İ. || BÖLÜM 10 || L.B

16.2K 396 31
                                    

Selamlar canlarımm <3
İyi okumalar hepinize.

Yazım yanlışlarını mazur görün hade bayy.

||•|

Kahvaltı etmiş, yine mutfak terasında oturuyordum. Daldığım derin düşünceler, Baray'la ilgiliydi. Daha önce erkeklere karşı bir önyargım olduğundan, hiçbirini sevmezdim. Yetmiyormuş gibi bir de bacağıyla dalga geçmiştim.

Gerçekten iğrenç bir insandım.

Saçlarımı sinirle geriye attım. Burda onuncu günümüz oluyordu, az kalmıştı gitmemize, yanımda bir hareketlilik hissederken,
"Söylenenler doğru mudur gelin hanım."
Bir bu eksikti.

Yavaşça kayınvalideme dönerken, derin bir nefes aldım.

"Neymiş o söylenenler Asiye ana."son kelimeyi bastırırken, bana yandan bir bakış attı. Bakışlarına kurban olduğum! Gelde gözlerini yerinden çıkarayım. Vallaha yeter da.

"Baray'la gerdeğe girmediğiniz!"
Ona da karışma be. Kaşlarımı çatarken ne diyeceğimi düşündüm, mantıklı bir cevap, hemen sıyrılacağın bir cevap.

"Oğlunu tanıyalı kaç gün oluyor Asiye hanım, bunlar hemen olacak iş değil."

"Bana bak kadın!" Bir anda bağırması işe yerimden sıçramıştım. "Eğer o gerdek bir hafta içinde olmazsa, sen Baray'ı unut. Haftaya bugün boşanma davası açarım."

Hı. Ne.
Ben hâlâ öylece önümde ki cadaloz kadına bakarken iç çektim. Başka emriniz.

"Bana böyle bağıramazsınız, hem istediğim zaman oğlunuzla girerim o yatağa bu sizi ilgilendirmez."

Çok sinirlenmiştim, benim özel alanıma istediği gibi adım atamazdı. Ne yani benim özelim olmayacak mıydı? Resmen oğluyla sevişip sevişmediğimi soruyordu bana.

"Bana bak yavrum, senin anladığın dilden konuşacağım, sen oğlumu mutlu etmek için o yüzüğü takıyorsun, başka da bir işe yaramazsın. Baray'ın başka da bir şeye ihtiyacı yok. Hele senin gibi birine hiç yok, şimdi git. Yıkıl karşımdan. Bir kaç güne sende temmeli gidersin buralardan. Yatağını ısıtmayan kadını, ne yapsam benim oğlum."

Aileme teşekkür ediyorum, başka insnaların yanında bana ağlatmamayı gösterdikleri için. Kırılmıştım gene, toparlanmaya çalıştıkça beni dağıtıyorlardı.

"Sen de şunu bil Asiye hanım. Oğlun o yüzüğü hiç parmağından atamayacak."
Onu bırakmayacaktım. İçimden bir his asla bırakmamam gerketiğini söylüyordu.

Terastan çıkıp koridora ilerlerken, son anda birisiyle çarpışmıştım. "Kusura bakmayın." Diye bir kaç kelime gevelerken daha hızlı yürüdüm. O lanet odaya hemen girmeliydim.

Yine yürümeye devam edecekken kolumdan tutulup sürüklenmiştim. "Ne yapıyorsun, bırak." Gözyaşlarımdan ötürü önümü görememiştim. Ama kolumdan tutup sürükleyen Baray'dı.

Odaya girince, kapıyı kilitleyip bana dönmüştü. Konuşmak istemiyordum kimseyle.
Bana doğru ilerlerken başımkbiraz daha eğdim. Hadi ama uzaklaş. Hiç iyi şeyler olmuyordu şuan bana.

"Ne oldu niye ağlıyorsun?"

Soğuk ve mesafeli sesi, benden uzak dur diye bas bas bağırıyordu resmen. "Ağlamıyorum." Burnumu çekerken, bir kaç damla daha gözyaşı dökülmüştü, lan bir durun. Şuan sırası değildi ki.

Derin nefesler alıp, gözyaşlarımın dinmesini diledim.

"Başını kaldır, görürüz o zaman ağlıyor musun, ağlamıyor musun."
Sakin sesi ruhuma işlerken, sertçe yutkundum. Tane tane konuşuyor hiç acele etmiyordu konuşurken.

İLTİCA |+18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin