye oturtmasıyla biraz şaşırtmıştı. "Şimdi."demişti arkasına geçen ve sıcak nefesini boynunda hissettiği adam. "Buraya bakıyorsun."
Adamın parfüm kokusu buram buram odayı doldururken Yakup gözlerini monitöre odaklayıp hafifçe çattı kaşlarını. Binlerce yazılım ve kodlama akışı olan bir bilgisayar vardı önünde ve birler ve sıfırlar haricinde tanımlayabileceği hiç bir şey yoktu.Arkasında,Yakup'un omzuna omzu değen adam bilgisayar ekranına bakmaya devam ederken gözlerini usulca kısıp yeniden bilmiş bir edayla gülümsedi. "Ne görüyorsun,çaylak."
"Bolca bir ve sıfır?"dedi Yakup göz devirip. "Ben yazılımcı değilim."
"Güzel."dedi Ersin göz kırpıp. "En azından kabullenebiliyorsun bilmiş gibi yapmamak da bir puandır.."
"Bak."diye yanıtladı Yakup gözlerini hırsla adama dikip. "Ben çocuk değilim,dalga geçip durma benimle. Yaşın benden büyük falan ama sırf annemin patronunun ailesindesin diye alttan alacak falan da değilim."
"Ee?"dedi Ersin tek kaşını havaya kaldırırken.
"Yani bilmediğim bir şeyi öğrenemem. İş falan da aramıyorum."diye mırıldandı Yakup alayla. "Var benim işim."
"Eminim,vardır."dedi küstah bir gülüşle birlikte bilgisayar ekranına gözlerini çevirmeyi sürdüren kumral. "Eminim milyonlar kazandıracak projelere ev sahibisindir."
"Bunu sana.."
"Annen geçen gün kız kardeşimle konuşuyordu büyük kupon fikrinizi."dedi Ersin çocuk azarlar tonda. "Suya düşecek fikirler silsesi."
"En azından deneriz be abi."dedi Yakup bıkkın bir nefesle. "Ben bi kaç geleyim gideyim, sen de dersin bu çocuk anlamıyor falan. İki tarafın da gönlü olsun sen de kurtul,ben de."
"Bana emir mi veriyorsun?"dedi buz gibi bir sesle Ersin.
"Emir değil de vakit nakit diyelim biz ona."dedi Yakup burun çekip. "Yapacak işlerim var."
"Ne gibi ?"dedi Ersin tebessümle. "Anneni çıldırtacak fikirler olduğuna eminim,çaylak."
"Annem cidden burayı beni şikayet etmek aracı olarak mı kullanıyor."dedi Yakup sinirle. "Sanki hırsızım. Altı üstü okul okumadım ya."
"Belki ya da değil."dedi Ersin umursamazca kendi işine bakarken. "Sevgili eniştem seni oğlu gibi seviyor demek ki yoksa bu kadar kafayı yormazdı emin ol."
"Sağolsun da."dedi Yakup mırıldanırken.
Karşısındaki adamın onu dinlediğine emin bile değildi. O daha ziyade var olan yunan tanrısı heykellerine benzeyen yüzünü bilgisayarına çevirmekle meşguldü. Harbiden onun için vakit nakitmiş gibiydi. Zira konuşmanın burada sona erdiğini söyleyemeyecek kadar vurdumduymaz halde geri dönmüştü işine.
Yakup da daha da sinirlenip "İyi akşamlar" dahi demeden basıp gitmişti odadan.Lakin bazı şeyler göründüğü gibi değildi. Genç ve güzelin sonsuza dek genç ve güzel görünmediği gibi. Bazen kırık camlar yokmuş gibi görünse de belki de birilerince ,özenle,ince nakış işlercesine halının altına itinayla süpürülmüş olduğundan göze batmıyordu.
Tıpkı o an Yakup'un işittikleri gibi.
Odada birbirine bağıran çiftin sesi merdivene yayılıyordu ve Yakup istemsizce başını yukarıya kaldırdı.
"Sen ve bebeğin için."diyordu Durmuş Bey'in öfkeli sesi. "Her şeyi yaptım Hümeyra,hem de elimden gelen her şey."
"Hümeyra deme bana!"diye gürlüyordu kız. "Hümeyra deme ! O isimden nefret ediyorum, Hümeyra deme bana!"
"Meyra."diye devam ediyordu sesini sakin tutmaya çalışan Durmuş Bey'in sesi. "Sen ve Naz için elimden geleni yapıyorum."
"Beni Deren'i sevdiğinin yüzde biri kadar sevmiyorsun, Naz'ı da ölen oğlunun çeyreği kadar sevmiyorsun..."diye hıçkırıyordu kadın. "Sevmiyorsun çünkü onlarla aile olmak istedin beni sadece çocuğumla ortada kalmayayım diye evine aldın! Sevmiyorsun ki beni..."
"Bir daha sakın Deren'in adını..."
"Deren,Deren,Deren..."diye gürledi Meyra hıçkırıp. "Ölü bir kadınla bile rekabet edemiyorum. Ama yaşayanlar olduğuna eminim,başka biri var.Başka biri var.."
"Ben ölmüş bir kadınla baş edemiyorum."diye hıçkırdı Meyra sinirle. "Kanlı canlı biriyle nasıl baş edeyim..."
"Kimse yok."dedi Durmuş Bey sinirle. "Kes artık sesini,itibarımı zedeliyorsun. Seninle evliyim. Kimse yok Meyra!"
"Resmiyette."dedi kız cılız bir sesle. "Evet. Belki aldatıyorsun beni ? Belki rüyanda bile eski karını görüyorsun. Belki benimleyken bile onu hayal ed..."
"Para var huzur yok amına koyayım.."diye mırıldandı Yakup kaçarcasına aşağı adımlarken. "Delirmiş karı."diye fısıldadı.
Kendi kız arkadaşları da "Yakup beni aldattın mı!"diye tribe bağlıyordu böyle eskiden. "Biz sevgili miydik ki?"diye soruyordu Yakup zira kendilerini hala flört zannediyordu. Eh kızlardan epey çanta yemişliği de vardı. Yakup ciddi ilişki insanı değildi ama saray yavrusunda bile evlilikler böyle sürüyorsa vay halineydi.
Zenginin malı züğürt çenesini daha fazla yormadan Yakup evden elleri cepte ayrılmıştı lakin kulaklarında hala "Çaylak."diyen Ersin'in sert ve küstah sesi yankılanıyordu.
Bu yaştan sonra da misafir çocuğu muamelesi görmek hoş değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onlyfans
Romance"Yani sadece bir kaç fotoğrafımı sana atmam için binlerce dolar mı? Yanlış mı anladım." "Sadece bir kaç fotoğraf ve ne istersen o bebeğim." diye yanıtladı karşısındaki adam. Ve ekledi. "Sadece bana özel fotoğraflar."