"Yakup."dedi annesi sıkıntıyla.
Geceden beri içip içip kusan ve midesi darmadağın hale gelen Yakup iki büklümdü. Sulu gözleri ve Tuğkan'a aptalca hakkında gizli kalması gerekenleri söylediği için de oldukça buruktu. Ayılmak için kanlı gözlerini aralamış annesinin önüne koyduğu mercimek çorbasına bolca limon atarak midesini toparlamaya çalışıyordu.
"Yakup,çocuğum."dedi annesi sıkıntıyla. "Bak takıştım seninkiyle yine."
"Boşan."diye mırıldandı Yakup alayla. "Arkandayım ben,boşan."
"Töbe de çocuğum!"diye mırıldandı annesi. "Bak telefon aldın,kupon tutturdu dedim. Bilgisayar kargosu geldi,kupon yapmış dedim. Bir sürü kıyafet almışsın kargo geldi peder çıldırdı,dedim bey işe girdi patronu almış ofiste giysin diye."
"Ee?"
"Yavrum."dedi annesi acıyla. "Çok kötü şeyler var,gençlerin arasında hani. Mazallah başkasının evladını zehirliyorlar,para kazanıyorlar...Gençlik,cehalet işte para hırsından bi an böyle...."
"Torbacılık yapmıyorum."dedi Yakup midesini ovuşturup. "Çalmıyorum da?"
"Bu değirmenin suyu nereden akıyor Yakup ?"dedi annesi. Telaşla oğlunun yanına sandalye çekmişti. "İşe de gitmiyorsun çocuğum,kimler veriyor sana bu parayı ? Allah korusun tefecilere mi bulaştın,torbacılara mı bulaştın. Safsın sen,kandırırlar seni."
"Borsa."dedi Yakup umursamaz bir tavırla. "Kupon basıyorum parayı katlıyorum,coin alıyorum. Satıyorum sonra."
"Çocuğum o kadar parayla onca şey alınmaz."dedi annesi mutfaktaki "mutfak seti robotları" işaret ederek. "Şunlar bile kaç bin Allah bilir,Yakup. Anlatamadığın bişi varsa söyle,yavrum saklama."
"Torbacıyım anne."dedi Yakup kaşığı fırlatıp. "Müptezellerin paralarını alıyorum torba tutup,Allah Allah. Cahil cahil konuşma. Yatırım yapıyoruz diyorum ya!"
"Odalara kapanıyorsun,gece geç geliyorsun. Sofraya oturup bizimle yemiyorsun."diye mırıldandı annesi sulu gözleriyle. "Çocuğum bir şey kullanıyorsan söyle,vallahi de söylemem babana ama deliriyor,söylenip duruyor."
"Boşasın seni de oğlunu da."diye mırıldandı Yakup sinirle. "Bir boka yarasa bu halde olmazdık sanki."
"O ne demek!"
"Eline sağlık,doydum ben."
"Yakup!"
Yakup o gün kafasını yastığa koyup o kadar uzun bir uykuya dalmıştı ki gün boyunca ne telefonlara ne de aramalara dönememişti. Uykuyla ölüm kardeş gibiydi. İkisinde de sen gözlerini kapattıktan sonra neler olduğunu ancak "gözü açık kalanlar" bilebilirdi.Bu nedenle rüyalar da cennet ve cehennem gibiydi. Sadece kendi zihninde kendinle gidebileceğin bir yerdi.Yakup o gün derin bir uykudaydı,ıslak saçları ile yastığa sarılmıştı. Nevresimine sıkıca sarılmıştı ve uykusu haricinde düşünmesi gereken hiç bir şey yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onlyfans
Romance"Yani sadece bir kaç fotoğrafımı sana atmam için binlerce dolar mı? Yanlış mı anladım." "Sadece bir kaç fotoğraf ve ne istersen o bebeğim." diye yanıtladı karşısındaki adam. Ve ekledi. "Sadece bana özel fotoğraflar."