İLTİCA |+18|

İ. || BÖLÜM 23 || L.B

İyi okumalarr:*

||•

Kulağıma şevkle fısıldadığı bir kaç cümlede ona olan tutkum gittikçe artıyor gibiydi. Parmakları ise kasıklarımda geziniyor, kadınlığıma değmesine bir kaç milim kalmıştı. Parmaklarının dokunuşu kıvranmamı sağlarken, başımı istemsizce geriye yatırdım.

Bedenim kolları arasına titriyor ve kasılıyordu. Başım omzuna yaslanır bir şekilde dururken, ellerim hâlâ göğüslerimin üstünde görmesine izin vermiyordum. Oysa ki bir hareketiyle ellerimi indirebilir ve görebilirdi, bunu yapmak istemiyor ve özenle parmaklarını hâlâ kasıklarımda dolaştırıyordu.

Elini yavaşça bacaklarımın iç tarafında gezdirirken, diğer eliyle beni kendisine daha fazla yaslamış ve nerdeyse bütün bedenini hissetmeme neden olmuştu. Sertliği dâhi hissederken, itinayla kalçalarıma daha fazla bastırması ile ikimizde inlemiştik.

Bu duygularımın bir tarifi yoktu, tutkuyla yanıyor aşkla kavruluyorduk. Sadece buydu, başka açıklaması yoktu. Acı içinde bir kaç inleyişi, ve sert solukları tenime değen her yeri uyuşturuyor gibiydi. Kollarında uyuşuyor gibiydim.

"Siktir, sana burada sahip olsam! Düşüncesi fazla cazip." Parmak uçlarının kadınlığımı değmesi ile, kendimden geçmiş bir şekilde inlemiştim. Sıcak ve sert dokunuşlarını hissettiğim anda bacaklarımda güç kalmamış gibiydi.

"Acıyor mu?" Kulağıma usulca fısıldarken, dudakları kulağıma sert soluklarını bırakmaya devam ediyordu. Kendimi mümkünmüş gibi ona daha fazla yaslarken dudaklarımı boynuna değdirdim. Bu soruyu kendini tutamadığı için sorduğunu düşünüyordum. Yine de bu düşünceli hâli yine kalbimi çeliyordu.

"Gittikçe ıslanıyorsun, karım aslından çok arsız birisi. Sadece bana!" Sesinde ki muzipliği kavrarken, elleri bedenimin bütün kıvrımlarında dolaşıyordu. Sesinde ki tutkuyu kavrarken, huzuru daha nasıl bulacağımı bilmiyordum. Ondan ötesi yoktu.

"Sadece sana!" Başını olumsuz anlamda salladı iflah olmazsın dercesine, parmakları kadınlığımı okşamaya başlarken bir an nefes alamamıştım. Bana bu şekilde dokunmamalıydı, kollarında ve sıcak suyu sayesinde mayıştığımı hissedebiliyordum.

Gözlerimi usulca açtığımda ilk karşılaştığım, sert hatlara sahip ama oldukça yumuşak bakan bir yüz olmuştu. Gözleri uzun ve ıslak kirpikleri arasında daha etkileyici duruyordu, gözleri her ne kadar yumuşak baksa bile ardında gizlediği ve bana göstermediği vahşi bir tarafı vardı. Bu yakından bakılsa bile, farkedilmesi imkansızdı. Duygularını gözlerinde ki herşeyi o yönetiyor gibiydi.

Duygularını iyi yönetiyor gibiydi. Ama benim öyle değildi, açıktım gözlerim ruh halime göre canlanır yada bir çiçek gibi solardı. Bende onlardandım işte diğer herkes gibi.

Sırtımda bir an soğukluğu hissederken, ben ne olduğunu kavrayamadan kendimi kabine yaslanır bir şekilde bulurken bir kolum hâlâ itinayla göğüslerimin üstündeydi. "Böyle bakmaya devam edersen kendimi tutamayacağım."

Boğazımı kavrarken, burnunu burnuma sürtmüş ve karnıma doğru uzanan sertliğini daha fazla hissetmemi sağlamıştı, bütün bedeninin ağırlığı sanki bedenime vermiş gibiydi. Kasıklarımda ki yanma hissi daha fazla alevlenirken dudaklarını dudaklarıma sürtmesi ile bu son darbe olmuştu.

Göğsümün üstünde ki kolum güçsüz bir şekilde yanımda sarkarken, baygın bir şekilde Baray'a bakıyordum. Bakışları yüzüme odaklanmışken, başını indirecekken diğer kolumu onu dolayıp bedeninin bedenime iyice yaslanmasını sağladım.