İ. || BÖLÜM 22 || L.B

14.1K 323 12
                                    

İyi okumalar:*

||•

Şaşkınlıkla yüzüme bakarken, şakağında kı ve alnında ki damarları görebiliyordum. Dişlerini sıkmış sakinleşmek adına derin derin nefes alıyordu. Ondan bir farkım yoktu, bu cümlelerin dudaklarımdan döküleceğini tahmin edememiştim.

"Bana bak lan, nasıl davranmamı bekliyorsun. Şu topal bacağım yüzümden hep aşağıladılar kızım beni, nasıl davranmamı bekliyorsun. İlk defa beni böyle kabul eden bir kadın oldu lan. Topal olduğumu yüzüme vurmayan birisi oldu!"

Söyledikleriyle kulaklarım uğuldamaya başlarken, sendelemiştim. Başım dönerken, gözlerimi zorlukla açık tuttum. Baray beni çekip kendine yaslarken, usulca başımı yasladım göğsüne.

"Hepsi benim yüzümden, bacağım böyle olmasaydı olmazdı değil mi bunlar?" Kendi kendine mırıldanırken, ellerimi sertçe sıktım. Kendini bir yönden eksik hissetmesi kalbimi kırmıştı, eksik mi hissetirmiştim yani.

"Eğer bacağın böyle olmasaydı ben burada olmazdım ki." Omzuma yasladığı alnını hissederken, başımı göğsünden kaldırdım. Alnını hâlâ omzumda hissederken, elimi yanağına yasladım. Elimde hissettiğim ıslaklık ile şaşkınlıkla ona dönerken, geri çekilecekken beni belimden sıkıca tutmuş başımı da göğsüne bastırmıştı.

Görmemi istemiyordu, o zaman biz de bakmazdık. Elim hâlâ yanağında usulca okşadım elmacık kemiklerini. "Ben sana ait oldum, sende bana. Kocamsın sen benim!" Dolgun dudaklarında bir kaç mırıltı çıkarken, dokunuşları ve sahiplenircesine sımsıkı tutması hoşuma gitmişti.

Gerçi herşeyi hoşuma gidiyordu!

Bu an herşeye değerdi sanırım, ama ben artık bu konuları aşmak istiyorum. Aştığımızı sanmıştım, insan kocasından utanır mıydı! Yine de itiraf etmesi omzumdan bir yük kalkmış gibi hissetirmişti. Umarım artık bir ileri bir geri değilde sadece ileriye gidebilirdik.

"Kocanım değil mi?" Safça sorduğu soruyla, daha çok kendine sormuş gibiydi. Zar zor işitirken tok aynı zamanda kalın sesini, gülümsedim. "Kocamsın tabi, ona göre ayağını denk al."

Güldüğünü işitirken sonunda bir kaç adım geri atabilmiş ve yüzünü görebilmiştim. Onun gözlerinde ki ifadeyi görmek istiyordum, gözleri artık eskisi gibi bakmasın istiyordum. Boş gözlerle bakmasın istiyordum.

Gözleri ve burnu kızarmış, eli ensesinde mahçup bir şekilde bakışlarını kaçırıyordu. Bu haline dudaklarım kıvrılırken, bir kaç adımda dibinde bitmiştim. Elmacık kemiklerine elimi koyarken, göz göze gelmemizi sağladım. Gözleri istediğim gibi bakmasa bile eskisi gibi de bakmıyordu.

"Kendini eksik hissetmeni istemiyorum." Çenemden tutup kendine çekerken, dudaklarını dudaklarımın üstünde hissetmiştim. Soğuk ve kuru dudaklarının ürpertici hissi bütün bedenime yayılmıştı.

"Senin yanında hissetmiyorum." Dudaklarını hafifçe çekip mırıldanırken yine dudaklarıma kondurmuştu dudaklarını. Hafifçe dudaklarımı kıpırdatırken, inleyip kalçalarımdan kavrayıp beni kendine bastırmasıyla bende istemsizce inlemiştim.

Kasıklarımın her ne kadar acısını hafiften hissetsem bile, yandığını daha fazla hissediyordum. Beni kıvrandırıyordu, sadece dudaklarıyla bunu başarıyordu. Ama bu içten gelen duygu yüklü dudaklara karşı koymak imkansızdı.

Nefes nefes ondan ayrılırken, belimden tutup beni yine göğsüne bastırmıştı. Bu hissi sevmiştim. Beni aniden kucağına alırken, yatağa bırakmış ve şakağıma küçük bir buse kondurmuştu. "Duş alacağım sende sessizce burada bekleyeceksin."

İLTİCA |+18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin