İLTİCA |+18|

İ. || BÖLÜM 4 || D.E

İyi okumalaarr. Bu yazma işi bana göre değil |:

Canım sıkıldı ben de şöyle güzeell bir bölüm yazayım dedim, Dilanın nasıl evlendiğiyle ilgili değilde kocasıyla arasında ki ilişkiyi konu alıcam.

Gerdek gecesi en sevdiğimizz. Sevmeyen çıksın okumasın bu bölümü zaten hikayenin akışı bozulmaz. :d

•||

DİLAN'DAN

Üzerimde ki gelinliğe bakarken sertçe yutkundum. Şimdi gelecekti, gelmesindi. Heyecandan ölecektim. Ne yapacaktı? Sinirle homudandım. Ne saçmalıyordum ben.

Yapacağı şey belliydi, utançla yüzümü kapatırken yerimde rahatsızca kıpırdandım. Bunu herkes yaşıyordu, ama ben niye böyle utanıyordum.

Gergince ellerimle oynamaya devam ederken, kapının gıcırtısını duymam ile kalbim heyecanla kasıldı. Parmaklarımla oynarken, dibime giren ayaklarını görebiliyordum. Yatağa oturmam, işe yaramıştı. Yoksa bu yakınlığa dayanamazdım.

Sertçe yutkunurken, ellerini çenemde hissetmemle gözlerimi sıkıca kapattım. Bedenimi öyle bir kasıyordum ki, her yerimde küçük küçük sızlamalar oluyordu.

Çanemi kaldırırken gözlerimş kapattım sıkıca. Yok be, gencecik kızdım hiçte buraya layık değildim. Kaçsamıydım? Nereye mal.

"Sen?"

Sert ve oldukça erkeksi fısıldayışı kulağıma ulaşırken, gözlerimi bir an açmak istedim. Ne yani yeni mi yüzüme bakıyordu. Ah, ölmek istiyordum.

Yüzüme bakmak istemeyen bir adamla evliydim. Kiminle evlendiğini merak etmeyen.

Gerçekten inanamıyorum.

Anlık bir sinirle gözlerimi açarken, sertçe ısırdım dudaklarımı. Bir adamın yüzü bu kadar kusursuz olmamalıydı. Bir an nefessiz kaldım gibi, ama sonra kendime geldim.

Biz öylece bakışırken, yavaşça yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Sen o çeşmede ki kızsın, evet o'sun. Unutamam." Dudaklarını aralamış, benim anlık gözlerim oraya kaymıştı.

Ama farketmesin diye, gemen bakışlarımı geri gözlerine çıkartırken, dikkatle yüzümü inceliyordu. Dudaklarımı ısırdım.

"Kimden bahsettiğini bilmiyorum!" Sert sesim beni bile şaşırtmıştı. Ama bakışlarımda aynı ifadesizliği koruyabilmiştim. Kısık gülüşü kulaklarıma dolarken, bir an utandım. Ama samimi gülüşü, ve yüzünde ki ifade hiçte benimle alay eder gibi değildi.

İşte bu hoşuma gitmişti!

Yeni kucağına almış, ben ne olduğunu farketmeden bacaklarımı beline sarmıştım. "Bakalım altımda inlerken de böyle konuşacak mısın." Kulağıma usulca fısıldadığı kelimeler ile, gözlerim kocaman açılmıştı.

Bunu beklemiyordum!!

"Şey.."

Yüzüne aval avala bakarken, 'ne' dercesine yüzüme bakıyordu utanmadan. Kızardım bir an, ve o yine güldü. Bu sefer gülüşünü izlerken, belirgin olan gamzesine gitti parmaklarım istemsizce.

Kısık gülüşü yavaşça solarken, ben yine utandım. Ama utandığımı göstermeyecektim. Şayet ben ne yaptığını iyi bilen bir kadındım.

"Hatun.."

Anlamlı bir şekilde gözlerime bakarken, parmaklarım hâlâ yanağında öylece birbirimize bakıyorduk. Bu adamın adı neydi? Hatırlamıyordum. Bu adam bana hatun mu demişti. Kalbim.